"Irak'ta da aynı şeyi yaparız"

Başbakan Binali Yıldırım ortak canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yıldırım, "Fırat Kalkanı ile DEAŞ'ı sınırımızdan uzaklaştırdık. Benzer şeyi Irak'ta da şartlar icap ederse yaparız" dedi.

Giriş Tarihi 22 Ekim 2016, 00:00 Güncelleme 23 Ekim 2016, 00:23
Irak’ta da aynı şeyi yaparız

İÇİNDEKİLER

Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları;

(Musul'daki operasyon) Koalisyon güçleri içerisinde hava ve kara unsurları var. Hava unsurları içerisinde Türkiye yer alacak. Bir hava harekatında ihtiyaç duyulduğunda bizim uçaklarımız da operasyona katılacak. Burada bir tereddüt yok, mutabakat sağlanmış durumda. Kara operasyonunda zaten şu anda Irak'ın resmi askerleri, polisi, güçleriyle Peşmergeler doğrudan yer alıyor. Ayrıca bizim Başika kampında eğittiğimiz Ninova Muhafızları var. Irak içerisinde diğer milis gruplar var.

Kara harekatında bizim aktif olarak yer almamızı gerektirecek bir durum şu anda yok.

Amaç DEAŞ'ı Irak'tan temizlemekse bizim Başika'daki üssümüz bunu yapıyor. Irak'ın bize teşekkür etmesi lazım.

IRAK ÖNCE KENDİ ÜLKESİNE SAHİP ÇIKSIN
Ülkemizin başını ağrıtan PKK terörünün barındığı ülke Irak. Irak bize laf edeceğine önce bize orada bulunan ve ülkemizi rahatsız eden yıllardır sivil insanların hayatına kasteden, güvenlik güçlerimizi şehit eden, bu alçak hain bölücü PKK terör örgütüne yataklık yapmasınlar. Önce ülkelerine sahip çıksınlar, ülkelerindeki terör örgütlerini zapturapta alamıyorlar Türkiye'ye kafa tutuyorlar.

Yeni Kerbelalar oluşmasın. Böyle bir risk görüyoruz ve uyarıyoruz.

Irak'tan gelecek her türlü terör tehdidine karşı asla kayıtsız olamayız.

GEREKİRSE IRAK'TA DA AYNI ŞEYİ YAPARIZ
Fırat Kalkanı ile DEAŞ'ı sınırımızdan uzaklaştırdık. Benzer şeyi Irak'ta da şartlar icap ederse yaparız. Tereddüt olmasın. Irak'taki sınır bölgemizde arazi şartları çok zor, tamamen derin vadiler, dağlar. Dolayısıyla oradan mülteci geçişi çok zor, buna da rıza gösteremeyiz çünkü onlar arasında terör unsurları karışıp geçme riski çok yüksek. O yüzden Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin kontrolündeki bölgede, güvenli bir alan oluşturmak daha akıllıca. Ona yönelik tedbirlerimiz var.

BU KADAR AÇIK VE NET SÖYLÜYORUM
Türkiye gerek sınırları içerisinde gerek sınırları dışarısında ulusal güvenliğini, toprak bütünlüğünü tehdit eden, vatandaşlarının can ve mal emniyetini tehlikeye sokan, her terör örgütüyle ismi ne olursa olsun ister PKK, PYD, YPG ister DEAŞ olsun isterse ne olursa olsun gereğini yaparız kimseden de izin, icazet almaya ihtiyacımız olmaz. Bu kadar açık ve net söylüyorum.

TÜRKİYE'NİN YER ALMADIĞI BİR GÖRÜŞME OLMASI MÜMKÜN DEĞİL
Cumhurbaşkanımız birinci önceliği her türlü terör örgütünün temizlenmesi, DEAŞ başta olmak üzere terör örgütlerinin bertaraf edilmesi olduğunu söyledi.

Koalisyonda gerekli adımlar atılıyor. Daha sonra Suriye ve Irak'ta istikrarın sağlanması gerekiyor. Masa olma meselesi barış görüşmelerinde Türkiye'nin yer alacağı anlamına geliyor. Bu bölgede Türkiye'nin yer almadığı bir görüşme olması mümkün değil. Bu bölgeyle alakası olamayan masada yer alacak Türkiye yer almayacak böyle bir durum söz konusu olamaz.

