Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Show TV canlı yayınında gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu...

Giriş Tarihi 02 Haziran 2015, 00:00 Güncelleme 03 Haziran 2015, 02:05
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önemli açıklamalar

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Show Tv'de "Cumhurbaşkanı ile Gündem Özel programında Melih Altınok'un gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.

MİT TIR'larına ait olduğu iddia edilen görüntüler ve Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında bulunulan suç duyurusuyla ilgili soru üzerine Erdoğan, "Her şeyden önce MİT biliyorsunuz devletimizin şuanda en özel diyebileceğimiz bir teşkilatı ve bu teşkilatın gerek ulusal bazda gerek uluslararası bazda ağırlıklı olarak hassas görevleri var. Tabi bu görevleri yerine getirirken kimler nereye kadar buraya müdahale edebilir bunların hepsi kanunlarla belirlenmiştir. Bu tür bir şeyde Başbakan'ın her şeyden önce herhangi bir müdahale müsteşara olacağı zaman haberinin olması lazım. İznin gerekiyor. İznin olması lazım ve tabi bu olayla ilgili olarak MİT araçları olduğu halde bunlara müdahale etme yetkisi yok. Böyle bir yetki olmadığı halde burada MİT bu tırlarına çok farklı bir alanda bir müdahale söz konusu olmuştur. Bunun uluslararası bir defa alanda bir tezvirat uluslararası alanda Türkiye'ye yönelik bir karala kampanyası bunlar var. Peki bunun arkasında kim var? Baktığımız zaman burada yine bir üst aklın olduğuna ben inanıyorum. Bu üst aklın kullandığı kim paralel yapı. Paralel yapı burada da devreye girdi. Neticesinde şuanda hepsi dökülmeye başladı ve bunlar konuşuldu. O günlerde bunlar gazetelerde televizyonlarda yer aldı. Peki şimdi seçimin son haftasına girerken ismini zikrettiğiniz gazete ve o ismini zikrettiğiniz şahıs ki geçmişi biliyorsunuz o malum takımlarından birisidir. Ve şu anda bunu gündeme getirmesinin tek sebebi tekrar ülkeye zarar vermek. Bir tezvirat, böyle bir kampanya kaldı ki bu yarda şu anda. Yargı süreci devam ediyor. Savcılar, hakimler bunlar hepsi yargılanıyor. Bununla ilgili olarak subay astsubay bazı tutuklu olanlar var. Böyle bir sürecin içerisinde sen kalkıyorsun böyle bir başlık atıyorsun. Bir defa bu başlığı atman bile bana göre hem ülkeye bir ihanettir, hem de bunun nereye gideceği konusunda sen bu kararları neye göre veriyorsun. Paralel yapının dediği istikamette bunu kullanıyor dedi.

"BAYIR BUCAK TÜRKMENLERİNE HER TÜRLÜ İNSANİ, LOJİSTİK DESTEĞİ VERİYORUZ"
"Biz bayır bucak Türkmenlerine her türlü insani, lojistik desteği veriyoruz ve bunu da vermeye devam edeceğiz dedik diyen Erdoğan, "Bayır bucak Türkmenlerinin ileri gelenlerini yaptığı açıklamalar var. Hatta daha da ileri gideceğim MHP'li bir milletvekili arkadaşımız ki bayır bucak Türkmenleriyle ilgilenirdi onun bile gerek bana gerek dışişleri bakanıydı Ahmet beye teşekkürleri vardı. Siz olmasınız bayır bucak Türkmenleri burada ne yapacaklar. Çünkü Suriye'de rejim onların da üzerine geliyor. Çünkü Lazkiye'den Türkiye'ye doğru orada bayır bucak Türkmenleri var. Ama bunlar Türkiye'de hükümeti son dönemlerde şahsımı terör örgütlerine destek veriyormuş diye itham etme noktasına gittiler. Bir algı operasyonu. Bunu kim adına yapıyorlar oda belli diye konuştu.

