Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
Ortadoğu ve Kuzey Afrika başkaları için bataklık olabilir. Ama bizim için oralar, bin yıllık hatıralarımızın bulunduğu ayrılmaz bir parçamızdır.
Buradaki hassasiyeti anlamıyorlar. Bunlar damdan düşen değil, bunlar sadece ideolojik bir kafa yapısıyla olaylara bakanlar. Nerede bu ülkenin çıkarı var, nerede bu milletin çıkarı var? Bunun hesabını yapmazlar, sadece siyasi partilerinin hesabını yaparlar. Biz milletimiz için bakıyoruz. Ülkenin ve milletin mukadderatını ilgilendiren konularda başkaları gibi düşünenler, köklerinden kopmuş mankurtlardır.
Suriye sınırında yaşadığımız son olayda da bu güruh karakterini bir kez daha ortaya koydu. Kendilerini çoğunluğun üzerinde tahakküm edebilme garabeti içinde olduklarını ifade etmek istiyorum. Bütün bunlara rağmen, milletimiz irfanıyla bunlara daima dersini vermiştir. Biz, milletimizin bize verdiği yetki çerçevesinde, tarihimize ve coğrafyamıza karşı sorumluluklarımızı yerine getirmeye devam ediyoruz.
Suriyeli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Onlar bizim soydaşlarımız. Daha önce Afganistan'da oynanan senaryonun, şimdi Irak ve Suriye'de olduğunu biliyoruz. DAEŞ'in tüm dünyada Müslümanlara yönelik ırkçı kampanyanın aracı haline getirildiğinin farkındayız.
DAEŞ meselesinin açıkça ortaya çıkmasını istiyorum. Bölgeyle ilgili farklı projeleri hayata geçirmek isteyenlerin asıl yüzlerini hep birlikte görmüş olacağız. DAEŞ ile Türkiye'den başka ciddi olarak mücadele eden başka ülke yoktur. Türkiye bu örgütü, 2005 yılında terör örgütü olarak tanımıştır. Bu yapıyla mücadelemizi kesintisiz şekilde sürdürdük. Ülkemizin tutumu öteden beri nettir. Kimsenin ülkemizin DAEŞ ile mücadelesini tartışma konusu yapma hakkı yoktur. İster içeriden ister dışarıdan.
Niğde, Şanlıurfa, Ankara, Diyarbakır ve Gaziantep'de DAEŞ'in eylemlerine maruz kaldık. 27 bin kişiye ülkemize giriş yasağı konmuştur. Ayın amaçla ülkemize gelen 2 bin 600 kişi sınır dışı edilmiştir.
Biz DAEŞ'in hem eylemleriyle, hem gelir kaynaklarıyla yoğun mücadele içindeyiz. DAEŞ ile mücadele adı altında, Suriye'de askeri faaliyet yürütenler sadece rejim karşıtı muhalifleri hedef almıştır.
Lazkiye ve kuzeyi, Bayır-Bucak Türkmenlerinin olduğu bölgede DAEŞ yoktur. Kimse bizi ve dünyayı aldatmasın. Burada uçaklarla yapılan bombardımanlar neticesinde, 300'ü aşkın Bayır-Bucak Türkmen'i ölmüştür. Ve oradan Türkmenler sınırlara doğru sığınmaya çalışıyorlar. Bunların bir kısmı bizim kamplarımıza yerleşmiştir. Bir kısmı da 'Biz topraklarımızda şehit olacağız' diyorlar. Bu sabah, AFAD Başkanı ile görüştüm. Dedi ki, gelmek istemiyorlar. Bize insani yardım yapın, biz bu çadırların içinde yaşamaya devam ederiz.
Bütün bunlarla beraber biz DAEŞ ile mücadele ediyoruz diyorlar. DAEŞ ile mücadele ettiğiniz yok. Siz, sadece Lazkiye'nin kuzeyini boşaltmak için orada Esed ile el ele Türkmen kardeşlerimizi öldürüyorsunuz. Diğer terör örgütlerini destekleme yanlışına düşenler de var. Biz Türkiye olarak ilkeli bir duruş sergileyerek, DAEŞ'e ve terör örgütlerine, aynı zamanda vatandaşlarına zulmeden Esed rejimine karşı olduğumuzu gösteriyoruz.