Türkiye'nin geleceği ve güvenliği için Türkiye'nin ağırlığı burada olacak. Kendimiz kararımızı verdik ve yaptık benzer bir şekilde Irak'ta da bunu yapacağız. Derdimiz oraların toprak bütünlüğünün bozulmamasıdır.

İSLAM ALEMİNİ BİRBİRİNE KIRDIRAN ÇATIŞMALARI İSTEMİYORUZ
Bağdat ve İran mezhep çatışmalarına karşı dikkatli olmalı. Bizi birleştiren mezhep değil yüce İslam'dır. Türkiye'de mezhep çatışması yok. Yeni Kerbelaların yaşanmasını istemiyoruz. İslam alemini birbirine kırdıran çatışmaları istemiyoruz.

Bizim Anadolu kültüründe mezhep farklılığı yok. İslam'da 'Ne olursan ol' anlayışı vardır. Mevlana'nın çağrısı çok açık.

İran ile sürekli görüşüyoruz. Özellikle PKK ile mücadele konusunda iş birliğimiz var. İran-Trükiye görüşmeleri devam ediyor. İran'ın Irak ile sınırı var bölge ülkeleri olarak aktif olmamız gerek, uzaktan gelen ülkeleren bu işi bırakmamalıyız.

Saddam'dan doğan yönetim boşluğu DEAŞ'ın doğmasına neden oldu. Saddam'ın gitmesi daha fazla kargaşanın ortaya çıkmasına neden oldu.ABD, Irak'ı işgal etti gitti.

YPG-PYD, PKK AYNI KAYNAKTAN BESLENİYOR
YPG-PYD eşittir PKK. Bizim Suriye'de Irak'ta yaşanan Kürt ahalisi bizim kardeşimiz. Sanki biz PYD-YPG ile konuşunca Türkiye Kürtleri istemiyor diye bir algı oluşturuluyor.

Bizim Kürtlerle sorunumuz yok. ABD şöyle düşünüyor 'Ben DEAŞ'ı yok etmek için YPG ile işbirliği yapıp kendi askerlimi riske atmayacağım' Ben ABD'ye söyledim, bir terör örgütünü başka bir terör örgütü ile yok etmek mümkün mü? Bu bir devlet politikası olamaz bu bir yanıltmadır.

ABD şu tercihi yapmak zorunda. Ya beraber hareket ettiği Türkiye'yi ya da üç beş teröristin oluşturduğu bu grupları tercih edecek. YPG'ye verdikleri silahları PKK kullanıyor. ABD bizim dostumuz ise bize silah çeken terör gruplarına dolaylı yoldan destek olmuş oluyor.

Terör gruplarının ABD'ye bazı vaatlerde bulunmuş olabileceğini düşünüyoruz. ABD 'Biz YPG'nin terör örgütü olduğunu düşünmüyoruz ama PKK terör örgütü onlara karşı sizleyiz' diyor. ABD ile bizim ilişkilerimiz 1 Mart tezkeresinin reddedilmesi ile beraber bizim ilişkilerimiz değişti. ABD başka unsurlarla işbirliği yapmaya başladı. YPG-PYD, PKK aynı kaynaktan besleniyor.

CHP MIZIKÇILIK YAPMASAYDI KONUŞULMAYACAKTI
(Başkanlık tartışmaları) Devlet Bahçeli zaman zaman böyle sürpriz çıkışlar yapar ve ülkenin çözülemez hale gelmiş bir sorununa kapı aralar. Siyaset üstü bir tutup sergilediği bilinir. Nereden geliyor bu sorun 2007'den geliyor. Vesayet odaklarının sözcülüğünü yapan CHP cumhurbaşkanlığı seçiminde mızıkçılık çıkarmasaydı belki bunları hiç konuşmayacaktık.