"KAFATASI MİLLİYETÇİLİĞİ YAPIYOR"
"MHP'nin tavrından bahsettiniz. O dönem MHP milletvekillerinden bizi tebrik edenler oldu dediniz MHP MİT Tırlarının durdurulmasında paralel yapının bu girişimlerine karşı bir tavır olmadı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz sorusu üzerine Erdoğan şunları söyledi:
"MHP'nin bu tür şeylerle böyle bir milli meselesi yok. Yani milliyetçilik derken kafatası milliyetçiliği yapıyor. MHP'nin yaptığı milliyetçilik bu ülkenin kalkınmasına yönelik, bu ülkenin uluslararası camiada bir yer edinmesine yönelik değil. Ben milliyetçilik dendiği zaman Türkiye'nin ekonomik, siyasi, askeri alanda her alanda kalkınmasını anlarım. Uluslar arası camiada bir saygınlığının olmasını anlarım. Bugün Türkiye G-20 içerisinde yer almışsa milliyetçilik budur. Türkiye'nin oraya gelmesi sıradan olmuyor. Bunlarda icraat yok. Bu ülkede MHP iktidara geldi mi? Geldi. Anap-DSP-MHP geldi. Kaç yıl 5 yılığına görev yapacaklardı. Peki 3,5 yılın sonunda erken seçim kararı alıp da niye kaçıp gitti. Yapsaydın ya. Niye 5 yıl buna tahammül edemedi, yürütemedi. Meydanlarda söylüyorum, bunlar Kocaeli depreminin, düzce depreminin bolu depreminin altında kaldılar. Ekonomi o denli çökmüştü. Böyle bir tablo içerisinde. Benim elimde o döneme ait tablolar var.
Gazete manşetlerini gösteren Erdoğan, Böyle bir geçici bütçeyi bir tek Kurtuluş savaşında gördük, "Skandal itiraf manşeti atan gazetelerin şimdi bunların yanında yer aldıklarını söyledi.

"DEVLET MEMURUNA İŞÇİSİNE BORÇLU OLUR MU?"
Göreve geldiklerinde arkadaşlarının kendisine iki tablo getirdiklerini belirten Erdoğan, "Bunların bir tanesi zorunlu tasarruf denilen olay. Memur ve işçiden kesilen para. Maaşları ödeyemiyorlar ve oralardan para kesiyorlar. Zorunlu tasarruf neydi biliyor musunuz eski para 15 katrilyon. Birde KEY dedikleri bununla ilgili kesintiler o da 3,5 katrilyon. 18.5 katrilyon. Devlet memuruna işçisine borçlu olur mu?
Ama bu sadece MHP-DSP-ANAP dönemine ait değil. Daha geçmişe de gidiyor. SHP'de var. Biz bu parayı sendikalarla arkadaşlarımız bir araya geldi bu borcu biz ödedik. Şimdi kuru sıkı atıyorlar memura şunu vereceğim, şuna şunu vereceğim. Geçmişte biz gördük sizin neyi verip vermediğinizi. Bırakıp gittiniz. Depremin altında kaldınız. Bizde deprem geçirdik. Bu depremlerden bir tanesi malum Bingöl depremi. Gecesinde gittik. Simav depremi anında müdahale. Bunları bir yılda yeni Bingöl inşa ettik, Simav inşa ettik. İki yılda Van'ı yeniden inşa ettik. Erciş'e gitseniz adeta deniz manzaralı bir şehir görürsünüz. Yeni yaptığımız bölgenin olduğu yeri söylüyorum. Yaklaşık 17 bin konut yaptık. Bu güçlü bir iktidarın neler yapabileceğini ortaya koyması bakımından önemli. Bakın ben yaptığımızı konuşuyorum. O dönemin başbakanım. Bizim depremin dışında Van'a yaptığımız yatırım ne biliyor musunuz. 17,5 katrilyon. Sadece depremle ilgi yaptığımız 5 katrilyonun üzerinde. Biz burası Van'dır burası doğudur burada Kürtler yaşıyor haşa böyle bir şey demedik. Biz yola çıkarken bir şey söyledik batıda ne varsa doğuda ve güney doğuda bu olacak dedik.
Biz Türkiye'yi 780 bin kilometre kareyi aynı şekilde ele aldık. Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkması lazım şeklinde konuştu.

