"Kılıçdaroğlu'na kalsa Kürt kardeşlerimizi IŞİD'e teslim ederdi"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bu toprağa gelen yetimler, bu toprağa gelen garipler, ister Kafkaslar'dan, ister Ortadoğu'dan, ister Balkanlar'dan sığınacak bir diyar olarak Anadolu'ya gelirlerse, Allah şahit ki aşımız aşlarıdır, evimiz evleridir, bağımız bağlarıdır, canımız canlarıdır" dedi.

Giriş Tarihi 05 Mayıs 2015, 00:00 Güncelleme 05 Mayıs 2015, 20:30
Kılıçdaroğlu’na kalsa Kürt kardeşlerimizi IŞİD’e teslim ederdi

İÇİNDEKİLER

Başbakan Davutoğlu, partisince Iğdır'daki Zübeyde Hanım Bulvarı'nda düzenlenen mitingde partililere seslendi.

Ardahan'da, Kars'ta bugün çok güzel bir bir gün yaşadığını dile getiren Davutoğlu, meydandaki bir pankarttaki yazıyı okuyarak "Ne güzel yazmışsınız oraya 'güneş ilk burada doğar, ezan ilk burada başlar, üç ülkeye komşu Iğdır'. Iğdır, güneşin doğduğu Iğdır, ezanın ilk okunduğu Iğdır, sana selam olsun" dedi.

Ehli Beyt aşkını yüreğinde taşıyan Iğdırlıları selamlayan Davutoğlu'nun, "Iğdır'ın her bir köşesine selam olsun. Bereket diyarı Iğdır. Bugün burayı bereketlendirdiniz. İnşallah Iğdır, Ankara'daki temsilini de bereketlendirsin. Bu sefer bizi garip bırakmayacaksınız değil mi? Iğdır'dan iki istiyorum. Bir dahi yetmez. 7 Haziran'da inşallah iki milletvekilini Ankara'ya gönderiyor muyuz? sözlerine meydandakiler "evet" karşılığını verdi.

"SİZ KÜÇÜK BİR TÜRKİYE'SİNİZ BURADA TEK BAŞINA"
Kendisi için özel kentlerden biri olan Iğdır'ın her köşesini Dışişleri Bakanı olduğu dönemde gezdiğini anlatan Davutoğlu, "Türkiye'de bir tek kent var ki, üç ülkeye birden komşu. Iğdır, siz bizi temsil ediyorsunuz. Iğdır, can Azerbaycan'a komşu, İran ve Ermenistan ile komşu Iğdır. Siz küçük bir Türkiye'siniz burada tek başına. Bizi temsil ediyorsunuz Size her türlü hizmet layıktır" diye konuştu.

Üç ülkeye komşu olmanın özel bir mesuliyet getirdiğini vurgulayan Davutoğlu, "Iğdırlılar bizi bu topraklarda gururla temsil ettiniz. Her zaman başınız dik oldu, her zaman her yerde inancınızla, kültürünüzle ve irfanınızla gurur duydunuz" dedi.

"KUDRETLİ TÜRKİYE'Yİ MAZLUMLARIN HAMİSİ KILALIM"
Alandakilerin "Türkiye'nin gururu, mazlumların umudu" sözleri üzerine Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Iğdırlı evrensel bir adalet arayışında. Mazlumlara sahip çıkmamızı istiyor. Mazlumlara sahip çıkalım mı. Dünyanın neresinde olursa olsun ister Müslüman, ister Hristiyan, ister Sünni, ister Şii, ister Türk, ister Kürt, ister Arap, nerede olursa olsun mazlumlara sahip çıkalım mı? Kudretli Türkiye Cumhuriyeti devletini mazlumların hamisi kılalım mı? İşte yolumuz budur. Biz Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütün vatandaşlarını insan onurunun içinde taçlandırdığı kimlikleriyle seviyoruz, onları yaratandan dolayı seviyoruz. Hiç bir mezhep ayrımı, hiç bir etnik ayrım bizim aramıza fitne sokamaz."

Başbakan Davutoğlu, "Dik dur eğilme, Iğdır seninle" sloganları üzerine, "Iğdırlılar bizimleyse hep dik dururuz. Gelin Iğdırlılar, gelin buradan Kafkaslara önce bir dostluk mesaj verelim. Ne güzel orada Azeri lehçesiyle yazmışlar 'Hörmetli Başbakanımız Ehmed Hoca şehrimize hoş gelipsen'. Hoş bulmuşam, hoş bulmuşam, Yahşi gelmişem, yahşi giderem inşallah" diye konuştu.