BAŞKANLIĞIN KAPISI 15 TEMMUZ'DA AÇILDI
Kılıçdaroğlu oturduğu koltuğu görmezden geliyor. Parlamentoyu yok saymak kadar gaflet olmaz. Ne tek adamı kardeşim, parlamento yok mu, parlamentoda seçilerek gelinmiyor mu, Kılıçdaroğlu seçilerek gelmedi mi, onun anamuhalefet olarak topluma karşı sorumluluğu yok mu. Başkanlık sisteminde parlamento daha da güçleniyor. Şimdi başkanlığı getirip, cumhurbaşkanımız üzerinden tartışmaya başlarsanız doğru sonuca varamazsınız. Bu kişiler üzerinden düzenlenecek bir mesele değildir. Bu ülkenin birliği için, olmazsa olmaz bir şey. Aslında başkanlığın kapısı 15 Temmuz gecesi açılmıştır. Önceden ihtimal olarak konuşuluyordu ancak önemi pek bilinmiyordu. Farklı farklı spekülasyonlar yapılıyor. Öyle olmadığını 15 Temmuz gecesi gördük. Dünyanın hangi ülkesinde cumhurbaşkanı, "inin meydana bunlara dersini verin" der ve o millet tanka karşı gözünü kırpmadan göğsünü siper eder. Millet geleceğine sahip çıktı. Bundan sonra ülkede bu ve buna benzer sorunlar yaşanmaması için mutlaka ve mutlaka sürekli tek başına iktidar çıkaran bir sisteme ihtiyaç var. Bunun adı da başkanlık bu kadar basit. Çünkü yüzde 50 oy almadan başkan seçilemiyor. Milletvekilliği seçimlerinin de 5 yılda bir seçilmesinin uyum için iyi olabileceğini düşünüyoruz. Burada böyle bir yola gidilebilir.

BAYKAL AÇILIM YAPMAYA ÇALIŞTI ÇULLANDILAR
(Bahçeli 330 garantisi verdi mi?) Böyle bir şey demedi, ama demesini de beklemiyorum. Açıkça bir şey söyledi, "burada bir sorun" var dedi. Sayın Kılıçdaroğlu millet iradesinden daha üstün bir irade yok. Kısa vadeli, siyasal hesaplar siyasi partiler için fayda sağlamaz, zarar getirir. Halkın kararından endişe etmek, buna karşı duruş sergilemek, bir şey ifade etmez. Sayın Baykal açılım yapmaya çalıştı ama hemen çullandılar düzeltme yapmak zorunda kaldı. Ben eminim ki bu değişiklik yüce Meclis'e getirdiğinde ülkesini milletini seven birçok milletvekili tarafından desteklenecek, 330'un üzerinde de bir oyla milletin önüne gidecek.

TEK BAŞINA İKTİDARIN SÜREKLİLİĞİ SAĞLANACAK
Yetmez ama evet deki gibi değişiklik yapmayalım. "Tamam yeter" denen bir değişiklik yapalım, yolumuza devam edelim. 60 madde içerisinden alınması gereken maddeler varsa o da alınacak. Başkanın yetikleri, başkanın seçilme şartları her şey. Her seçimden önce bütün partiler benim anayasam cebimde oy verin hemen değiştireceğim demedi mi? Herkes her şeyi biliyor ama AK Parti grubunun getireceği teklif ülkemizin milli menfaatlerini, geleceğini, bekasını öngören, milletin birliğini beraberliğini daha da güçlendirecek, erkler arasındaki çakışmaları, çatışmaları ortadan kaldıracak, güçlü siyasi iradeyi tek başına iktidarı sürekli sağlayacak, ekonomi yönündeki patinajları ortadan kaldıracak ve ekonomide büyük atılımı sağlayacak.

HİLMİ ÖZKÖK'ÜN İDDİALARI
Sayın eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök MGK'nın kararından bahsediyor. Kurulun bu toplantısında 2004 tarihli MGK'nın gündem maddesi Türkiye'de Nurculuk Faaliyetleri ile ilgili bir araştırma yapılması için bir talep verilmiş bu tarihte FETÖ yazıyor mu?

ÖZKÖK KONUYU KARIŞTIRIYOR
Biz terör örgütünden bahsediyoruz sen silahlı bir eylem yapmıyorsun ama yapabilirsin diye hareket edilemez. Bu konuda Özkök konuyu karıştırıyor. Özkök, darbe girişimlerine karşı hangi eylemleri yapmış? 1983'de sorunların çalınması üzerinde bazı askerler atıldı ve atılmaya devam edildi.

