Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar

Yeşilay Cemiyeti'nin 7 dalda dağıttı ödül törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu.

Giriş Tarihi 04 Mart 2015, 00:00 Güncelleme 04 Mart 2015, 20:37
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önemli açıklamalar

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:

BU KONUDA CİDDİ MAHALLE BASKISI LAZIM

Sigara yasağına uyulmaması halinde gerçekten büyük para çezalarının hatta başka yaptırımların söz konusu olduğu yerler mevcut. Bizim uygulamalar geçmişe göre iyi olabilir ama pek çok ülkenin hala gerisinde bunu bilmenizi istiyorum. Elbette bu yasakla ceza ile yürütelecek bir mücadele değil. Ama bunların etkisini de görmezden gelemeyiz. Hani mahalle baskısı deniyor ya bu konuda ciddi bir mahalle baskısı lazım. Hatırlayanlar çoktur bırakın kapalı alanları otobüste, trende, uçakta bile sigara içilebiliyordu. Hatta uçaklarda alkollü içkilerde veriliyordu. Uzun otobüs yolculukları sigara içmeyenler için adeta bir eziyetti cefa idi. Aman yarabbim ne çileler çekerdik. Biz 2008 yılında kapalı alanlarda sigarayı yasaklayıncaya kadar pek çok yerde benzer bir durum söz konusuydu.

BU BENİM SORUMLULUĞUMDUR

Birileri bu yasaktan şikayetçi olabilir ama milletimizin kahir ekseriyeti bize dua ediyor, teşekkür ediyor. Burada insanlığın menfaati var. Geleceğimizin bu noktada menfaati var. Hatta sigara içenlerin de büyük bir kısmının bunu desteklediğini biliyorum. Kendileri içiyor olsa bile onlar da bundan rahatsız. Bu konunun demokrasi ile bir ilgisi yok. Tam tersine bu tür alışkanlıkları bireyin kendine ve topluma karşı olan sorumluluklarının ihmali olarak değerlendiriliyor. Düşünün bir evde beyefendi sigara içiyor, hanımefendi içmiyor. Tam tersi de olabilir. Burada içen içmeyen meselesinde bakıyorsunuz hanfendi zulme uğruyor. Bunlara karşı ortak bir tedbiri almamız geliştirmemiz gerekiyor. Zararlı alışkanlıklarla ve bağımlılıkla mücadele evet benim bu ülkenin geçmişte Başbakanı, şimdi Cumhurbaşkanı olarak vazifemin de gereğidir. Demin Anayasa'nın hükmünü okudum. Bu benim bir baba, bir eş, torun sahibi bir dede olarak ailemden başlayarak kademe kademe tüm milletime karşı da sorumluluğumdur. Bu konuda ne kadar hassas isem uyuşturucu konusunda da aynı derecede hatta daha fazla hassasım. Tüm bu alışkanlıklar biri diğerini doğuran bir felaketler zincirinin halkaları gibidir. Hepsi ile birden topyekün mücadele etmeden arz ettiğimiz şekilde sağlıklı nesiller yetiştiremeyiz. Bugün batı toplumlarının en büyük sorunu zararlı alışkanlıklar ve bağımlılığın pençesinde yitip giden nesillerdir.

KUSURA BAKMAYIN! RIZKIN SAHİBİ ALLAH'TIR
Artık nüfusumuzda yaşlanma artıyor ve genç kuşaklar nesiller noktasında bir azalmamız var. Bu neyi gösteriyor artık sıkıntı başladı. Hele hele yüzde 2'nin altına düştüğümüz andan itibaren bu bizim için tehlike zilleri demektir. Buna dikkat etmemiz lazım. Bugün batı toplumları için ifade ettiğimiz tehlike 2050'den itibaren bizim için de geçerli hale gelecek. Bunun için aile kültürümüzü güçlendirmeliyiz. Şahidi olduğum tüm nikahlarda en az 3 hatta daha fazla çocuk tavsiyesinde bulunuyorum. Ölüp gideceğiz bu ülkede bir başbakan bir cumhurbaşkanı gelmişti bu ülkede en az 3 çocuk demişti de biz buna inanmamıştık. Bunu anlamayanlar anlamakta zorlananlar var. Ben yine bu anlamlı toplantıda yine diyorum ki bir olur garip olur, iki olur rakip olur, üç olur dengi olur dört olur bereket olur gerisi Allah kerim dememiz lazım. Nasıl bakacağız? Kusura bakmayın rızkın sahibi ne sizsiniz ne biziz. Rızkın sahibi Allah'tır. Hiç endişeye gerek yok. Bizde milyarderlere bakıyorsunuz 1-2 çocuğu var. Bir bakıyorsunuz 7 çocuğu var hepsi yüksek okul üniversite okumuş. Öyle zengin falan da değil.

