Yüksek faiz vatanı satmaktır

vatanı satmaktır Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Şah Fırat' operasyonunu 'Vatanı satmak' olarak niteleyenlere, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı üzerinden mesaj verdi: Vatanı satmak, yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle milletin kaynaklarını heba etmekle olur...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 28 Şubat 2015 Güncelleme 28 Şubat 2015, 02:06
Yüksek faiz vatanı satmaktır

İÇİNDEKİLER

Valilerle Ankara'da bir araya gelen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Valilere hitaben yaptığı konuşmada gündemdeki önemli konulara ilişkin görüşlerini de dile getirdi. Başkanlık sisteminin ve İç Güvenlik Paketi'nin önemine dikkat çeken Erdoğan şu mesajları verdi:

Dün Türkiye'nin Suriye'de maceraya sokulmaması gerektiğini haykıranlar, bugün toprak kaybetmekten söz ediyor. Üstelik bu konuda sadece hükümeti, eleştirmiyor. Şahsımı, komutanlarımı, tüm silahlı kuvvetlerimizi hedef alıyorlar. Orada başarılı bir operasyon yapılmıştır, bir karış toprağımız kaybolmamıştır. Tam aksi olmuştur. Şu an dünyanın en sıkıntılı bölgesine girildi, oradaki emanetler alındı ülkemiz sınırına yakın bir yere nakledildi. Silahlı kuvvetlerimizi tebrik ediyorum.

ÜÇÜNCÜ KEZ YERİ DEĞİŞTİ
Süleyman Şah meselesinin ne olduğunu herkes iyi biliyor. Türkiye ne hakkından vazgeçmiştir, ne de 1 karış toprağından. Kendi stratejik harekatımızla türbenin yerini değiştirdik. Bu 1 günlük, 1 haftalık çalışmanın ürünü değil. Aylardır çalıştığımız ta başbakanlık döneminden beri üzerinde çalıştığımız bir meseledir.

Yeri daha önce çeşitli sebeplerle iki defa değişmiş bir türbeyi üçüncü defa taşımış olmayı vatanı satma olarak nitelendirenler açık söylüyorum vatan kavramının ne olduğunu bilmeyenlerdir. Vatanı satmak nasıl olur biliyor musunuz; ortadaki açık gerçeğe, somut gerçeğe rağmen kahraman askerlerimizi tehlikeye atmakla olur.

Vatanı satmak, kendi dirayetsizliğiniz, kendi iş bilmezliğiniz yüzünden ülkeyi kriz üzerine krize sokmakla olur. Vatan satmak, bu topraklarda bin yıllık ortak geçmişi olan insanların birliğini, kardeşliğini saplayamayarak ülkenin maddi manevi kayıplara uğramasına göz yummakla olur. Vatanı satmak, yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur. Türkiye'yi hemen yanı başımızdaki kaos ortamına sokmak isteyenlere engel olmak için stratejik bir hamle yapmak vatana hizmet etmektir.

12 YILLIK MÜCADELE
Başkanlık sistemi bir yönüyle yerel yönetimlerin daha da güçlendiği, etkin hale geldiği bir sistemdir. Bu sisteme geçildiğinde valilerimizin farklı bir konuma gelmeleri, daha geniş yetkilere sahip olmaları mümkün olabilecektir. Cumhurbaşkanının halkın oylarıyla seçilmesi bu konuda atılmış ilk adımdır. Şimdi bunu daha da ileriye taşıyıp, milletimizin ihtiyaçlarına geçmenin vakti gelmiştir. Vesayet düzeni Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştıramaz. Biz 12 yıl boyunca bu oligarşik yapıyla mücadele ettik. Türkiye'nin demokratik olgunluğu, başkanlık sistemine geçişi sağlayacak düzeye gelmiştir. Türkiye, yeni anayasa ve başkanlık sisteminin sağlayacağı güçlü zemin üzerinde yükselecektir.

Şimdi zaman zaman söyleniyor; Türk tipi başkanlık sistemi olmaz diye. Çok açık, çok net söylüyorum. Bal gibi de olur. Niye olmazmış? Şu anda dünyadaki başkanlık sistemlerinin hepsi birbirinin aynı mıdır? Biz ne diyoruz bir arı maharetiyle şöyle çiçeklerden nasibimizi alalım ondan sonra balımızı yapalım ve diyelim ki kendi geleneklerimiz, kendi göreneklerimizde de çerçevelenmiş işte bizim başkanlık sistemimiz de, bununla beraber geleceğe yürürüz.

Birileri bunu arzu ediyorsa da biz buna evet diyemeyiz. Sokakları terörize ederek çözüm olmaz. Parlamentoyu terörize ederek çözüm olmaz. Parlamento terörize edilme yeri değildir, parlamento teröristlerin gösteri alanı da değildir. Silahın, molotofun, yakmanın yıkmanın, saldırının olduğu yerde çözüm olmaz. Biz bütün bunlar olmasın diye çözüm süreci diyoruz.

Meclis'te görüşülmekte olan İç Güvenlik Paketi, bu bakımdan önemli imkanlar getiriyor. Güvenlik paketinin yasalaşmasını önlemek için adeta meydan savaşı veriyorlar. Poşulu suratlar, kürsüye getirilen bombalar, kırılan mikrofonlar, konuşmacı ve Divan Başkanına yönelik saldırılar, hakaretler ve daha neler neler. Bunlar nasıl bayan milletvekilidir? Bunlar nasıl erkek milletvekilidir? Bir bayan Meclis Başkan Vekiline karşı bu ifadeler nasıl sergilenebilir? Gören de düşman Meclis'in kapısına dayandı onunla mücadele ediyorlar zanneder.

MECLİS AHIR DEĞİL
Düne kadar yan yana gelemez zannettikleriniz burada can ciğer kuzu sarması olmuşlar. Anamuhalefet partisinin bir milletvekili Genel Kurul'da bunları yapıyor, bu arada Meclis'te af edersiniz; ahıra benzeten twitler atıyor. Bir diğer muhalefet partisi milletvekili televizyonda güya düzenlemeyi eleştiriyor ama söylediği şeyler metinde yok. Bunların millete saygıları olmadığı gibi içinde kendilerinin de yer aldığı Meclis'e de saygıları bulunmuyor.

KATİLİ ZİYARETE GİDİYORLAR
350 bin insanı öldüren bir katile (Esad), bir zalime bu topraklardan güya siyaset yaptığını söyleyen birileri ziyarete gidebiliyor. Bu hakikaten bizi içeride ciddi manada muhasebeye sevk etmesi gereken bir konu. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ın kendi ülkesinden bazı milletvekillerinin Suriye'ye gitmesinden dolayı onlar hakkında yaptığı açıklama, gönüllere su serpti. Suriye içinde örgütlenen ve 120 ülke ile birlikte bizim de desteklediğimiz muhalefet tam netice almaya yaklaşırken bir anda DEAŞ diye bir örgüt icat edildi, işler tepe taklak oldu. Aslında ortada tanımlanan tabanı, tanımlanan hiyerarşisi, tanımlanabilen hedefi olmayan bir örgüt var. Bu örgütün bir proje ürünü olduğunu anlamak da zor değil.