Başbakan Davutoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın Konya Metrosu Projesi'ne ilişkin tanıtım toplantısına katıldı. Burada bir konuşma yapan Davutoğlu, birçok önemli vesile ile tarihi ve manevi günler yaşadıklarını belirtti. Regaip Kandilini tebrik eden Davutoğlu, "3 Aylarımızın ülkemize, dünyamıza hayırlı olmasını diliyorum. Yine bu hafta içinde 23 Nisan'da hayır duaları ile Hacı Bayram'dan çıkan ziyaretten sona bir araya gelen 1. Meclis-i Mebusan üyelerinin dualarıyla açılmasıyla 95. yılını idrak ettik. Allah bir daha bu millete işgal göstermesin. Tekrar Mehmet Akif Ersoy'un o günlerde güzel ifadesiyle, 'Bir daha İstiklal Marşı yazmayı gerektiren şartlar içinde bulundurmasın.' İstiklalimizi, maneviyatımızı, kutsal saydığımız bütün değerleri özgün bir vatanda yaşama bahtiyarlığını bize hep nasip etsin. Yine Çanakkale'de, çok anlamlı bir törende dünyanın önemli liderleri 105 ülkenin temsilcileri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın misafiri olarak bu tarihi anmak üzere oradaydılar. Bu da milletimin büyüklüğü. 100 sene önce İstanbul'umuzu işgal etmek üzere gelen ordulara kahramanca 'dur' diyen ecdat sadece kahramanlık göstermedi. Aynı zamanda insanlığı da gösterdi. İşgal için gelen düşman askerlerini omuzunda taşıyan, onlara ikramda bulunanalar, aralıklar verildiğinde savaşa o aralıklarda dostluklar geliştirenler aslında tarihten sonuç çıkarılması gerektiği konusunda da bütün insanlığa ders vermiş oldular" diye konuştu.
"ÜMİT EDERİZ ÇANAKKALE'DEKİ TABLODAN SAYIN PAPA DERS ALIR"
Bugün iki toplantı olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Biri Çanakkale'de. Savaştan barış, çatışamadan dostluk üreten milletlerin bir araya gelmesi. Avusturalya, Yeni Zelanda başbakanları aramızdaydı. Dün de yine Barış Zirvesi'nde liderlere hitap etmiştim. Bir tarafta böyle bir tablo, savaşanların torunları aynı topraklarda yan yana. Diğer tarafta ise Ermenistan'da 100 yıl önce yaşanan acı olaylardan düşmanlık ve nefret üretmeye çalışan onu körükleyen onu tahrik eden başka toplantı. İşte bizim medeniyetimiz, kültürümüz, irfanımız ve maalesef hala o Ermeniler ki hala acılarını paylaşıyoruz. Bütün milletlerin acılarını paylaşırız. Onların da o acıları yaşamasına sebep olacak şekilde tahrik edenler şimdi o olaylarda hiç suçları, hiç veballeri yokmuş gibi 100 yıl sonra bizi yargılamaya kalkıyorlar. Tarihimizle yüzleşmeye hazırız, her şeyi paylaşmaya, arşivleri açmaya hazırız. Ama bize kibirle yaklaşana hiçbir şekilde boyun eğmeyiz. Bu hafta içinde birçok kere zikrettim. Sayın Cumhurbaşkanımız da bir mesaj yayımladı geçen sene, biz yayımladık bu sene Başbakanlık olarak tekrar. Her şeyi konuşalım, acıları paylaşalım. Göz mesafesinde bizimle kim neyi konuşmak isterse konuşuruz. Göz mesafesinin üzerine çıkıp bir santim dahi yukarıdan bir dil kullanmak isteyene 'önce göz mesafesine in eşit ol ondan sonra konuşuruz' deriz. Ümit ederiz ki bugün Çanakkale'deki tablodan bütün bu diğer tahrik unsuru olan parlamento karaları ve başta Sayın Papa ders alır ve ümit ederim ki yine Ermenistan liderleri de bundan ders alır. Gelecek yıllara barış içinde yan yana yaşayan komşular olarak bir refah bölgesi oluşturmak için beraber çalışırız" diye konuştu.
DUBLE YOL BU MEMLEKETTE YOKTU
AK Parti döneminde yapılan icraatları anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Duble yol yoktu bu memlekette. 6 bin kilometreydi, 17 bin kilometre daha yaptık. Şimdi bunu nitelikli hale getiriyoruz. Ayrıca duble yoldan otoyola geçiyoruz. Bu memlekette 2002 yılında işleyen doğru dürüst tren hattı yoktu. 'Tren kullanayım' diye düşünen birisi de yoktu çünkü o kadar eskimiş, demode hatlar vardı ki kimse treni, demir yolunu kullanmıyordu. Hızlı trene, yüksek hızlı trene geçildi. Şimdi Ankara-İstanbul arası 3,5 saate indi. 1,5 saate indirmenin planlarını yapıyoruz. Havalimanları aynı şekilde. Önce her ilimize havaalanı yaptık, şimdi havalimanlarımızın kapasitesini arttırıyoruz."