"ONLARA BAKAN BİR BAŞKA İKİNCİ ÜLKE YOK. BUNU SADECE TÜRKİYE YAPIYOR"
"MİT Tırlarında olduğu gibi dışarıya verilen mesajlar var. Uluslararası arenada Türkiye'yi teröre destek veren ülke konumuna sokma amacı güttüğünü söylüyorsunuz dışarıdan nasıl bir destek oluyor şeklindeki soruya Erdoğan, şu cevabı verdi:
"Türkiye'nin düşünün destek veren bir ülke olsa şu anda Suriye'de ölümle korkutulan o bombalarla korkutulan ve ülkemize kaçan 1 milyon 700 bin Suriyeliyi burada bakan onlara her türlü imkanı veren biz değil miyiz? Aynı şekilde Irak'tan 300 bin insanı şuanda barındıran biz değil miyiz? Biz nasıl teröre destek veriyoruz ki Suriye'nin o zalim rejiminden kaçanları ırakta aynı şekilde bunları ülkede besleyelim. Dünyanın şuanda hiçbir yerinde bu tür zulümlerden kaçıp da onlara bakan bir başka ikinci ülke yok. Bunu sadece Türkiye yapıyor.
Bakın bugün işte Hatay ordaydım. Ve Suriye'den oraya gelmiş vatandaşları gördüm ve onların bize olan muhabbetlerini gördüm. Onlar çadır kentlerde olanlar filan değildi evlerde barınanlardı. Ama bambaşka bir muhabbetleri var niye burada Suriye'de yaşayamadıklarını yaşıyorlar. Ama bir sıkıntılar var. Bir, bir dairede bakıyorsunuz 15-20 kişi yaşıyor. Ancak o şekilde ama şuanda Suriye'de şöyle bir barışa gidilse inanıyorum onların hepsi tekrar Suriye'ye döneceklerdir.

"DERT NE BİLİYOR MUSUNUZ DERT TÜRKİYE'Yİ ZAYIF DÜŞÜRMEK"
"TIME gazetesi de yayınlar yaptı. Aslında MİT tırlarının durdurulması onun üzerine de geldi yorumları yapıldı. Türkiye'ye NATO müdahalesini ima eden yayınlar yapıldı. Yazılar çıktı. İçerideki koalisyon dışarıda bir müdahaleyi mi gündeme taşıdı? sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "New York Times'ın biliyorsunuz bu görevi yeni değil. New York Times Allah rahmet eylesin Sultan Abdulhamit'e de aynı şeyi yaptı. Ondan aynı şeyi Menderes'e, Turgut Özal'a yaptı daha sonra bana yaptı.

1896 Sultan Abdülhamit'e yapan bu gazete bir görevi ifa ediyor ve bunun arkasında hangi gücün olduğu belli. Bu güce verilen talimat istikametinde hizmet ediyor. Şu anda yaptığı bu. Gezi olaylarında da bu aynı görevi üstlendi. Biliyorsunuz aynı görevi BBC, CNN yaptı. Hepsi yüklendiler. Dert ne biliyor musunuz dert Türkiye'yi zayıf düşürmek, Türkiye'yi bölmek, parçalamak ondan sonra yutmak. Bunu başaramadılar. Buna fırsat vermeyeceğiz. Bu millet birlik beraberlik içinde olduktan sonra yani bir olup, diri olduktan sonra yetmez, kardeş olduktan sonra yetmez hep birlikte Türkiye dedikten sonra bu üst aklın güdümündeki malum yapılan bu işi başaramayacaklar şeklinde konuştu.

"DOĞAN MEDYA GRUBU HAYATI BOYUNCA VESAYETTEN BESLENDİ"
Doğan Medya Grubu hayatları boyunca vesayetle beslendiler. Bunlar neyden beslenecek? Ya cumhurbaşkanına ya ailesine ya da başbakanına vuracak. Bizi yalanla dolanla karalamaya hakları yok. Hukuk içerisinde her türlü mücadelemizi vereceğiz. Paralel yapının ve bunların attıkları başlıkları görüyoruz. Biz ülkemizin milletimizin çıkarları dışında hiç hareket etmedik. Tabi bunlara ters geldi. Nereyi ayağa kaldırırlarsa kaldırsınlar hukuk içerisinde bunlarla mücadele edeceğiz. Bu milleti teröre, dağa teslim etmeyeceğiz.

'KAÇAK SARAY' DİYECEK KADAR DENSİZLER
"Oturduğumuz mekanla ilgili neler söylendi değil mi? 'Kaçak saray' dediler. Danıştay kararı var. Düşünebiliyor musunuz, bir Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı külliyesinde böyle bir yaklaşım olabilir mi? Bu ülkede siyaset yapanlar kalkıp da buraya, 'kaçak saray' denecek kadar densiz bir duruma düşebilir mi? Bunu, Tayyip Erdoğan şahsına mı yaptı? Hiç dayanakları yok.

