"Son silah bırakılana kadar operasyon sürecek"

Başbakan Ahmet Davutoğlu atv a haber canlı yayınında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Giriş Tarihi 09 Ekim 2015, 00:00 Güncelleme 10 Ekim 2015, 02:15
Son silah bırakılana kadar operasyon sürecek

İÇİNDEKİLER

Başbakan Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları;

ŞİKE DAVASI

Bu hukuki bir meseledir. Bir dava söz konusu. Dolayısıyla hukuki süreçlerle ilgili olarak yorumları hukuk mantığı içinde tutmak gerekiyor. Dolayısıyla herhangi bir yorum katmak ve bizim açımızdan yorum yapmak doğru olmaz. Bu hukuki dava ile en azından bir çerçevede dışardan hukuka bir müdahale iddiası varsa sistem içinde aksayan hususlar varsa da sistemin ekseninde düzenlenir. Bunu hukuki bir karar olarak değerlendirmek gerekir.

"TÜRK SPORU ŞAİBE İLE ANILMAMALI"

Bu davadan bağımsız olarak her hangi bir yanlış işleyiş varsa, buna karşı da bizim tartışmamız lazım. Bu dava ile en azından bir çerçevede dışarıdan hukuka müdahale konusunda nokta koyulmuş oldu. Ama eğer yanlış bir konu varsa, doğru bir eksene oturtulur. Türk sporunun böyle bir şaibe ile anılmaması, etkilenmemesi lazım. Spor ile centilmenliği ihmal edersek, spor özünden uzaklaşır. Hukuki bir karardır.



VESAYET SİSTEMİ 27 MAYIS'TAN BERİ DEVAM ETTİ
Vesayet sistemi 27 Mayıs'tan beri devam etti. Milli iradeye karşı çıktılar her dönem. Adnan Menderes'in anıldığı konu karayolları, Demirel'in baraj kralı olarak anılması, Özal'ın dış politikası ile anılması şu anlayışı getirdi: Biz gelene kadar gelen yaklaşım şuydu, 'gelen iktidar belli konularda hizmet ederler, belli konularda söz sahibi değillerdir dış politika gibi. Anlayış buydu.

Sonrasında paralel yapıyla, yargı ve emniyet üzerinden yürüyen başka bir vesayetle karşılaştık. Türkiye'de bir vesayet anlayışı vardı. AK Parti'nin en büyük devrimi Türkiye'de hesabı kim verecekse, yetkinin onda olmasını sağlamasıdır Milli Güvenlik Kurulu'nun oturma düzeninde dahi sivil ve asker ilişkileri çok daha sağlıklı bir zemine ulaştı.

"HAKARET ETMEDEN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ"
Basın özgürlüğü noktasında herkesin dürüst olması lazım. Ben düşünce özgürlüğüne önem veriyorum. Ben de köşe yazıları kaleme alıyordum, ben de gündeme dair gelişmeleri eleştiriyordum. Yazım üzerine 'aman dikkat edelim' uyarıları geldi akademisyenken. Hepimiz bundan etkilendik; 12 Eylül'de 28 Şubat'ta. Türkiye demokratik özgürlük konusunda basın özgürlüğüne aynı derecede saygı duyması, hakaret ve tehdit etmeden sağlanması lazım. Bizim temel hedefimiz budur.


"DEVLETİN TERÖR KONUSUNDA TUTUMU AÇIKTIR"
Devletin terör konusunda tutumu açıktır. Türkiye'de meşru güvenlik güçleri dışında kimsenin silah kullanma yetkisi olamaz. Hiçbir ilçede meşru olarak yürütülen çalışmalar dışında kimse hendek kazamaz, barikat kuramaz. Kamu düzenini ihdas edeceğiz.

Terör örgütüne sırtımızı dayadık diyenler şimdi eylemsizlik konusunda tartışamaz. Bir gün ateşkes diyorlar, ama böyle bir dil olmaz. Biz ateşkes demeyiz. Terörle, güvenlik güçlerimiz arasında eşitlik olamaz.

Eylemsizlik diyorlar, buna hendek kazmak da dahil mi? Çatışmasızlıktan anlayışları, silah da duracak hendekler de. Biz bunları gözledik. Kararlılığımızdan kimse şüphe etmesin. Son silah bırakılana kadar operasyonlar sürecek. Konuşulacak tek konu silahların nasıl bırakılacağı.
7 Haziran'dan önce barış türküleri söylediler, 7 Haziran'dan sonra ayaklanmaktan bahsettiler. Birinci hedef Kuzey Irak'taki hedeflerin imha edilmesiydi. 458 hedef 3 gün içinde vuruldu. Mühimmat ve, silah kaynaklarına darbe vuruldu.