"Hayat akarken eğer liderler, devlet adamları o hayatın akışına sadece bakıp idarei maslahat tarzı geçici yöntemler kullanırlarsa bir müddet sonra tarihin akışı bütün o liderleri devlet adamlarını geride bırakır" değerlendirmesini yapan Davutoğlu, Konya'nın geçmişte çok kadim ve köklü şehir kültürüne sahip, büyük bir sanayileşme hamlesi yapmış, sanayi merkezi haline dönüşmüş, gelecek dönemde de sanayileşmenin daha yoğunlaşacağı, ulaştırma akışının artacağı şehirler biri olduğunu söyledi.
Davutoğlu, "Bütün şehirlerimiz kıymetlidir ve gözümüzün bebeği gibi korumamız gereken şehir kültürlerimiz var" dedi ve şöyle devam etti:
"Ama her bir şehrin kendine has özelliği var. Bu kategorideki şehirlere, sanayileşmenin yoğun olduğu ve tarihi kültürel derinliği yoğun olan şehirlere dönük özel bir yaklaşım benimsememiz lazım. Biz seçim beyannamemizde bir taraftan niteliksel değişimi ulaştırma alanlarına yansıttık. Duble yoldan otoyola, hızlı trenden yüksek hızlı trene ve diğer nitelikli değişim. Diğer taraftan da her bir şehre dönük projeler geliştirme kararı aldık. Tabiri caizse her bir şehre dönük seçim beyannamemiz var. Yaşanabilir mekanlar itibarıyla da önümüzdeki dönemde şehirlerimizin kültürel sürekliliğini devam ettirerek büyümesine önem vereceğiz."
ZİLLETE SON VERDİK
Tarihi dokuyu koruyarak, kentsel dönüşümün sağlanmasının önemini vurgulayan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Bazı uygulamalar çok sembolik gibi gelebilir ama benim önem verdiğim şeylerden birisi, Hazreti Mevlana'ya girişin ücretsiz hale getirilmiş olmasıdır. Çünkü Hazreti Mevlana'nın huzuruna ücret vererek gitmek zaten bir zilletti bizim için ve bu zillete son verdik. Aynı şey Hacı Bektaşı Veli hazretleri için de geçerli. Ne zaman Mevlana'ya gitsem yurt dışından ve ülkemizin çeşitli yerlerinden insan akışı görüyorum. Bu sayı daha da artacak. Konya, küresel ölçekli turizm alanı haline gelecek. Dolayısıyla şehiriçi ulaşımı bugüne göre düşünmemeliyiz. Dünyanın en önemli manevi merkezlerinden biri olacak olan Konya'ya göre ayarlamamız lazım."
AK Parti iktidarından önce Konya'da bir üniversite olduğunu hatırlatan Davutoğlu, şimdi beş üniversite olduğunu ve öğrencilerin de şehir içinde sürekli hareket halinde olduğunu belirtti.
Davutoğlu, kentsel dönüşümün büyükşehir belediyesine verilen bir emanet olduğunu ve şehrin kültürel envanterinin korunacağını bildirerek, şöyle devam etti:
"Kentsel dönüşüm alanlarını Konya'ya yakışır hale getireceğiz. Kesinlikle dikey değil, insanların birbirlerini rahatlıkla göreceği yatay yapılaşmaya ağırlık vermemiz lazım. Göç yaşanan durumlarda bu yükü absorbe etmemiz lazım. Bir taraftan şehrin kültürel dokusunu korurken, diğer taraftan kentsel dönüşümle yeni şehir alanlarını eski şehir alanlarıyla bütünleşik şekilde geliştirirken, yapmamız gereken üçüncü şey ulaştırmayı mümkün olduğu ölçüde şehir dokusuna zarar vermeyecek şekilde yeni bir stratejik zemine oturtmak. Yani egzoz dumanlarıyla tarihi dokunun zarar görmeyeceği, yoğun araç trafiğiyle insan akışının engellenmeyeceği bir strateji. Bu tür tarihi şehirlerde insan akışının rahat olması lazım ki insanlar şehir hissedebilsin ve bir taraftan da sanayinin, ticaretin merkezi olma hüviyetine sahip bir şehrin bu hüviyetine hızlı bir ulaşım hattı sağlamak."
Davutoğlu, 2030 yılına kadar Konya'nın ulaşım sıkıntılarını çözeceklerini, Akdeniz, Kapadokya, İzmir, Ankara, Eskişehir, İstanbul güzergahını da hızlı tren ve otoyollarla güçlendireceklerini, böylece Konya'nın "tarihi payitaht" niteliğinin küreselleşen ve büyüyen Türkiye'nin "merkez şehri" olmaya dönüşeceğini söyledi.
"Projenin yürümesini ben bizzat yakından takip edeceğim" diyen Davutoğlu, Konya halkını projeyi sahiplenmeye çağırdı. Davutoğlu, "Tarihi dokuya sahip ve hızlı sanayileşmeyle gelişen şehirlere de benzer metrolarla yeni bir hayat suyu, tarihi dokuyla geleceği birleştiren köprü inşa edeceğiz" şeklinde konuştu.
