Anne kuzusuyum

Ramil Guliyev, 2017 Dünya Atletizm Şampiyonası’nda 200 metrede dünya birinciliğini kazandı. Türkiye’nin göğsünü kabarttı. Başarısını şu sözlerle açıkladı: Olimpiyatlara annemin desteği ve yemekleriyle hazırlanıyorum. Annem sayesinde dünya şampiyonu oldum.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 21 Ağustos 2017 Güncelleme 21 Ağustos 2017, 02:07
Anne kuzusuyum

İÇİNDEKİLER

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de yaşayan Ramil Guliyev, 2009 yılında Fenerbahçe Kulübü'nün teklifini kabul etti. İstanbul'a geldi. Ramil'in Türkiye'ye gelmesinden memnun olmayan Azerbaycan Devleti, sporcunun uluslararası maçlara çıkmasına da izin vermedi. Bakanlık düzeyinde girişimler ile sorun 2 yılda çözülebildi. 2011 yılında Türk vatandaşı olan Ramil, o tarihten itibaren milli formayı terletti... Bu yıl Londra'da düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonası'nda 200 metre yarışlarında dünya şampiyonluğunu elde etti. Ülkemize altın madalyayı getiren ilk sprint atleti olarak tarihe geçti. Ramil Guliyev şampiyonaya nasıl hazırlandığını, ne yiyip içtiğini bundan sonraki hedeflerinin neler olduğunu Ali Değermenci'ye anlattı...

Türkiye'ye nasıl geldin?
Eski bir sporcu arkadaşım Azerbaycan'dan üniversite okumak için Türkiye'ye geldi ve Fenerbahçe Kulübü'nün adına yarışıyordu. O arkadaşım aracılık yaptı ve beni Fenerbahçe'ye aldı. İlk yıl Fenerbahçe Kulübü'nde yabancı statüsünde yarıştım.

Türkiye'ye gelmen Azerbaycan açısından neden sorun oldu?
Azerbaycan buraya gelmemi pek istemedi. Türkiye'ye gelince 3 yıl bekledim. Yarışlarda Türkiye adına yarışmama da izin vermedi.

Peki neden Türkiye'yi istedin?
Azerbaycan'da antrenman yerlerimiz ne yazık ki yoktu, şartlarımız iyi değildi. Türkiye'de ise şartlar çok iyi. Beni burada Türk gibi karşıladılar. Yabancılık çekmedim. Zaten Azerbaycan ile Türkiye kardeşler.

Sporcu olarak bir günün nasıl geçiyor?
Saat 8 de kalkıyorum. 08.30'da kahvaltı yapıyorum. Saat 10.30'dan 13.00'a kadar antrenman yapıyorum. Öğlen yemeği yiyip bir buçuk saat uyuyorum. 15.30 gibi yeniden antrenmana başlıyorum ve 19.30'a kadar antrenmanlarıma devam ediyorum. Önemli şampiyonalar öncesinde çalışmalarım 20'ye kadar sürüyor. Ardından rehabilitasyon için masaj yapılıyor, sonra yatıp uyuyorum.

Nasıl besleniyorsun?
Hazırlık döneminde normal öğünlerde yemeklerimizi yiyoruz. Yemeklerim haşlanmış olarak hazırlanıyor. Izgara türü yemek yemiyorum. Karaciğerimi ve midemi zorluyor. En çok çorba ve salata yiyorum. Her yemekte mutlaka kırmızı et olması gerekiyor.

Şampiyonalara hazırlanmaya ne zaman başlıyorsun?
Önemli yarışlara en az 7-8 ay öncesinden çalışmaya başlıyorum. Normal yarışlara hazırlıkları standart antrenmanlarla yapıyoruz. Sezonda bir iki tane önemli yarışlar oluyor, onlara çok ciddi hazırlanıyorum.

Spor ilgisi nereden geliyor?
Benim ailemin tamamı sporcu... Babam 200 metrede Azerbaycan Şampiyonu bir sporcuydu. Annem 16 yaşında 6.20- 6.30 uzun atlama yapıyordu. Bu çok büyük bir dereceydi. Hemstrik'ten sakatlanınca sporu bırakmak zorunda kaldı. Abim de bisiklet sporu yapıyordu. Azerbaycan'da birçok yarışlara katıldı.

​İLK KOŞUDA BİRİNCİ OLDUM

Sprint olmaya ne zaman karar verdin?
İlkokuldan itibaren spor yapmaya başladım. Spor Lisesi'nde okuduğum için boks, judo, güreş gibi birçok branşı denedim. Hiçbiri içime sinmedi. Bir gün hocalarım 'Yarın koşacaksın' dedi. Nasıl bir yarış hiç bilmiyorum. Hiç çalışmamıştım ama birinci oldum. Yarış sonrasında 'Çalışmadan kazandıysam, çalışırsam çok başarılı olurum' dedim ve kararımı verdim 'Atlet olacağım' dedim. Daha sonra yıldızlarda dünya ikincisi oldum. O zaman karar verdim, bu benim işim...

Sakatlanmaktan korkar mısın?
Bir sporcunun en büyük korkusu sakatlanmak ve hastalıktır. 7 ay çok büyük eforla hazırlanıyorsun bir anda hastalanınca büyük sıkıntılar yaşıyorsun. Bu çalışmalarını en az bir ay geri atıyor. Hele hastalık yarış öncesi olursa, zaten çok daha büyük sıkıntı... Steroid, hastalığı çok hızlı şekilde iyileştirir ama dopinge neden olur. Onun için asla kullanmam.