ÇOCUKLARIMIZI SAĞLAM BİR KÜLTÜREL ALTYAPI İLE DONATMALIYIZ
Türkiye'de şuanda derslik sayısını hamdolsun hiç bir yerde görülmemiş kadar arttırmış vaziyetteyiz. Ben ortaokulda okurken sınıfta 75 kişiydik. Şimdi 30'a düştü. Hedefimiz buydu bunu başardık. Öyle okullarımız var ki 20-15 kişinin olduğu okullarımız da var. Bir açığımız kaldı. Öğretmen noktasındaki açığımzı da giderdiğimizde bu daha güçlü olacak. Bu da milli bütçeyle alakalı bir konu. BAkın yine açıklandı bu yıl yine 47 bin yeni öğretmen alınacak. Fiziki şartlar noktasındaki kalite de artıyor. Eksiklerimiz yok mu var. Biz, teksir notları ile yetişmiş nesiliz. Kitaplarla değil teksir notları ile, hatta abilerimiz notlarını da vermezdi. Bu kez not tutmaya gayret ederdik. Böyle okuduk buralara geldik. Şimdi, birinci hamur kağıttan kitaplar sıraların üzerine konuluyor yavrularımız bununla eğitime başlıyor. Tabii ki sadece çocuk sahibi olmak yetmiyor. Ayrıca çocuklarımızı manevi olarak sağlam bir kültürel alt yapı ile de donatmalıyız. Kültürümüzün yavrularımıza aktarılması ve o kültürel bilince kavuşturulması çok ama çok önemlidir. İnancından kopuk, tarihini bilmeyen nesiller bu ülkenin bu milletin kıymetinin işaretleridir. Olumlu ise iyiyiz, olumsuz ise kötüyüz.

ÖLÇÜNÜN OLMADIĞI YERDE SAVRULMA KAÇINILMAZDIR
Mevlana diyor ki 'Su geminin içine girerse onu batırır. Altına girerse onu yüzdürür' . Ahmet Yesevi Hazretleri de buyuruyor ki 'Nefsine uyanların yoldaşı şeytan olur' diyor. Nefsine hakim olan kötü alışkanlıklardan kendini uzak tutan ise selametle yoluna devam eder. Tabiat boşluk kabul etmez. Böyle derler. Siz insanların kalplerini zihinlerini boş bırakırsanız gelir orayı her türlü alışkanlık bağımlılık işgal eder. Evlatlarımızın kafaları ile kalplerini de doldurmalıyız. Neyin doğru, neyin yanlış olduğnu öğretmeden fiziki ihtiyaçları karşılanarak büyütülen çocuk eninde sonunda yolunu şaşıracaktır. Bugün bakıyorsunuz ilkokul çağındaki çocuğun ağzında sigara var, ortaokul çağındaki çocuk alkol, lise çağındaki çocuk uyuşturucuyla hemhal olmuş. Üniversiteyi saymıyorum bile. Bu çocuğa ölçü verilmemiş demektir. Ölçünün olmadığı yerde savrulma kaçınılmazdır. Herşeyden önce de kendimiz onlara örnek olacağız. Meseleyi ele verir talkını kendi yutar salkımı olayına çevirmeyeceğiz. Kendimiz sigara içerken, alkol kullanırken çocuklara bunlar boş demenin faydasının olacağını bekleyemeyiz. Kendimiz internet bağımlısı iken çocuğıumuzu bundan azade bırakamayız. Baldan başka bir şey yemediği için sağlığı bozulan çocuk kendisine getirilir. Çocuğu 40 gün sonra getirilmesini ister. 40 gün sonra kendisine getirilen çocuğa bundan sonra bal yeme der. Çevredekiler daha önce bunu söylmeediniz diye sorar. İmamı Azam da şöyle cevap verir. 40 gün öncesine kadar bende bal yiyordum. Nefsimi terbiye ettim yemiyorum artık. Bu nedenle öyle söyledim.

ASIL MANEYİVATI GÜÇLÜ OLMAYAN NESİLLERDEN KORKULMASI LAZIM
Biz maneviyatı güçlü nesillerden bahsettikçe bazıları rahatsız oluyor. Asıl, kötü alışkanlıkların pençesine düşen nesillerden rahatsız olunmalı. İnancını, tarihini, kültürünü, medeniyetini bilen gençler bu ülkenin teminatıdır. Devlet olarak, toplum olarak, medya, eğitim kurumları olarak kendimize çeki düzen vermemiz gerekiyor. Bu mesele sıradan bir sosyal sorumluluk konusu değildir. Bu millet olarak geleceğimizi doğrudan ilgilendiren bir beka meselesidir. Yaşadığımız sorunların hiç biri diğerinden bağımsız değildir. Çözüm de aynı şekilde olmalıdır. Bir meseleyi çözmeye çalışmak, suyun içindeki bir damlayı temizlemeye çalışmak gibidir bu da hiç bir işe yaramaz. Suyu topyekün temiz tutacağız ki içindeki damlalar da temiz kalsın.

HAYIRLI İŞTE YARIŞMAK GEREK
Yeşilay'a bugüne kadar nasıl destek verdiysem bundan sonra da vermeye devam edeceğim. Bu hayırlı bir çalışmadır ve bunda yarışmak gerekmektedir. Tekrar burada bulunmaktan duyduğum memnuniyeti dile getiriyor hepinize selam ve saygılarımı sunuyorum.