"İSTEDİKLERİ SEÇİME KADAR EYLEMSİZLİK"
'Mezarlık yıkıldı' diyerek iki HDP'li Bakan istifa etti. Sorular mı orada doçkalar var mı, teröristler var mı? 2 binin çok üzerine giden kayıplar. Özellikle Dağlıca'da meydan okudular. O tepelere askerimiz çıktı ve 'biz buradayız' mesajı verdi." Bunların eylemsizlikten kastı seçime kadar. O zamana kadar operasyonlar dursun istiyorlar. Terör niyetiyle eline taş dahi alamazsın.


BAHÇELİ'YE 'ZOR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ' DEDİM, 'CHP İLE GÖRÜŞÜN' DEDİ
Irak ve Suriye'de DAEŞ'in yükselmesinden sonra kendilerine ortam aradılar. Zannettiler ki Türkiye'de bir yönetim boşluğu var. Bir nefes alacak kadar vaktim olsa dahi görevimi yaparım. HDP neden Bakanlarını çekti, Bahçeli'ye 'zor dönemden geçiyoruz' dedim 'CHP'yle görüşün' dedi."

CİZRE'DEKİ O GÖRÜNTÜLER KABUL EDİLEMEZ
Cizre'deki o görüntüler kabul edilemez. Yapılması da yanlış, çekilmesi ve yayınlanması da. Kimse yanlış muamele yapılamaz. Bir tarafta halkı mayınlarla öldüren terör örgütü var ama buna rağmen güvenlik güçlerimize leke atılmaya çalışıyor. Diyarbakır annelerinin acılarının dinmesi için her şeyi yapacağız. Zorla kaçırılan çocuklar bunlar.

"EĞİT-DONAT" TÜRKİYE'DE DEVAM EDİYOR"
Eğit-Donat eskiden beri bizim için mültecileri ve Suriye halkını koruyacak bir yapının oluşmasına dahi bir fikirdi. Hem Esed'e hem de DAEŞ'e karşı halkı koruyacak bir yapı. Özgür Suriye Ordusu, rejim güçlerinden kaçanların kurduğu bir yapı. Yabancı katılım yoktu. Maalesef DAEŞ ve Esed'le mücadele sonucu zayıflamıştı. ABD ile resmi bir bilgi gelmedi. Türkiye'deki bu faaliyetler devam ediyor. Bir duraksama olmayacak.

"RUSYA'YA ELEŞTİRİMİZ HEM SINIR İHLALLERİ HEM DE ILIMLI MUHALEFETİ VURMASI"
Ilımlı muhalefetin desteklenmesi noktasında tavır değişikliğine gidileceğini düşünmüyorum. Rusya'nın da DAEŞ'ten çok ılımlı muhalifleri hedef alması, ılımlı muhalefetin gücünün göstergesi. Suriye'nin DAEŞ denen barbar bir terör örgütüyle, rejimin barbar yöntemlerine sıkışmasını engelleyecek tek güç ılımlı muhalifin varlığıdır. Rusya'nın operasyonlarına eleştirimiz hem ihlallerle ilgili hem de ılımlı muhalefeti vurmasıyla ilgili.

"UMARIZ BİR DAHA TEKERRÜR ETMEZ"
Türkiye'nin Rusya'nın hava sahasına herhangi bir ihlal olmadı. Ukrayna konusunda Rusya ile görüş ayrılıklarımız oldu. Suriye konusundaki görüş ayrılığımız en başından beri sürüyor. Rusya da bilir ki Türkiye'nin Suriye konusunda tavrı nettir.
Rusya'nın Ukrayna'yla nasıl bağlantısı ve ilişkisi varsa bizim de Suriye ile var. Bu noktada Rusya'nın bizim güvenlik risklerimizi dikkate almasını bekleriz. Rusya'nın ihlaller konusunda verdiği bilgilerden ikna olmadık. Müsamaha göstermemiz söz konusu olamaz. Umarız bir daha tekerrür etmez.