DAEŞ'TEN PETROL ALINIYOR İDDİASI
DAEŞ'ten Türkiye petrol alıyormuş. Yetkili makamlarda olanlar bunu söylüyor. Kimse iftira atamaz. Yazıklar olsun. Türkiye, şuanda petrolünü de, doğalgazını da aldığı yerler bellidir. Biz, en büyük ithalatı Rusya'dan yapıyoruz. İkinci derecede İran'dan yapıyoruz. Azerbaycan'dan doğalgaz alıyoruz. Kuzey Irak'tan aynı şekilde alıyoruz. Bizim aldığımız yerler belli. DAEŞ'ten bizim bu şekilde petrol aldığımızı iddia edenler, bu iddialarını ispatla mükelleftir. Aksi halde ben onları müfteri olmakla sıfatlandırırım. DAEŞ petrolü Esed'e satıyor. Destek verdiğiniz Esed'le bunları konuşun. Para kaynağı da belli. Biz bu noktaya gelmek istemektir. DAEŞ'in arkasında illa bir yer aranacaksa, ilk bakılacak yer, Esed rejimi ve onunla birlikte hareket eden ülkeler olmalıdır. Esed'in yanında yer alanlar, kalkıp da insan haklarından bahsedebilirler mi? İşte bizim bunların karşısına dikildiğimiz için, menfaat şebekelerinin hoşuna gitmedik. Ama biz her zaman zalimlerin karşısında, mazlumların yanında olduk. Olmaya da devam edeceğiz.
[video_b:webtv/video-haber/video/daesten-petrol-aliniyor-iddialarina-sert-yanit]
DÜŞÜRÜLEN RUS UÇAĞI
Bu kesinlikle Rusya'yı hedef alan bir olay değildir. Daha önceden ilan ettiğimiz, Rusya'ya da defalarca hatırlattığımız angajman kuralları gereği, sınırlarımızın ihlaline anında tepki veriyoruz.
İnanın bana, Suriye'deki tüm olaylar gibi bu olay da bizi ziyadesiyle üzmüştür. Biz kimsenin burnu kanamasın diye uğraşıyoruz. Konuyla ilgili teknik izah, Rusya başta olmak üzere ilgili tüm ülkelere ve kurumlara yapılmıştır. Buna rağmen Rusya tarafından yapılan açıklamaları ve konuyla ilgisi olmayan tepkileri üzüntüyle takip ediyoruz. Bizim Rusya'ya stratejik ortaklığımız var. Kaldı ki, aidiyeti belli olmayan uçakların uyarılmasına rağmen bizim hava sahamızı ihlal etmesi, daha önce bunun 3-4 kez yapılmış olması, tabii ki güvenlik nedeniyle atılmış bir adımdır. Suriye ile iç içe bulunduğumuz durum ortadadır.
Çok yönlü ilişkilerimiz olan Rusya'yı herhangi bir sebeple hedef almamız söz konusu değildir. DAEŞ'le mücadele gerekçesiyle başlatılan ama sadece muhaliflere yapılan saldırılara karşı itirazlarımız elbette devam ediyor.
Bizim çabalarımız Suriye sınırlarımızı DAEŞ ve diğer terör örgütlerinden arındırmaktır.
AYNI İHLAL BUGÜN YAPILSA...
Tüm dünyanın, bizim haklı olduğumuzu kabul ettiği bir hadisenin genişletilmesini de doğru bulmuyoruz. Aynı ihlal bugün yapılsa, Türkiye yine aynı karşılığı vermek durumundadır.
Türkiye'yi İslamlaştırma gayreti diye bir açıklama olabilir mi? Türkiye'nin yüzde 99'u Müslüman. Bunu nasıl söylersin? Tayyip Erdoğan Müslümandır, yüzde 99'u bu ülkenin Müslümandır. Ben neyin gayretinde olacağım ki? Ama tespite bakın. Bizim Büyükelçiliğimizin taşlanması doğru bir yaklaşım mı? Biz bugüne kadar bu eylemlere hep karşı durmuşuzdur.
