AmeriKAN rüyası!

Batı, Ortadoğu’dan burnunu çıkarmadı. Terör örgütlerini kullandı. Ancak Türkiye’nin sabrı kalmadı. Yrd. Doç. Dr. Vehbi Baysan Suriye’deki son durumu TAKVİM’e anlattı: Terör örgütü PKK’nın bütün sözde yöneticileri PYD ile birlikte savaşıyor. ABD ise bu konuda iki yüzlü davranıyor. Onlara, Suriye Demokratik Güçleri şeklinde bir kılıf uyduruyor... PYD kendine muhalif olanları yok ediyor. ABD de bütün bu olup bitenlere tamamen sessiz kalıyor...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 27 Mart 2017 Güncelleme 27 Mart 2017, 01:56
AmeriKAN rüyası!

İÇİNDEKİLER

Eski dünya, "Düzenim bozulmasın" diyor. Ancak "Yeni Türkiye" bu düzene meydan okuyor. Peki, Türkiye'nin güney sınırında ve Ortadoğu'da neler oluyor... İbn Haldun Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Vehbi Baysan'la bu sorunun cevabını konuştuk...

Arap Baharı'nda birçok ülkede hızla gelişen olaylar Suriye'de durdu. Suriye'de 6 yıldır savaşın devam etmesinin nedeni nedir?
Aslında Arap Baharı dört aşama kaydetti. Birinci aşamada gösteriler başlıyor. Rejim bunları sokağa çıkmış kişiler olarak görüyor. Hafifsemeye çalışıyor. Ama gösteriler devam ediyor. Bu sefer rejimler ateş açıyor. Ölümler arttıkça geri dönülmez bir yola giriliyor. Son aşamada rejim kendini kurtarmak için 'Gelin müzakere edelim' diyor.

Şu andaki Suriye fotoğrafı nedir?
Halep'in rejim tarafından ele geçirilmesi ile çok ilginç bir süreç başladı. Gruplar El-Bab denilen şehirden küçük bir yerde toplandı. Rejim, ülkenin güney ve güney doğusuna konuşlandı. Türkiye'nin desteklediği muhalif güçler; El Bab'ı aldıktan sonra Münbiç'e yöneleceklerdi. Çünkü Türkiye'nin birincil tehdit algısını oluşturan terör örgütü PYD, Fırat'ın doğusuna çıkarılacaktı.

ABD, terör örgütü PYD'yi neden destekliyor?
Çünkü ABD ve uluslararası camianın ittifak ettiği bir nokta var. Onlara göre birincil tehdit algısı DEAŞ. Türkiye'ye göre birincil tehdit algısı ise sınırında herhangi bir terör örgütünün yapılanması...

Obama bu konuda plan sunmuştu...
Obama döneminde hazırlanan plana göre ABD, DEAŞ'ı bombalayacaktı. Ancak ABD askerleri sahaya inmeyecekti. 'Yerel unsurlar' desteklenecekti.

Kim bu yerel unsurlar?
O zaman isim verilmedi. Ama bunların terör örgütü PKK'nın yan kolu olan PYD olduğu anlaşıldı. Bu konu Türkiye'yi çok rahatsız etti.

Neden?
Çünkü bu örgüt, dünyanın en iyi ağır silahları ile desteklenmiş, finanse edilmiş bir örgüt.

Bir terör örgütünün 'işinize yaraması' durumunda terör örgütü olmasının önemi yok mudur?
Terör örgütü PKK'nın bütün militanları sözde yöneticileri PYD ile birlikte savaşıyor. Batı bu olayda Türkiye'yi yalnız bıraktı. PYD militanları ABD için gerekli ve her an öldürtebileceği silahlı güçler. ABD bu olaya böyle bakıyor. Onlara göre 'ABD askerini alana sürüp savaştırmayacağız ama gerekirse terör örgütleri ile ittifak dahi yapabiliriz (onlar terör demiyorlar tabi)' diyorlar. Onun için bu konuyu Türkiye söyleyince PYD'nin adını kullanmıyorlar, Suriye Demokratik Güçler ifadesini kullanıyorlar. Adamlar ismi değiştirip bizi katakulleye getirmek istiyorlar.

Terör örgütü PYD kendilerine muhalif olanları ezip geçmiyor mu?
PYD kendine muhalif olanları adeta yok ediyor. ABD bütün bu olup bitenlere tamamen sessiz aklıyor. ABD için önemli olan DEAŞ ile mücadele edecek grupların bulunması. Onların şu grup veya bu kesim olması hiç ama hiç önemli değil.

