Hepsi aynı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’da çok önemli mesajlar verdi: Türkiye’nin karşısında isimleri farklı harflerden oluşuyor ve söylemleri farklı görünüyor olsa da aslında aynı örgüt var. Gerekeni de kendi evlatlarımızla yapacağız...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 11 Ocak 2017 Güncelleme 11 Ocak 2017, 01:28
Hepsi aynı

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 10 Ocak İdareciler Günü dolayısıyla Türkiye'nin 81 ilinden gelen kaymakam ve vali yardımcılarına Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde öğle yemeği verdi. Erdoğan, özetle şunları söyledi:

Türkiye, içerde ve dışarıda çok büyük bir saldırı altındadır. Bu saldırı, zayıf bir ülke olduğumuzdan kaynaklanmıyor. Güçlü, güçlenen bir ülke olduğumuz için yapılıyor. Suriye ve Irak'ta yaşanan her gelişme ülkemizi doğrudan ilgilendiriyor.

Asıl çözümün Suriye ve Irak'ın yeniden güvene, istikrara, huzura kavuşması olduğu gayet açıktır. Bu yönde de çok ciddi gayret gösteriyoruz. Bölgedeki gelişmelere doğrudan veya dolaylı etkisi olan ülkelerin önemli bir bölümünün Suriye ve Irak halklarını esenliğe kavuşturmak diye bir dertlerinin olmadığı artık çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.

Bu ülkelerin güvenliği ve huzurunun, bizim güvenliğimiz ve huzurumuz anlamına geldiğinin gayet iyi farkındayız. Dikkat ederseniz biz ne zaman sahaya indiysek bu ülkelerle ilgili tehdit değerlendirmeleri ve öncelikleri o anda değişti.

Düne kadar DEAŞ'la mücadeleyi ilk sıraya koyan ülkelerin bugün DEAŞ'ı himayeleri altına alacak hale geldiklerini ibretle takip ediyoruz.

Bölgenin tarihi, dini, etnik, kültürel yapısını dikkate almadan, kağıt üzerindeki planlamalarla yürütülen projeler, birer birer çöküyor.

Uluslararası alanda ve sınırlarımız dışında verdiğimiz mücadelenin başarısının birinci şartı, ülkemizin içini sağlam tutmamızdır. Eğer, biz kendi topraklarımızın içinde huzuru, güveni, refahı temin edemezsek, dışarıda ne sözümüzün bir kıymeti kalır ne de tek bir adım atacak zemin bulabiliriz. Terör örgütlerini, adeta vardiya usulü ülkemizde eylem yapmaya teşvik edenler, işte bunu istiyor.

15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere bu uğurda ellerindeki tüm malzemeyi kullandılar, kullanıyorlar. Zahirde birbirine düşman gibi gözüken örgütleri, kesimleri bu amaçla bir araya getirip işbirliğiyle çalıştırıyorlar. Açık konuşmak lazım. Türkiye'nin karşısında isimleri farklı harflerden oluşuyor ve söylemleri farklı görünüyor olsa da aslında aynı örgüt var.

Maruz kaldığımız saldırılar gösteriyor ki bölücü örgütle DEAŞ, FETÖ ile DHKPC arasında bizim açımızdan herhangi bir fark yoktur. Hepsi de ülkemizin ve milletimizin düşmanıdır. Hepsi de gözünü kan bürümüş, devletimizi yok etmeye ant içmiş, zihinlerini ve bedenlerini kiraya vermiş katiller güruhudur.

Bu örgütler, yıllardır kullananları, sosyolojik tabanlarını oluşturan kesimleri dahi dehşete düşüren kan dökücülükleriyle çağımızın barbarları durumundadır.

Yaşadıklarımız bize şu gerçeği açıkça izhar etti. Türkiye terörle mücadelesini ve bunun için bölgesinde yürüttüğü tüm operasyonları tek başına kendi imkanlarıyla ve kendi evlatlarıyla yürütmek mecburiyetindedir. Bu durumu anlamayan veya buna karşı çıkan hakikatlere gözünü kapatıyor demektir.

Eğer görev yaptığınız yörelerde terör örgütleri taban buluyorsa, öyle veya böyle oradan bir teröristin çıkıp silahını size ve bu ülkedeki herhangi bir masuma doğrultması unutmayın kaçınılmazdır. Bu bakımdan işimizi savsaklama, hata yapma, gaflete düşme, rehavete kapılma hakkımız olmadığını çok iyi bilmemiz lazım. Hani milli seferberlik diyorum ya işte bu çağrının en başta gelen muhatapları sizlerseniz.

Yaşadığımız dönem rutin bir dönem değildir, olağanüstü bir dönemdir. Bugün Türkiye unutmayın yeni bir istiklal ve istikbal mücadelesi vermektedir. Öyleyse çalışmalarımızı da bu olağanüstü hale mütenasip şekilde yürütmek durumundayız. Öncelikle hiçbir terör örgütüne karşı en küçük bir müsamaha göstermeyeceğiz.

HZ. ÖMER MİSALİ
Sizler bir Hz. Ömer misali o kapıları çalıp işte kaymakam filanca geldi, duydum ki kömür ihtiyacınız var, kömürünüzü getirdim, gıdanızı getirdim. Duydum ki evde çocukların giyecek ihtiyacı var, giyeceğinizi getirdim demelisiniz. İşte bu kaymakam unutulmaz. Tayyip Erdoğan için el, göz, kulak, ayak sizsiniz.