Nitekim bunların malum odaları vardır, kendilerine tam böyle bir ideolojik, onların yönetiminde olan, onların itirazlarıyla, sonunda paralel yapıyla da uyumlu bir şekilde Danıştay bununla ilgili kararını vermiştir. Hiç böyle bir şey söz konusu değil."

KILIÇDAROĞLU'NDAN LİDER OLMAZ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki klozet kapaklarına ilişkin iddialarıyla ilgili soru üzerine ise Erdoğan, "Bununla doymadılar, bir de altın klozetten bahsettiler. İçerisinde altın klozetten bahsettiler.

Lider demeyelim. Lider bu seviyeye düşmez. Hadi genel başkanlığını yuttuk diyelim. Çünkü bu sipariş, biliyorsunuz kasetle geldi. Kasetle geldiği için bundan lider olmaz. Lider çekirdekten söke söke gelir. Hem terbiye edilir, ondan sonra da terbiye etmeye başlar. Liderlik öyle kolay elde edilmiyor. Burada bir seviye kaybı var. Siz burayla ilgili 'altın kaplı veya altın klozet kapağı' dediğiniz zaman ya burayı görmüş olacaksınız veyahut da sizin kılavuzlarınız yanlış. Şimdi bu maalesef yanlış kılavuzlarla hareket ediyor" dedi.

Sözcü gazetesinde "Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na ait olduğunu iddia ettiği altın kapaklı klozet fotoğrafları yayınladı" sorusunu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle cevapladı:

"Onlar kendi evlerinin klozetlerini de yayınlamış olabilirler. Bu kadar basit. Çünkü hepsinin kendi evlerine, başkasının villasını eleştirirler ama kendileri villada oturuyorlar. Ben hemen genel sekreterime TRT'de o akşam açıklamayı yaptım, çağrımı yaptım. Ne dedim 'Buyursun hemen gelsin incelesin, nerede var. Varsa ben Cumhurbaşkanılığı görevini bırakacağım. Ama yoksa kendisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin başından çekilecek mi?' Yapamaz. Onda o dürüstlük yok. Bu bir seviye meselesi. Bundan önce de birçok yalanları var. Bunun yalanlarını çok düzeltmeye çalıştım ama mukayese edemezsiniz.

Sayın Baykal da ayrıldı. Sordu gazeteciler 'aday olacak mısınız?' Ne dedi. 'Hayır olmayacağım' dedi öyle mi? Ne oldu sonra, adaylığını açıkladı. Buna benzer birçok olay."

Kars'ta bugün yaşadığı olayı anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün Kars'ta konuşma yapıyor. Kars'taki konuşmada diyor ki 'Ben Et ve Balık Kurumu'nu söz veriyorum, Et ve Süt Kurumu'na dönüştüreceğim'. Ben bunu iki yıl önce yaptım, Başbakandım yaptım. Resmi Gazete'deki yayını gösterdim. Şimdi bu yalan değil mi? Aynı şekilde kombineden de bahsediyor. Kombineyi şimdi hükümet yapıyor. İhaleye çıktı. Niye dürüst olmuyorsun arkadaş? Yalan söyleme bu millete. O televizyon yayınlarıyla bu işi halledeceğim zannediyorsun. Edemezsin. Siyasetin de dürüstlük bana göre en önemli limanıdır" diye konuştu.

"ÇÜNKÜ BİZ BİR SOKULDUĞUMUZ DELİKTEN BİR DAHA SOKULMAYACAĞIZ"
Muhalefet partilerinin yurt gezilerine yönelik eleştirileri ve yurt gezileri yapması önünde engel olup olmadığı yönündeki soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt gezilerine çıkmasına mani olacak hiçbir yasal düzenleme bulunmadığını ve hiçbir engelin de söz konusu olmadığını belirtti.

Erdoğan, "Benim seçilmemden önce meydanlarda söylediğim bir şey vardı. 'Alışılmış bir Cumhurbaşkanı olmayan' demiştik. 'Koşacağım, terleyeceğim' demiştim. Ben bunu yapıyorum. Birileri siyasi olabilir, başkası olabilir, eğer milletime yalan söylüyorsa, ben de bunu doğrusunu biliyorsam bu doğruyu ben kah Cumhurbaşkanlığı Basın Sözcüsü vasıtasıyla düzeltirim, kah meydanlara çıktığımda meydanlarda düzeltirim. Çünkü biz bir sokulduğumuz delikten bir daha sokulmayacağız. Milletimizin doğru karar vermesine yardımcı olmamız gereken bir makamdayız" ifadelerini kullandı.