DEAŞ bir heyula mı?
Bu olay daha önce Afganistan'da da olmuştu. Taliban güçleri yabancı terör grupları ile mücadele ederken ortadan kaybolmuşlardı. Şimdi de aynı şey mi olacak! DEAŞ militanları bir anda ortadan mı kaybolacak!

Bunlar, Batı'nın belirli zamanlar desteklediği örgütler değil mi?
Hiç şüphe yok. Batı bunu Afganistan'da yapmıştı. DEAŞ bir hayli gizemini koruyan bir örgüt. Ne olduklarından çok ne yaptıkları önemli. Maliki Hükümeti'nin Irak'ta Şiileştirme politikalarının çok etkisi vardı. Buna sadece Türkiye sesini yükseltti. Ve bundan dolayı da Türkiye mezhepçilik yapmakla suçlanmıştı.

DEAŞ bu politikalardan mı beslenip büyüdü?
Irak'ta bulunan Sünni aşiretler o toprakların kadim halkı. Onları oradan süremezsiniz. Türkiye'nin söylediği de buydu. Burada pek çok Arap Sünni aşireti vardı. Ancak hepsi ordudan bürokrasiden ihraç edildi. Bütün bunlar Maliki'nin Şiileştirme planı içinde yer aldı. DEAŞ bu şekilde ortaya çıktı.

DEAŞ aşırı İslam söylemi ile hareket ederken, hep Müslümanlar'ı katlediyor. Ancak bu örgütler, 'En büyük düşmanları' olarak gösterilen İsrail'e saldırmıyor. Bu ilginç değil mi?
İsrail'in bu işin arkasında olabileceği söyleniyor. Bu konu çok net değil. Ama bir türlü DEAŞ'ı tanımlayamıyoruz. DEAŞ'ın İsrail'e saldırmasını bırakın söylemlerinde bile İsrail karşıtlığının olmaması çok ilginç. DEAŞ militanlarının çoğunluğu Batı'da doğmuş büyümüş... Bunun arkasında bir şeyler var. Genel anlamda istihbarat örgütlerinin bu tür örgütleri kurduğu yönünde teoriler var.

Türkiye'nin Suriye ile ilgili planı nedir?
Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunuyor. Sınırının hemen karşısında oluşturulan grup çok önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Ancak bu konuda uluslararası camia ile ayrışıyor. Sınırın dibinde bunların PKK-PYD gibi terörist grupların olup olmaması değil herhangi bir grup olması Türkiye için çok ciddi bir tehdit.

Batı ne diyor?
Batı hiç bir şey demiyor. Batı'nın bu iş umurunda bile değil. Batı için önemli olan DEAŞ'ın o bölgeden temizlenmesi. Bunun için çıkarları gereği ne gerekiyorsa onu yapıyor...

Kendi sınırları içinde olsa ne yapar Batı?
Kendi sınırlarında olsa asla bu şekilde davranmazlar. Bir adım sonrasını düşünmek çok masraflı bir iş. Öyle ki Musul harekatı planlanıyor. Iraklı Göç Bakanı "Bu harekat ile iki ay içinde 850 bin göçmen ortaya çıkacak" diyor. Ama bunlara yönelik dahi hiçbir plan yapmıyorlar.

Türkiye ne yapmalı?
Türkiye için sınır boyundaki yapılanma hayati derecede tehdittir. Batı bunu "Siz Kürtlere karşısınız" diye anlıyor. Bunun hangi grup olursa olsun tehdit olduğunun çok iyi anlatılması gerekir.

Dış güçler para yardımları ile PYD'ye yer açabilir mi?
Böyle bir durum söz konusu olabilir. Rejimi bu anlamada sıkıştırabilir. Bunlar olasılık dahilinde bir durum.

Suriye için Barış Planı var mı?
İşin ilginç tarafı Suriye için bir barış planı yok. Cenevre görüşmeleri var sadece. Oradan bir gelişme yapılamıyor.

BLAİR SİLAHLARI HALA BULAMADI
Irak'a saldırılınca Irak'ın ne suçu vardı? Bir milyondan fazla insanı öldürdüler. 11 Eylül saldırganlarının içinde tek Iraklı bile yoktu. Kitle imha silahları icat ettiler. Hala bir tek kanıt bile bulamadılar. İngiltere eski başbakanı Tony Blair utanmadan 'Kitle imha silahlarını bulamadık. Bulunamıyor' diyor. Ancak 'yok' demiyor.

Ali Değirmenci