BİZİM İÇİN 17-25 ARALIK MİLATTI
Fethullah Gülen'e Nazlı Ilıcak soruyor, "Hocam askeriyenin baskıları ne zaman bitecek?" 'Özkök Genelkurmay Başkanı olunca bitecek' diye cevap veriyor Gülen,
17/25 Aralık'ta hükümet gerekli adımları attı. Bizim için 17/25 Aralık bir milattı ondan sonra hükümet örgütün faaliyetlerini yakından izlemeye aldı. 7 dava açıldı.

ABİLER ABLALAR CHP İÇİN OY İSTEDİ
Ben 2014 seçimlerinde İzmir'de Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday oldum. FETÖ'cüler yolsuzluk yapıldı algısı oluşturmak için bazı iddialar ortaya attı. O dönemde abiler ablalar CHP için oy istedi, sandıklarda sabaha kadar yattılar. CHP'nin kazanması için. Açıkça partinin işbirliği yaptığını söyledi Birgül Ayman Güler.

AK PARTİ HAYATINI ORTAYA KOYMUŞ BİR LİDERE SAHİP
AK Parti demokrasinin güçlenmesi için hayatını ortaya koymuş bir lidere sahip. Balyoz ve Ergenekon davalarına o darbelerin yapıldığını biliyoruz. FETÖ'cüler o dönemde bu iddiaları sulandırdı, gerçek olan yalan oldu.

FETÖ İLE MÜCADELEDE CHP'NİN AKLI SELİM DAVRANMASINI BEKLİYORUZ
MHP FETÖ'yü yanaştırmadı. Varsa yoksa CHP. CHP bunları hapishaneden ziyaret etti mağdurlar var diye edebiyat yaptı. Peki soruyorum; 15 Temmuz'daki mağduriyetler ne olacak? Şimdi FETÖ'cüleri mağdur ilan etti.

CHP'nin görüşünü gözden geçirmesini tavsiye ediyorum. FETÖ ile mücadele konusunda CHP'nin aklı selim davranmasını bekliyoruz. Biz hata olmaması için gayret ediyoruz. Bu örgütün yapısı çok karışık, şeffaf değil. Eğer hata yapılmışşa itiraz edin düzeltelim dedik.

Arkadaşlar 12 Eylül darbesini hatırlayın. 12 Eylül darbesinde siyasi arka planda kimlerin olduğu biliniyor muydu? Darbeyi yapan şu hesabı yapıyor "Patron benim istediğimi yaparım" Bizim elimizdeki bilgiler Yurtta Sulh Konseyi diye 5 kişilik bir general grubu var.

Askeri rütbelerde kim komutan olacak diye bir liste var. Belediye başkanları bakanlıkların müsteşarları da belli ama siyaset ile ilgili bir liste yok. Mahkeme sürecinde ortaya çıkarsa çıkar. Darbeyi yapalım sonsrasını düşünürüz demiş de olabilirler.

Biz darbeyi bıraktık, mağdur olan milleti bıraktık CHP başta olmak üzere üzerimize geliyor. Herkes üzerine düşeni yapmak zorundadır. Bürokrasiden bakanlıklardan temizlemek partiler üstü bir görevdir. Bu harekete karşı çıkmak demektir. Bunu ağır sorumluluğu vardır. İki gözüm olsa affetmem.

Bunların en büyük zararını biz gördük. Biz erken tehlikeyi gördük 17/25 Aralıkta biz mücadeleye başladık. Seçimlerde gerekli ayıklamayı yaptık ama buna rağmen çıkmıyor mu çıkıyor. Onları da ayıklıyoruz biz şov yapmıyoruz. Gerekli kontrolleri yapıyoruz yollarımızı ayırıyoruz.

Biz diyoruz ki bizim yaptıklarımızı onlar da yapsınlar. Bir seferde geri dönemezler incelenenler, bir hata görenler geri dönecekler KHK ile çıkarıldılar KHK ile geri dönebilirler. Bu bir süreçtir. Burada FETÖ'nün başka bir taktiği var itiraz bombardımanına tutup bizim incelemeleri ayrıntılı yapmamıza engel olmak.