"EĞER HESAP SORMAYA BAŞLARSAK..."
Milletlerin tarihte büyük sınavlar yaşadığını söyleyen Davutoğlu, Türkiye'de son iki haftada Çanakkale ve Sarıkamış destanlarının 100. yıllarının anıldığını hatırlattı. Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Biz dedelerimizi anarken birileri de yurt dışında Türkiye aleyhine, milletimiz aleyhine büyük bir kampanyana başlattılar. Bizden hesap sormaya kalktılar. 100 yılın hesabını. Eğer hesap sormaya başlarsak Kafkaslar'da çok hesap sorulması gerekir. Teker teker sormamız gerekir. 'Çerkezlere ne oldu, Çeçenlere ne oldu, can Azerilere Hocalı'da ne oldu, Gürcülere, trenlere bindirilip Sibirya'ya gönderilen, yollarda ölen yiğit Ahıskalılara ne oldu' dedemiz gerekir. 'Kırım Tatarlarına ne oldu' dememiz gerekir. Biz o acıyı yüreğimizde hep taşıdık ama dünya alem bilsin ki biz millet olarak mertçe savaşırız, mertçe barış yaparız. Türkiye'nin en doğusundan bereketli Iğdır'dan, Ağrı Dağının eteğinden tüm Kafkas milletlerine sesleniyorum. Gelin yepyeni bir Kafkasya kuralım. Barış içinde huzur içinde yaşanacak refah bölgesi, enerji bölgesi, adalet bölgesi olan bir Kafkasya kuralım. Tarihi düşmanlıkları bırakalım. Geleceğe adım adım açılalım. İşte biz böyle bir çağrıyı hem Kafkas milletlerine hem Balkan milletlerine hem Ortadoğu milletlerine sunduk. Bizim dinimiz barış dinidir, selam dinidir, biz de hiç bir şekilde şiddet ve nefret dili yoktur."

Alandakilere "Dünyaya barış götürmeye, Kafkaslara barış getirmeye var mısınız?" diye seslenen Davutoğlu, gençlere ve geleceğe mesajlarının bu olduğunu vurguladı.

Başbakan Davutoğlu, "Barış isteriz ama herkes de bilsin ki eğer bir yerde bir zulüm varsa o zulmün karşısında da bu Ağrı dağı kadar dimdik dururuz. Barış istemekle, onur ve erdem istemek aynı şeylerdir" dedi.

ALLAH ŞAHİT Kİ AŞIMIZ AŞLARIDIR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün Ardahan'da olduğunu hatırlatan Davutoğlu, alandakilerin yuhalaması üzerine, "Yuhalamayın" uyarısında bulundu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında tekrar Suriyeliler'den şikayet ettiğini ve Türkiye'ye sığınan Suriyeliler'i geri göndereceklerini söylediğini aktaran Davutoğlu, şunları söyledi:

"Ne zaman hatırlasam yüreğime hançer saplanmış gibi olan bir olaydır. Günlerdir onu söylüyorum ne Kılıçdaroğlu ne Bahçeli ne Demirtaş'tan bir ses yok. Tarih 1944, can Azerbaycan, can kardeşlerimiz, Ahıska Türkleri sürülürken onlardan bir kısmı, 146'sı buraya Boraltan Köprüsü'den Türkiye'ye özgürlük için yürüdüler. Zannettiler ki sınırın bu tarafında onları bekleyen kardaşları var. Doğru, bütün Anadolu onları bekliyordu ama yönetimde CHP yönetimi vardı. Sınırı kapattı, Anadolu onları beklerken, biz 'çırpınırdı Karadeniz' diye ağıtlar yakarken, onlar, o yiğit insanlar, oradan düşmana teslim edildiler. Şef, milli demekten bile artık şey yapıyorum, İnönü, Kılıçdaroğlu, CHP zihniyeti, 146 kardeşimizi Ruslar'a teslim etti. O 146 yiğit, Türk askerinin gözü önünde şehit edildi."

Bu olayla ilgili Azeri şairlerinin "Bizi siz öldürün vermeyin Rus'a, yakışmaz Türklüğe sığmaz namusa" ve "Men ne diyem bu vefasız dağlara, öz kardaşı dönek olan ağlara" dizelerini hatırlatan Davutoğlu, "Öz kardaşı dönek olur mu? Yüreğimize hançer gibi saplandı bu sözler. Kılıçdaroğlu'na bu meydandan sesleniyorum, bütün Azeriler, bütün Suriye'deki Türkmenler, Kürtler, Araplar, Saraybosna'daki Boşnaklar, Kırım'daki Tatarlar adına Allah şahit ki bu topraklarda bir daha böyle bir zillet yaşanmayacak. Bu toprağa gelen yetimler, bu toprağa gelen garipler, ister Kafkaslar'dan, ister Ortadoğu'dan, ister Balkanlar'dan sığınacak bir diyar olarak Anadolu'ya gelirlerse Allah şahit ki aşımız aşlarıdır, evimiz evleridir, bağımız bağlarıdır, canımız canlarıdır" ifadelerini kullandı.

