Umudunu gömdü

Kıyıya vuran cansız bedenleriyle insanlık dramını gözler önüne seren küçük Aylan, ağabeyi ve annesi dün toprağa verildi. Kobani'deki cenaze töreninde gözyaşları sel olup aktı. Acılı baba adeta yıkıldı

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 05 Eylül 2015 Güncelleme 05 Eylül 2015, 00:46
Umudunu gömdü

İÇİNDEKİLER

İç savaşın sürdüğü Suriye'den kaçak yollarla Avrupa'ya gitmeye çalışırken bindikleri botun alabora olması sonucu ölen 3 yaşındaki Aylan, 5 yaşındaki Galip ve anneleri Rıhan, ağıt ve gözyaşları arasında defnedildi. Dünyayı yasa boğan minik Aylan, ağabeyi Galip ve annesi Rıhan'ın cenazeleri, önce Murşitpınar Sınır Kapısı'ndan Kobani'ye geçirildi. Cenazelerin içinde olduğu ambulanslar, yaşamını yitiren 27 yaşındaki Rıhan Şeyho'nun babasının evinin önüne gelince Kürtçe ağıtlar yakıldı.

AİLEMLE KALACAĞIM...
Namazın ardından önce anne Rıhan, sonra sırasıyla minik Aylan ve ağabeyi Galip toprağa verildi. Ailesini kendi elleriyle defneden baba Abdullah Kurdi, Galip'i mezarına koymaya çalışırken çocuğun yüzünü açtı. 'Ah Galip vah Galip' diye feryat eden acılı baba gözyaşlarına boğuldu. Cenazelerin toprağa verilmesinin ardından açıklama yapan Abdullah Kurdi, Kanada'nın vatandaşlık teklifini de reddettiğini söyledi. Kurdi, "Kobani'ye gidip ailemin yanında hayatıma devam edeceğim. Bu dünya için artık hiçbir dileğim kalmadı" dedi.

'DÜNYA SUÇLU'

Küçük Aylan'nın halası Tima Kurdi yaşananlara sitem etti. "Sığınmacılara yeteri kadar yardım etmedikleri için bütün dünyayı suçluyorum" dedi. Tima Kurdi, ayrıca Galip'in 2 hafta önce kendisini aradığını söyleyerek şöyle devam etti: "2 hafta önce yeğenim Galip beni aradı. Halacım, bana bisiklet alır mısın dedi. O da diğer çocuklar gibi sadece bir bisiklet istedi. Ben de kardeşime para göndereceğimi benim adıma yeğenime bisiklet almasını söylemiştim" ifadelerini kullandı.



GİTME BOĞULURSUN DEDİM
Bodrum sahillerine vuran cansız bedeniyle mülteci sorununun simgesi haline gelen Suriyeli Minik Aylan'ın anneannesi Fatma Şeyho, kızıyla en son ölümünden üç gün önce telefonda konuştuğunu belirterek, şunları söyledi: "Anne ben gidiyorum dedi. Ben de kızım gitme denizlerde boğulursun dedim. Ama kızım DAEŞ korkusuyla ölümü göze aldı."