"NATO'NUN TÜRKİYE'YE YÖNELİK GEREKEN SORUMLULUKLARI VAR"
Türkiye tehdit altındaysa, NATO böyle günler için vardır. Biz NATO'nun operasyonlarına katıldık. Türkiye kendini koruyacak kudrete sahip, ama ihlaller sürerse ittifak dayanışması içerisinde davranılacaktır. İhtiyaçlar müzakere ediliyor. NATO'nun Türkiye'ye yönelik yerine getirmesi gereken sorumlulukları var.

"HALK BÜYÜK PROJELERİMİZİ GÖRDÜ"
Muhalefet seçim beyannamesinde sınav olmayacak bir şekilde hazırlık yapıyorlar. Aramızdaki fark o. Biz çok büyük projelere imza attık. 12 yıl içinde halk bizim büyük projelerimizi gördü. Halk bir başka hayat tarzına alıştı. Bunun getirdiği yeni bir kitleyle karşı karşıyayız.
2011'de büyük 2023 projelerini ortaya koyduk. İşçilerimiz ve gençlerimiz için önemli projeler ortaya koyduk. Gençler bir paradigma sıçraması bekliyor. Sosyal destekler olarak olağanüstü destekler verdik, ama bunu arttırırsak insanlar çalışmaktan kaçınabilir. Şimdi insanımızın katma değer üreteceği bir çalışma ortaya koymak istedik.

"PROJE GETİREN GENÇLERİMİZE 50 BİN LİRA"
Başka ülkelerde görünmeyen bir model ortaya koyduk. Gençlerle ilgili işsizlik konusu tüm dünyanın sorunu. Nüfusumuz dinamik ve bunu durdurmak da istemiyoruz. Almanya gibi olmak istemeyiz. Gençlerin önünde iki yol var. Ya kendi iş kuracak ya da bir yere işe girecek.

Kendi iş kuracaksa 50 bin lira can suyu vereceğiz. Geri ödemek yok. Riski ne, o parayı genç kullanamayabilir. İkna edici bir proje hazırlanırsa, neden o para kullanılmasın? Eğer 50 binin üzerine yetmiyor denirse de 100 bin liraya kadar faizsiz kredi vereceğiz.

Eğer iş kurmaz ve bir yerde çalışmak isterse işverene gencimiz için bir yıl destek vereceğiz ve maaşını bizden alacak. Verilen bu kaynaklar zaten bakıldığında üç yıl sonra gri ödenecek.

ASGARİ ÜCRET 1300 LİRAYA ÇIKACAK
Asgari ücret bir standart belirlemedir. Bu standardı çok aşağıda ya da çok yukarıda belirlemek sıkıntılar doğurur. Şuanda dahi Bulgaristan'da asgari ücret daha düşük olduğu için olaya kayılıyor. 184 liradan bin liraya getirdik asgari ücreti. Bin 300 liraya çıkacak. Biz bunu teklif edeceğiz.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Basın özgürlüğü hakaret etmedikçe her türlü eleştiri, herkes için de geçerlidir. Basın özgürlüğü bunun içine girer. Eleştiri demokrasinin bir gereği. Şiddeti öne çıkaran her türlü eylem, basın özgürlüğü içinde değerlendirilemez. Herkes bunda anlaşırsa doğru çizgide gideriz."

"SANCAR'A VATANDAŞLIK ONUR ÖDÜLÜ VERMEMİZ LAZIM"
Türkiye Cumhuriyeti kimliğine gösterdiği saygı dolayısıyla biz ona nobel ödülünden daha önemli olan vatandaşlık onur ödülü vermemiz lazım. Nobel ödülü alana kadar bu ülke kimliğinden bahsedip veya hemen öncesinde farklı yorumlar yapanları da gördük. Ama bir algı oluşturulmaya çalışıldığı için söylüyorum. Bunu vakur bir şekilde onurla dile getirmiş olması... Yarın eleştirirse Türkiye'yi o da başımızın üstüne. Ama 78 milyonu bu tavrıyla ayrıca gururlandırmıştır" diye konuştu. Davutoğlu, "Türkiye'ye ne zaman gelmek isterseniz bütün imkanlarımız yanınızdadır" derken, özel uçak önerisi için "özgün bir teklif. Memnuniyetle bunu yaparız. Aziz bey her türlü saygıyı hak ediyor" cevabını verdi. Davutoğlu, Mardin'den çıkan bu başarı hikayesinin Doğu ve Güneydoğu'daki çocuklar tarafından örnek alınması temennisinde bulunurken, terör örgütü PKK'ya gönderme yaparak "Umarız çocuklar taş atmaya, molotof atmaya yönlendirilmezler de, geleceğin Azizleri yetişir