"KURU SIKI ATMANIN VEYA YALAN YANLIŞ KONUŞMANIN HİÇBİR ANLAMI YOK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunlara yer verdi:

"Ne diyor 'Bana 4 yıl verin işsizliği sıfırlayayım'. Dedi mi? Ondan sonra ne dedi projesinde '2035'te işsizliği 5 indireceğim'. Bir taraftan 'dört yılda sıfırlayacağım' diyorsun diğer taraftan '2035'te 5'e düşüreceğim' diyorsun. Hangisi doğru bunların. İkisi de doğru değil. Çünkü bunun ne hesabı var ne kitabı var. Bunun kılavuzu sakat. Kimler buna kılavuzluk yapıyor bilemem ama sakat.

Şunu demek lazım. Bizim hedefimiz 2023'te 5 çekmek. Biz hesabımızı kışa göre yapalım, yaz olursa bahtımıza. Dünyada her an neler olabiliyor görüyorsunuz. ABD'ye bakın, batı ülkelerine bakın. İspanya gibi bir ülkede işsizlik yüzde 25. Gerçekleri göreceğiz, kıyasımızı ona göre yapacağız.

Ben hesabı hep şuna göre yapardım. Arkadaşlarıma da onu söylerdim. İşsizlik matematik bir olay değil. İşsizliğin bir defa mevsimsel koşullarla değişkenliği var, bunu görmemiz lazım. Onun için kuru sıkı atmayalım. Bizde hizmet sektörü ne zaman hareketleniyor? Özellikle yaz mevsiminde. Turizmin hareketli mevsimi hizmet sektörünün en hareketli olduğu dönemdir. Diğer hizmet sektörlerini buna kattığımız zaman bizde 9'un altına bu iş inmeye başlar. Şu anda Türkiye'nin gidişinde de zaten bu var. Biz 9'un altını yakaladık ama daha sonra tekrar maalesef 9'un üstüne çıktı. Yine de biz şu anda iyiyiz. 2014'te 1 milyon 350 bin kişiye istihdam sağlandı. 2015'te daha fazla olabilir. Genç işsizlikte iyi bir konuma doğru gidiyoruz. Bunları görmek lazım. 'Sadece ben hükümeti eleştireyim' diye kuru sıkı atmanın veya yalan yanlış konuşmanın hiçbir anlamı yok."

"EN BATIDAN EN DOĞUYA HER YER AYNI OLACAK"
"Neredeyiz? İdare makamındayız. İdare makamındayken biz bu hizmeti vermek zorundayız. Aldığımız emanet bize böyle bir yükü yüklüyor" yorumunu yapan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Onun için de en batıdan en doğuya her yer aynı olacak. Şimdi Hakkari'deki Selahaddin Eyyubi Havalimanı oraya farklı bir hava getiriyor. Niye benim Hakkari'de yaşayan Kürt kardeşim, 4 saat Van'a gitsin, oradan uçağa binsin? Ama şimdi eğer Yüksekova'da yaşıyorsa, havalimanına 5 kilometre. Hakkari merkezde yaşıyorsa 65 kilometre. Şimdi, nereden nereye geldik? Bizim derdimiz, benim vatandaşım Türkiye'de nerede olursa olsun, insanca yaşamanın erdemine ulaşsın. İki hastane açtık, Yüksekova'da ve Hakkari merkezde, aynı gün açtık. Tehdit ettiler. Kimseyi o hastanelerin açılışına göndermediler. Böyle bir anlayış olabilir mi? Bölünmüş yollar yapıyoruz. Hakkari'ye biz geldiğimizde yanılmıyorsam 5-10 kilometre bölünmüş yolu vardı. Biz geldiğimizde 115 kilometre oraya yanılmıyorsam, bölünmüş yol yaptık.

Biz böyle çalıştık. Şırnak'ta, işte orada da aynı şekilde Şerafettin Elçi Havalimanı'nı açtık. Orada da ne tehditler oldu. Ama oraya müdahale edemediler. Oranın açılışında büyük bir katılım vardı. Onu da yaptık. Ağrı'yı, Kars'ı, Muş'u yaptık. Derdimiz, istiyoruz ki vatandaş, şöyle yarım saatlik mesafede hemen gitsin, uçağına binsin. İstanbul'a mı yoksa Ankara'ya mı gidecek, rahatlıkla gitsin."

