Turizme paralel saldırı

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, bölgede yeni bir düzen kurmaya çalışanların Türkiye'nin turizmine saldırdığını belirterek, "İmaj, algı eşittir turizm. Dünyada imajınızı ve algınızı kaybettiğiniz anda turizmde kaçınılmaz olarak kaybetmeye başlarsınız. Daha acı bir şey söyleyeyim. Şu anda bu Türkiye'nin turizmine dönük saldırının paydaşlarından bir tanesi de hatta temel taşıyıcılarından bir tanesi kim? Paralel yapı" dedi.

Giriş Tarihi 07 Şubat 2016, 00:00 Güncelleme 07 Şubat 2016, 19:24
Turizme paralel saldırı

İÇİNDEKİLER

Bakan Ünal, bir otelde organize edilen Kültür ve Turizm Bölge Çalıştayı'nda yaptığı konuşmada, Rusya ile yaşanan sorunun ardından Antalya'da benzer bir çalıştay yaptıklarını ancak geniş ve bölgesel olması açısından Trabzon'daki bu çalıştayın ilk olduğunu söyledi.

Turizmde altın yumurtlayan tavuğun kesilmemesi gerektiğine işaret eden Ünal, "Turizmi eğer sadece ekonomi olarak görürseniz bu bir süre sonra üretim yeteneğinizi yok etmeniz anlamına gelir. Altın yumurtlayan tavuk hikayesi vardır. Tavuk her gün bir altın yumurtlamaktadır ama açgözlü sahibi bekleyemez her gün bir altın yumurtlamasını, der ki 'Ben, bu tavuğu keseyim içinde ne kadar altın yumurta varsa hepsine sahip olayım.' Tabii tavuğu keser. Bu hikaye ile derler ki insan eğer üretim ile üretim yeteneği arasındaki ilişkiyi bilmezse asıl üretimi sağlayanın üretim yeteneği desteklemek, beslemek ve geliştirmek ve sürdürülebilir kılmak olduğunu bilmezse bir süre sonra üretim yeteneği kaybolduğunda üretim de ortadan kalkar" diye konuştu.

"BİRİLERİ, TÜRKİYE ALGISI VE İMAJI ÜZERİNDE SON 3 YILDAN BERİ BİR OPERASYON YÜRÜTÜYOR"
Türkiye'nin turizmde şu anda bazı dezavantajlara sahip olduğunu belirten Ünal, şöyle devam etti:

"Bizim temel dezavantajımız, şu anda maalesef, Türkiye'nin algısı ve imajına dönük yürütülen kara propaganda. Yani 2013'te Gezi olayları ile başlayan süreci, her açıdan çok iyi anlamak gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde Hollanda, Almanya ve İspanya'da hem turizm fuarlarına katılıp sektörlerin temsilcileri ile bir araya gelmek hem tur operatörleri ile oturup konuşmak için sektörlerimizin temsilcileri ile Avrupa'ya bir çıkarma yaptık. Gördüğüm şey şu, birileri son derece bilinçli olarak Türkiye algısı ve imajı üzerinde son 3 yıldan beri bir operasyon yürütüyor. Yani bunu Sultanahmet patlaması ya da uçak düşürülmesi ile ilişkilendirmek doğru olmaz. Çünkü İspanya'da katıldığım bakanlar düzeyindeki toplantıda özellikle İspanyalı temsilcilerle görüştüm ve dedim ki 'Plajlarınızda bombalar patlıyordu, bir taraftan da siz turizminizi yukarı çekmeyi başardınız, nasıl bunu başardınız?' Bana söyledikleri şey şu oldu, dediler ki 'ETA her eylem yaptığında biz üniversitemiz, medyamız, siyasetçimiz, sivil toplum kuruluşlarımız her zaman tek yürek, tek ses olduk, hep birlikte tepki verdik.' Sonra ben, canım ülkeme baktım. Şu anda Rusya ve İran, Suriye'de fiili olarak savaşıyor. Esed diye bir katil, 400 bin kişiyi katletti. Dünya, buna ses çıkarmıyor ama benim ülkemde sadece 2 ilçede teröre karşı yürüttüğü meşru mücadeleyi dünyaya 'Türkiye, iç savaşın eşiğinde' diye birileri yansıtıyorsa eğer birileri, 400 bin kişiyi katleden bir katili mağdur durumuna getiriyor, 2,5 milyon insana kucağını açmış yüzde 52 oyla seçilmiş meşru ve bu ülkeyi 13 yıldan beri taşıyan liderimize 'Diktatör bozuntusu' deme cesaretini gösteriyorsa burada bir sorun vardır. Birileri, bu ülkenin üzerine bir oyun oynuyor demektir."


