Acının ana dili

İkisinin de yavrusu, korkunç bir cinayete kurban gitti. Gözyaşları ortak olan analar, bir araya geldi. Münevver'ini kaybeden Nagehan Karabulut, Mersin'e gidip Özgecan'ın annesini ziyaret etti...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 05 Mart 2015 Güncelleme 05 Mart 2015, 00:29
Acının ana dili

İÇİNDEKİLER

Biri Münevver Karabulut, diğeri Özgecan Aslan... İkisi de hayatının baharında vahşice katledildi. Defalarca bıçaklanıp kafası gövdesinden ayrılarak çöp konteynerine atılan Münevver, henüz 17'sindeydi... Bıçaklanıp demir çubukla öldürüldükten sonra yakılan Özgecan ise 20 yaşındaydı. İkisi de tüm Türkiye'nin yüreğini yaktı, kavurdu. 3 Mart 2009 Münevver'in katledildiği gündü. Acının 6. yıldönümünde Münevver'in annesi Nagehan Karabulut sürpriz bir karar aldı. Anne Karabulut, Mersin'e giderek kendisi gibi yüreği kavruk olan Özgecan'ın annesi Songül Aslan'ı ziyaret etti. İki anne birbirlerine sarılıp sessizce ağladı.

'GÖZLERİMİZ KONUŞTU'
Nagehan Karabulut, o duygusal anı şu sözlerle anlattı: "Böyle şeyler söylenmez ama Özgecan'ın ailesini ziyarete gittim. Songül ve Mehmet Aslan'a taziyede bulundum. Sanki Münevver'i yeniden kaybetmiştim. Songül Hanım'a 'Ben Münevver'in annesiyim' dedim. Sessiz kaldık. Sadece gözlerimiz konuştu. Acıyı gözlerimize bakarak yaşadık. Sonra gözyaşlarımız aktı, aktı... Ne denir ki böyle bir durumda? Ben geçtim bu yollardan. Bu öyle tarifsiz bir acı ki boşluktasın. Ben ne haldeysem, şimdi onlar o durumda. Onları en iyi ben anlarım."

KIZIM HALA YÜREĞİMDE
Özgecan'la kızının acısını yeniden yaşayan Karabulut'un sözleri yürekleri dağladı. Acılı kadın, "6 yıl oldu dile kolay. Ama anne yüreğinde çocuğu hep yaşıyor. Her an aklımda Münevver. Her cinayetle acım daha da büyüyor. Ben Cem Garipoğlu'nu Allah'a havale etmiştim. Bu bir anne için bitmeyen bir acı..."

Gül KİREKLO