Yağma yok!..

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 27 Şubat 2017 Güncelleme 27 Şubat 2017, 00:00

İÇİNDEKİLER

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, geçtiğimiz cumartesi günü, Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Halk Oylaması Kampanya Tanıtım Toplantısı'nda, 16 Nisan'da insanımızın oylarına sunulacak anayasa değişikliğini madde madde izah etti.
Başbakan Yıldırım'ı dinlerken, itirazcıların çoğu yalan iddialara dayanan yorumlarının ne kadar anlamsız olduğu bir kez daha anlamış olduk.
Öncelikle söz konusu yönetim sistemi değişikliğini, aslında şimdi hayır denilmesi için uğraşanların attığı adımların gerekli kıldığının altını çizdi Başbakan Yıldırım. 2007'deki 367 krizini hatırlatarak, bunun üzerine getirilen Cumhurbaşkanını halkın seçmesi usulü ile zaten parlamenter sistemin tarih olduğu vurgusu, bu cümledendi mesela.
Yargının bağımsızlığı yanına 'tarafsızlık' ilkesinin ilave edilmesi, milletvekili sayısının 550'den 600'e çıkarılması ve seçilme yaşının 18'e indirilmesine itiraz edilmesinin herhangi bir makul sebebi olamayacağına işaret eden Yıldırım'ın, seçimlerin 5 yılda bir yapılması konusunda söyledikleri, çarpıcıydı:
"Milletvekilleri seçiliyor, Meclis'e geliyor ve Meclis'te hükümet kurulma çalışmaları başlıyor. Sonra bu hükümet güvenoyu için program hazırlıyor. Güvenoyu alıyor, almıyor zaman geçiyor. Sonra 6 ay tebrikler başlıyor ve kaldı 3.5 yıl.
Son 6 ayı da vedalaşma ziyaretleri ve elde kalıyor 3 sene. 3 senede hangi işi tamamlayacaksınız? Bu bürokrasiyle, bu kırtasiyecilikle 3 senede bu projeleri nasıl bitireceksiniz?" Cumhurbaşkanına çok geniş yetkiler verildiği yönündeki eleştirilere cevap sadedinde, parlamenter sisteme göre yapılan 1982 Anayasası'nda dönemin paşalarının emriyle Cumhurbaşkanı'na tam manasıyla başkanlık yetkilerini verildiğini belirten Yıldırım, şunları söyledi:
"İşin çivisinden çıkmasının kurgusu 82 Anayasası'dır. Bir yandan parlamenter sistem düşüneceksiniz, bir yandan da cumhurbaşkanına başkanlık yetkisi vereceksiniz. Sorumluluk sıfır, yok.
Yetki gani, sorumluluk mafi...
Şimdi diyoruz ki, 'Yetkiler var ama sorumluluk da var.'

Seçilmiş mi, atanmış mı?..

Vatandaşların anayasa değişikliği konusunda bir bilgi kirliliği ile karşı karşıya olduklarını belirten Başbakan Yıldırım'ın, seçilmişler ve atanmışlar ilişkiyle ilgili sözleri de dikkat çekiciydi.
Siyasiler olarak seçime gittiklerini, vatandaşın derdini dinlediklerini, taleplerini aldıklarını, sitemlerini işittiklerini ve her türlü fedakarlığı yaptıklarını belirten Yıldırım, şöyle devam etti: "Bir de baktık, her taraftan kafayı uzatanlar var. Hoş geldiniz, biz sizin yeni ortaklarınız... Nereden çıktınız kardeşim? Siz bizimle seçim meydanlarında var mıydınız?
Bizimle ter döktünüz mü? Bizimle milletin derdini dinlediniz mi?..
Yok, biz bunları yapmayız. Biz burada otururuz, gelenlerden hakkımızı alırız...
Yağma yok." Yağma yok şeklindeki söz, meseleyi izaha kafi aslında. 'Hayır' cephesinin rahatsızlığı, atanmışların güçlerini kaybediyor olması ile ilgili çünkü.
Kısacası, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım'ın söyledikleri, CHP'nin ve diğer 'hayır'cıların iddia ettiklerinin tamamının uydurma olduğunu gösteriyor.
Milletin seçtiklerini bir kenara iterek ülkenin yönetimine musallat olan vesayet odaklarının canını sıkacak değişiklikler söz konusu sadece. Ve birileri, değişiklik konusunda doğruları söylemek yerine karambol oluşturarak 'hayır' denilmesini temin etmeye uğraşıyorlar.
Geçtiğimiz cumartesi günü Ankara'da çekilen Bismillah sonrası Türkiye sathında yoğunlaşacak çalışmalarla bu gerçekler milletimize aktarıldığında, 'hayır'cıların herhangi bir başarı şansı kalmayacağını söyleyebiliriz...