Cemaati MOSSAD ve CIA yönetiyor

Latif Erdoğan, bir dönem Fethullah Gülen'e en yakın isimdi. Savcıya ifade verdi. Paralel Yapı'nın CIA ve MOSSAD'ın maşası olduğunu söyledi: Gülen'in iki amacı vardı. Biri, ABD ve İsrail'den oluşan üst aklı memnun etmek. İkincisi ise 17 Aralık'ta devleti ele geçirip İslam devleti kurmaktı

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 27 Kasım 2014 Güncelleme 27 Kasım 2014, 01:54
Cemaati MOSSAD ve CIA yönetiyor

İÇİNDEKİLER

Fethulah Gülen ve çetesinin darbe planı, 17/25 Aralık operasyonları ile ortaya çıktı! Hoca ve örgütünün, devlet içinde devlet kurmaya çalıştığı anlaşıldı. Yıllarca hizmet için ter döktüklerini sanan onlarca isim de bu tablo karşısında şoka uğradı. Gülen'in gerçek yüzüyle karşılaşan o isimler, tek tek cemaatten ayrıldı. Onlardan biri de Latif Erdoğan'dı. Fethullah Gülen'in bir dönem en yakınındaki isimlerden biri olan Latif Erdoğan, paralel yapının kaos planlarını savcıya anlattı. İşte Latif Erdoğan'ın ifadesinden çarpıcı bölümler:

NASIL KATILDI?

İlkokulu İzmir'de okudum. Sonra Kestanepazarı'ndaki Kur'an kursunda vaizlik yapan Gülen'le tanıştım. 1981-1982 yılları arasında Bitlis Tatvan'da vaizlik yaptım. Hizmet Hareketi'ndeki görevime devam için istifa ettim.

AKIL VEREN AJANLAR: Gülen'in iki temel hedefi vardır. Birincisi üst aklı memnun etmek, diğeri ise dünya üzerinde bu anlayışı entegre etmektir. Bu üst akıl dershaneler konusunu fırsat bilerek, Gülen'in hükümete karşı harekete geçmesini sağladı. Bu kapsamda ABD gizli servisleri CIA ve FBI tarafından cemaate ait kültür merkezlerinde eğitimler verildi. Şu an cemaat üzerinden organize olmuş uluslararası güçlerin himayesinde olan bir güç ile ülkemiz karşı karşıyadır. Bu güçlerin içerisinde MOSSAD (İsrail Gizli Servisi), CIA (ABD Gizli Servisi), KGB (Rus Gizli Servisi) gibi gizli servisler mevcuttur. 28 Şubat süreci başladığında ise 5-6 kişilik bir grupla üst düzey bir komutanı ziyarete gittik. Bir cemiyet haline geldiğimizi kendisine izah ettim. Yapılan çalışmalar ilk başladığı seyirde devam etseydi herhangi bir tehlike yoktu. Ancak bu yapılanma devlet içinde devlet halini almaya başladı.

FİDAN YERİNE AKYÜREK: Gülen, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan'ın yerine cemaatten olan ve emniyet kökenli Ramazan Akyürek'i getirmek istedi. Bunun nedeni de MİT'i dış güçlerin ve paralel yapının etkisi altına almaktı.

TERÖR ÖRGÜTÜDÜR: 1990'lı yıllara taşıdığımız bu hizmet hareketi; maalesef milli duruşunu bırakarak üst akıl olarak tabir ettiğim CIA ve MOSSAD gibi gizli servislerin kontrolü altına girmiştir. ABD ve İsrail'in, Türk ve İslam coğrafyasında kullandığı bir örgüt olmuştur. Paralel olarak tabir edilen bu yeni oluşum benim nazarımda terör örgütüdür.

EŞİME 'ONDAN BOŞAN' DEDİLER: Kızım Fatih Üniversitesi'nde okurken okula yakın olması sebebiyle sadece aile bireylerinin bildiği bir ev tutmuştum. Eşim de kızımla birlikte bu evde kalıyordu. Bu sırada tanımadığımız iki bayan eşimin benden boşanması hususunda 3 kez telkinde bulundu.

PARALEL YAPI BİTİRİLECEK

MGK'nın paralel yapıya ilişkin aldığı tavsiye kararın Bakanlar Kurulu'nca ne zaman görüşüleceği ve kabul edileceği merakla beklenirken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan çarpıcı açıklamalar yaptı. MGK'da alınan kararın basit bir karar olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Legal görüntü altında illegal faaliyetlerle ulusal güvenliğimizi tehdit eden tüm unsurlara karşı bu mücadele sürecek. Bakanlar Kurulu da kararını aldı, geriye dönüş olmayacak" diye konuştu.

PARA TRAFiĞi

İllerde "himmet" ve "bağış" adı altında cemaat yapılanması için toplanan paraların 1/15'lik kısmı Gülen'in kendisine getirilirdi. Gülen ise kendisine çek, senet ve nakit para olarak gelen bu parayı genel bütçeye bakan İstanbul ilinde toplanan Mütevelli Heyeti'nin başındaki isim olan Mustafa Özcan kanalı ile gerekli yerlere aktarırdı. Bunun üzerine cemaatten iyice soğudum. Himmet toplantılarına bu olaydan sonra bir daha asla ve asla gitmedim.

İRTİBATI KASIM GÜLEK KURDU

Gülen'in
Nur Vergin, Kasım Gülek, Bülent Ecevit gibi isimlerle olan teması ve Kemalist gruplar ile yakınlaşması, ABD ve Masonlar'la irtibat kurması, hizmetin kuruşundaki amaç ile Gülen'in değişim sürecine girdiğinin açık bir göstergesidir. Gülen'in Amerika'ya ikinci gidişini Kasım Gülek sağlamıştır. Gülek, Alaattin Kaya kanalı aracılığıyla İsrail lobisi ile temas kurmuştur. Yani cemaatin kuruluşundaki amaç değişmiştir.

AYASOFYA PLANI:
Fethullah Gülen 17 Aralık sürecinden sonuç alsaydı Humeyni misali yurda dönecekti. Bu başarısızlık aynı zamanda cemaatin ABD ve İsrail nazarında prestij kaybetmesine neden oldu. Bu nedenle Ayasofya konusu gündeme getirildi. Ayasofya konusunda hükümeti zayıf düşürmek amacıyla cemaat ve buna bağlı yayın organları tarafından kamuoyu oluşturulmaya çalışıldı.

BİZZAT SEÇİLDİ:
Gülen Edirne'deyken Amerikan Konsolosluğu tarafından izletilen filmler sayesinde Amerikan kültürünün etkisi altına girdi. Amerikan hayranı olduğuna bizzat kendi söylemi ile şahit oldum. ABD'ye gitmeden önce de Amerikan Büyükelçiliği ile sayısız görüşme yaptı. Kendisine bu konularda yardımcı olan ise halen TUSKON Genel Sekreteri olan Mustafa Günay'dır.

Nazif Karaman