Hiç sakatlandın mı?
Evet, sakatlandım. Ameliyat da geçirdim. Sprinterlerde en fazla Aşil, Hamstring (Arka adele çekmesi) ve sırtta sakatlıklar çıkar. Çok hızlı koşarken de hamstring kaslarında sakatlanmalar olur ki, bu da çok tehlikeli bir sakatlıktır.

Londra Olimpiyatları'na çıktığında neler hissettin?
Londra'ya geldim ve yarışı bekliyordum. Hemen hemen bütün boş vakitlerimde Play Station oynamaya çalışıyordum. Boş kalınca kafanda yarış beliriyor. Bu iyi bir şey değil. Yarışı düşünmemen gerekiyor. Bunun için ben kitap veya gazete okudum, Play Station oynadım ki yarışın stresini kafamda atayım. Son gece uyumaya çalıştım. Yarışı alıp alamayacağım konusunu asla düşünmemeye çalışıtım. Sadece kulvara çıkınca yarışı düşünüyorum.

Yarışta ilk çıkış önemli midir?
Orada her adım, her saniye, her salise çok önemli... Pistte çok küçük bir hata yaptığın an bitersin. Düşünün, Dünya'da 7 milyar nüfus var. 7 milyarın içinden en hızlı koşan 8 sporcu o piste geliyor. Yıllarca antrenmanlar yapmış, çalışmış uğraşmış, 10-15 yıl emek verip, bütün seçimleri kazanmış ve ilk 8 kişinin arasına girmişsin. İşte orada çok küçük bir hata yaptığın anda bitersin. Orada hata yapmak affedilemez.

Londra'da çok iyi çıkış yaptın. O zaman 'Ben bu yarışı alıyorum galiba' diye düşündün mü?
Hayır. Ben her yarıştan önce 'Buraya zevk almaya geldim' diye düşünürüm. Tabi ki yarış için taktik planlarım vardır. Ancak bitiş çizgisini geçip, ekrana bakınca kazandığıma karar veririm. Ben yarış esnasında önüme bakarım ve maksimum performansı gösteririm. Sağa sola bakamazsın. O bakma ile 3-5 salise fark olur. Yarışı kaybedebilirsin bile.

Yarış bittiğinde ne düşündün?
Ekrana baktım ve 'Ben yaptım' dedim. Büyük bir sevinç, büyük bir mutluluk yaşadım tabi.

Sonrasında neler yaşandı?
Yarış günü Instagram hesabıma 2-3 bin destek yorumu geldi. Yarış bitti, ilk üç saatin içinde 7 bin tebrik mesajı geldi. Gurur yaşattığım için çok güzel mesajlar aldım. Bu beni çok mutlu etti.

Daha sonra kiminle konuştun?
Annemle ve kız arkadaşımla konuştum. Annem aradı. Telefonda bir saate yakın konuşmaya çalıştık. Ama heyecan ve ağlamaktan normal konuşamadık.


Şampiyonalarda kazandığı başarıları, annesinin desteğiyle aldığını belirten Guliyev, "Londra'daki yarışlardan sonra 1 saat telefonda konuşup ağladık" dedi.

İstanbul'a ayak uydurabildin mi?
İstanbul'u ve yemeklerini çok sevdim. Ben annemle İstanbul'da yaşıyorum. Annemin yemekleri de çok iyidir. Babam bir süre önce vefat etti. Annemin kontrolünde yarışlara katılıyorum diyebilirim. Anne desteği çok önemli... Annem olmasa bu kadar başarılı olamazdım. Benim için Türkiye başka bir dünya.

Hedefinde neler var?
Önümüzdeki yıl Avrupa Şampiyonası var. Daha sonra Dünya Olimpiyat Şampiyonası var, onlar önemli yarışlar. Durmak yok devam...

İLK ERDOĞAN TEBRİK ETTİ

Yarıştan sonra ilk arayan kimdi?
Yarış biter bitmez ilk arayan Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Tebrik etti beni. Londra'da yarış saat akşam 10'da başlamıştı. Türkiye'de gece yarısını geçmişti. Buna rağmen Sayın Cumhurbaşkanı'nın araması beni çok sevindirdi ve gururlandırdı. Sonra Başbakan aradı. Ertesi gün de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev aradı. Hem Türkiye hem de Azerbaycan Cumhurbaşkanları'nın arayıp tebrik etmeleri beni fazlasıyla sevindirdi. Bundan sonra da daha büyük başarılar için çalışacağım.



İDOLÜM BOLT

Hüseyin Bolt nasıl tanıştınız?
2008 yılında Pekin Olimpiyatları'nda tanıştık. O zaman büyük bir star değildi. Çok enteresan, açık ve güzel biri.

Kendine kimi örnek alıyorsun?
Michael Johnson ile Hüseyin Bolt'u örnek alıyorum. Özellikle Michael Johnson teknik koşusunu örnek alıyorum.

Bolt'un son yarışını nasıl değerlendiriyorsun?
Son yarışta sakatlandı. Yarış öncesinde sporcular dışarıda bekletiliyor. Hava Londra'da çok soğuktu. Sakatlığı ondan dolayı oldu diye düşünüyorum.

RÖPORTAJ:ALİ DEĞERMENCİ