"HİÇ DUYDUNUZ MU BÖYLE BİR ŞEY?"
Bütün bu engellemelere rağmen bunların yapıldığını anlatan Eroğan, söz konusu engellemeleri de terör örgütünün yaptığını belirtti.

Bölücü terör örgütü bu engellemeleri yaparken, onların desteklediği partinin mensuplarının, 'Ya ne yapıyorsunuz? Bu hizmetler bize" deyip demediklerini soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hiç duydunuz mu böyle bir şey? Bizim sıkıntımız bunda. Doğu ve Güneydoğu'ya bizim yaptığımız toplam yatırım, 260 milyar. Geçmişle mukayese edilmez" diye konuştu.

"HALKIN GÜVENOYU VERMESİ HİÇBİR ŞEYLE MUKAYESE EDİLMEZ"
"7 Haziran seçimlerini Türkiye için nasıl görüyorsunuz" sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hepsinden öte tabi bir defa bu seçimle beraber hükümet bir güven oylaması, en geniş anlamda bunu yapmış olacak. Çünkü halkın güvenoyu vermesi hiçbir şeyle mukayese edilmez. Şimdi bu güvenoyunu hükümet aldığı andan itibaren, kurulacak hükümetle birlikte işe adeta yeniden, sıfırdan başlıyormuş gibi, çok daha farklı bir heyecanla, coşkuyla başlamış olacak. Tabi çok ciddi manada bir kadro değişikliğine gittiklerini görüyorum. Bununla birlikte de burada oluşacak yeni bir ekiple yeni bir hizmet kervanıyla Türkiye, yoluna devam edecektir. Dediğim gibi, burada bütün mesele, bu güvenoyunu halktan alabilmek. Aldığı anda mevcut hükümet çok daha güçlü yürüyecektir. Ve ben doğrusu bu noktadaki değerlendirmede bir yere kadar varabiliyorum. Ama bir koalisyon şeyi zaten düşünmüyorum. Gittiğim yerlerde, meydanlarda böyle bir hava esmiyor. Böyle bir hava da yok."

"HERHANGİ BİR SIKINTI SÖZ KONUSU DEĞİL"
Gazetecinin, Türkiye'nin bölgesel politikalarına dikkati çekerek, "HDP'nin barajı aşması ihtimali, bu kadar büyük bölgesel sonuçlara yol açmaz mı? Türkiye'nin Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile ilişkilerinin bozulması gibi sonuçlara yol açar mı?" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yok. Orada bütün mesele, hükümetin nasıl teşekkül edeceğidir. Onlarla bu işin alakası yok. Yani burada mevcut hükümetin süreci devam ettirmesi halinde, zaten herhangi bir sıkıntı olacağına asla inanmıyorum. Herhangi bir sıkıntı söz konusu değil" ifadelerini kullandı.

"BU YENİ DİNAMİZMLE BİRLİKTE DE HÜKÜMET, FARKLI BİR ŞEKİLDE YOLUNA DEVAM EDECEK"

Burada Suriye, Filistin, Mısır, Libya, Irak meselesinin önem arz ettiğine vurgu yapan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bütün bunlarla beraber kuzeyde, Ukrayna sıkıntısı devam ediyor. Ukrayna'da Doneks ve Ukas'ta, Ahıska Türkleri var, sayıları çok da olmasa. Onlar da çok ciddi bir sıkıntı içinde. Onlar da aynı şekilde, Türkiye'ye gelme arzuları içindeler. Doğrusu ben de elimizden ne gelirse yardımcı olacağımızı, Ahıska Türklerinin temsilcilerine söyledim. Bu konuda da hükümetimiz gerekli adımları attı. Onlara da bu konuda yardımcı olunuyor, olunacak. Bizim burada, bölgede, belirleyici bir konumda olduğumuz, zaten tüm dünyanın artık kabul ettiği bir şey. İnanıyorum ki 'Pazar günü bir kırılma noktasıdır' derken, bu kırılma noktası, özellikle dünya siyasetine yön verme noktasında, şu andaki oluşacak hükümetle inşallah yeni bir dinamizm kazanacak. Bu yeni dinamizmle birlikte de hükümet, farklı bir şekilde yoluna devam edecek."