"BAHÇELİ'DEN BİR SES ÇIKMIYOR"
Kılıçdaroğlu'nun Bayır Bucak'tan gelenleri, Esed zulmünden kaçan Türkmenleri geri göndereceğini, Esed'e teslim edeceğini söylediğini bildiren Başbakan Davutoğlu, "Aynen İnönü'nün yaptığı gibi Boraltan Köprüsü'nde. Bu acıyı yaşamış olan Iğdırlılar'ın torunları, biz mazlumu zalime verir miyiz" diye sordu.

Alandakilerin "hayır" yanıtı üzerine Davutoğlu, "Soruyorum günlerdir, Bahçeli'den bir ses çıkmıyor, 'Biz Türkmenleri vermeyiz' demiyor. Diyor mu? Demiyor. Öte yandan eğer Kılıçdaroğlu'na kalsa Kobani'den gelen Kürt kardeşlerimizi de IŞİD'e teslim ederdi. 3 günde 290 bin Kürt kardeşimizi aldık, onu da IŞİD'e teslim ederdi. Bunun zihniyeti bu" ifadesini kullandı.

"Bütün Kafkaslar'a, Ortadoğu'ya, Balkanlar'a barış gelsin" diyen Davutoğlu, bunun için çabaladıklarını belirterek, "Ama zalime biz hiçbir zaman mazlumu teslim etmedik, etmeyeceğiz" diye konuştu.

"BİZİM İÇİN NAHCİVAN İLE IĞDIR ARASINDA BİR FARK YOKTUR"
Başbakan Davutoğlu, Türkiye ve Azerbaycan'ın acı olaylar sonrasında şu anda et ve tırnak gibi iç içe olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Kim yaptı bunu? Azerbaycan ile stratejik işbirliğini kim kurdu? AK Parti. Bizim dönemimize kadar Türk Dünyası Konseyi kurulmamıştı, Azerbaycan ile bu derece ilişkiler gelişmemişti. Daha da geliştireceğiz inşallah. Cumhurbaşkanımızın, başbakanlığı döneminde Türkiye-Azerbaycan ilişkileri en üst düzeye çıktı. Bizim için Nahcivan ile Iğdır arasında bir fark yoktur, Azerbaycan ile Türkiye arasında da bir fark yoktur. Bir taraftan biz Kafkaslar'a bu barış çağrısında bulunurken diğer taraftan da ülkemizde büyük bir milli birlik ve kardeşlik hamlesini yürütüyoruz. Birileri 77 milyonun arasına fitne sokmaya çalışıyor, Sünni, Şii, Alevi, Caferi ya da Türk, Kürt ayrımları üzerinden. Bizim için Sünni-Şii ayrımı yoktur, hepimiz Müslümanız. Bizde mezhep ayrımı yok ve bizim için Türk-Kürt bütün Anadolu'daki her bir vatandaşımız için, bizim için her yer Türkiye."

Diğer partilerin Iğdır'a gelerek sadece kendi görüşlerindeki kesimlere hitap etmeye çalışacağını ifade eden Davutoğlu alandakilere, "Türkiye'nin her yerinde bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını bağrına basan parti, hangi parti? Etnik ve mezhebi ayrıma karşı milli birlik ve beraberliği savunan parti, hangi parti" diye sordu.

Kalabalığın "AK Parti" yanıtı üzerine Davutoğlu, bugün çok ümitlendiğini söyledi.

Iğdır'da düzenlenenle birlikte 20. mitingi gerçekleştirdiklerini belirten Davutoğlu, gösterilen ilgiden dolayı hiç yorgunluk hissetmediğini kaydetti. Davutoğlu'nun "Iğdır'da şu tabloyu gördüm ya artık gam yemem. İsterseniz sabaha kadar da dururuz, hiç yorulmam" sözleri alandakilerce coşkuyla alkışlandı.

Türkiye'deki bütün nifak tohumlarına karşı 'Çözüm Süreci' dediklerini ifade eden Davutoğlu, "Sürecin esası 78 milyonu kardeş yapmak, bütün ayrımcılıkları ortadan kaldırmaktır. Bu topraklarda mezhebi dolayısıyla kimse farklı görülemez. Sünni kardeşlerimiz ne kadar aziz ise Şii, Caferi, Alevi kardeşlerimiz de o ölçüde azizdir. Türk, Kürt, Boşnak, Arnavut her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı azizdir. Biz sadece bu nazarla bakarız ve bağrımızı açtığımızda Türk mü Azeri mi demeden bütün Iğdırlılar'a bağrımızı açarız, bütün Iğdırlılar'ı bağrımıza basarız, her bir Iğdırlı'da kendimizi görürüz" ifadelerini kullandı.