Çıkarılan memur sayısından fazla müracaat var düşünebiliyor musunuz? Bunlara rağmen ismi olmayan ihbarları hiç bir şekilde dikkate almıyoruz. Bir insanın hayatı söz konusu kılı kırk yarmak zorundayız. Türkiye'nin 81 ilinde her yerde bu incelemeler yapılıyor kararlar veriliyor hepsini incelememiz mümkün değil.

İstihbarat alt yapısının ciddi anlamda gözden geçirilmesi lazım. Bu çerçevede iç ve dış istihbaratı yeniden yapılandırmak gerekiyor. Çalışmalar henüz tamamlanmadı. MİT şuanda iç istihabrat ile de meşgul oluyor. Yerine bir şey koymadan kaldırmak mümkün değil. 2 yada 3 yıl gibi bir süreçte tamamlanacak.

MEHMET AĞAR'IN İFADESİ VE ADİL ÖKSÜZ
Mehmet Ağar'ı tanırız. 1993-1996 yıllarında emniyet genel müdürlüğü yaptı. FETÖ'den tutuklananlar onun döneminde kadrodaydı. O dönemde görevli amirlerdi. Nasıl oluyor bu? O zaman farkında değildi herhalde. Adil Öksüz'ün darbenin göbeğinde olduğu biliniyor. Salıverilmesinin masum olduğu kabul edilemez.

Bu konuda incelemeler devam ediyor. Burada büyük bir basiretsizlik var. Neticede buna kargalar güler. Salıverilme işi çok masum değildir. Adil Öksüz'ün bu işte ABD ile Türkiye arasında koordinasyonu sağladığı iddia ediliyor. FETÖ'cüler, Allah rızası için çalışıyoruz diyor ama öğretim görevlilerinin, avukatların, memurların bankalarda milyonları var Peki bu nasıl oluyor?

KILIÇDAROĞLU'NUN ADİL ÖKSÜZ'ÜN TELEFONLA SALIVERİLDİĞİ İDDİASI
Biz bu konuyu bilemeyiz. Eğer öyle bir şey varsa ortaya çıkar. Bu kararı veren hakimleri biz neden açığa alıyoruz? Buna itibar etmiyorum. FETÖ soruşturmaları yavaş igidiyor. Hakimlere çağrı yapıyorum işi hızlandırın. Darbeyi yapan, emirleri veren belli, o delil bu delil diye davaları uzatmayın.

Kardeşim darbeye bizzat katılanları emir verenleri toplayın ve sonucu ortaya koyun. Diyoruz ki 'Önce darbecilerin açık seçik belli olanlarını yargılayın.'. Ben anlamıyorum. Hukuçu değilim. Bu düşünce tarzını bir türlü kabul edemiyorum.

Buradan savcılara hakimlere bu çağrıyı yapıyorum. Zaman geçtikçe yargıya olan güven olumsuz yönde oluyor. İkinci planda örgüt ile ilgili olanları yargılamak için yeterince zamanınız olacak. Suçüstü olan insanlar için neyi bekliyorsunuz.

FETULLAH GÜLEN'İN İADESİ
İkili sözleşmeler çerçevesinde talebi yaptık. Şuan ABD şu lazım bu lazım diyemez. İddialarımıza itirazı yok. Dava devem edene kadar tutuklayın kaçmasına meydan vermeyin diyoruz. Amerika tv ve gazetelerine rahat bir şekilde beyanatlar veriyor. Adamlarını satıyor gün geliyor benim haberim yok diyor dalga geçiyor.

Biz hakkımız olanı istiyoruz onlardan lütuf beklemiyoruz. Milli iradeyi ortadan kaldırmaya çalışan bir ismi istiyoruz. Hukuki süreçleriniz bitince verirsiniz diyoruz. ABD stratejik bir dostsa bunu göz ardı edemez diye düşünüyorum. ABD Başkanlık Seçimleri onların önceliği olabilir. Biz bekleriz yeter ki doğru karar versinler.