PARALEL YAPI TURİZME SALDIRIYOR
Ünal, Türkiye'nin çevresinde olup bitenlerin bilinmesi gerektiğine dikkati çekerek şunları söyledi:

"8 bin, 10 bin kilometre öteden gelen ve bu bölgede yeni sınırlar çizmeye, yeni düzenler kurmaya çalışanlar, bizi bir taraftan bu yeni kurulacak düzenin dışında tutmaya çalışırken bir taraftan da bizim adeta can damarımız niteliğinde olan alanlara saldırıyorlar. İşte bu alanlardan bir tanesi turizm. İmaj, algı eşittir turizm. Dünyada imajınızı ve algınızı kaybettiğiniz anda turizmde kaçınılmaz olarak kaybetmeye başlarsınız. Daha acı bir şey söyleyeyim. Şu anda bu Türkiye'nin turizmine dönük saldırının paydaşlarından bir tanesi, hatta temel taşıyıcılarından bir tanesi kim? Paralel yapı. Yaklaşık 130 ülkede faaliyet gösteren bu yapı, bulunduğu her ülkede Türkiye güvenlik açısından riskli ülkedir propagandası yapıyor. Yetmiyor, Türkiye içinde de dönüyor medya organları, gazeteler aracılığıyla Türkiye'ye ilgili 'Bin 300 tane otel iflas ediyor, batıyor' diyor. Halbuki biz, 60 günden beri 24 Kasım'da uçağın düşmesinden sonra hassasiyetle bir psikolojiyi ve algıyı yönetmeye çalışıyoruz. Şimdi uçak türbülansa girdiğinde öncelikle yolcuların psikolojisini iyi yönetmek gerekir. Eğer yolcuların psikolojisini yönetmezseniz uçağın içerisinde panik çıkar. Evet bu şu anda bir türbülans yaşıyoruz ama bu türbülansta bizim psikoloji ve algıyı çok iyi yönetmemiz gerekir. Hamdolsun bunu da çok iyi yönetiyoruz."

Türkiye'de 13 yılda bir çok krizi yönettiklerini, sorunu çözdüklerini ve her krizden güçlenerek çıktıklarını aktaran Ünal, Türkiye'yi 2023, 2053 vizyonuna taşıyan asıl gücün umutları ve heyecanları olduğunu vurguladı.

Ünal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da Arap turistlerin ilgisinden dolayı kendilerine Karadeniz için bir turizm paketi hazırlamaları talimatını verdiğini anlatarak bu toplantının ardından bir çalıştay raporu ve eylem planı çıkaracaklarını, daha sonra bir izleme ve değerlendirme komisyonu oluşturarak 4 yıllık eylem planını deklare edip bunun takibini yapacaklarını belirtti.

Mera vasıflı alanların turizme kazandırılması içerikli mevzuat düzenlemelerini bu yıl içinde tamamlamayı planladıklarını vurgulayan Ünal, yayla ve meraların korunması gerektiğine dikkati çekti.

"HAFIZASI VE KİMLİĞİ OLMAYAN BİR TOPLUMUN KÜLTÜR ÜRETMESİNİ BEKLEYEMEZSİNİZ"

Bakan Ünal, gelen turistlerin konaklama süresinin artırılması, alternatif turizmin desteklenmesi, kruvaziyer turizmin altyapısının yaygınlaştırılması, şehir merkezlerinde yöresel mimariyle inşa edilen yapıların restore edilmesi, kültür merkezi konseptinin yeniden yapılandırılarak kültürü yansıtacak ve yaşam mekanı haline dönüştürecek nitelikte şehre entegrasyonunun sağlanması gerektiğini ifade ederek müzelerin de şehrin tarihini yansıtması gerektiğini söyledi.

Her toplumun kendi kimliğini ve kültürel aidiyetini yeniden inşa etmek istediğini, Türkiye'nin kültürel alanda en çok ihtiyaç duyduğu şeyin hafızasını yeniden inşa etmek olduğunu dile getiren Ünal, "Eğer hafızamızı yeniden inşa edemezsek kimliğimizi inşa edemeyiz. Hafızası ve kimliği olmayan bir toplumun kültür üretmesini bekleyemezsiniz. O yüzden hafızamızı inşa edeceğiz. Kimlik kaybolmaz ama kalitesi kaybolur" dedi.

"BU ÜLKENİN ARŞİVİ VAGONLARLA BULGARİSTAN'A SATILDI"
Ünal, Bakanlar Kurulu kararı ile Sultan Abdulhamit Han'ın nadir eserler kütüphanesinin İstanbul Üniversitesine nakledilmesini hatırlatarak şunları kaydetti:"1998'de Kütüphane Müdürü prof hanımefendi o dönemin 28 Şubat'ın simge isimlerinden Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'na gidip diyor ki 'Sayın Rektör, kütüphanemizde irticai unsurlar buldum, bunları atmamız lazım' ve 16 bin nadide eser çöpe atılıyor bu ülkede. Yani nasıl bir akılla hafızamızı yok ettiklerini geçmişte yanlış uygulamalarla biz biliyoruz. Bu ülkenin arşivi, vagonlarla Bulgaristan'a satıldı. Yetmedi, mermerlerin üzerindeki o nadide halk eserleri kazındı. Şimdi bizim yeniden hafızamızı inşa etmemiz gerekiyor ki kimliğimizi yeniden inşa edelim. Kimlik kaybolmaz ama kalitesi kaybolur. Hafızamızı inşa ederek kimliğimizin kalitesini artırmak, kimliğimizin kalitesini artırarak da kültürümüzün niteliğini artırmak istiyoruz" dedi.

Konuşmaların ardından Trabzonlu olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, katılımlarından dolayı Bakan Ünal'ın yanı sıra Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ile Maliye Bakanı Naci Ağbal'a plaket takdim etti.