Annemi seviyorum ama öz annemi de arıyorum

Askerdeyken evlatlık olduğunu öğrenen Okan Yaradılmış, öz annesini bulmak için aylardır iz sürüyor. Kendisini büyüten Mürüvvet Hanım ise "Annesini bulduğunda onun yanında kalmak isterse saygı gösteririz ama onu çok seviyoruz" diyor gözyaşları içinde...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 16 Eylül 2009 Güncelleme 16 Eylül 2009, 01:49

İÇİNDEKİLER

Okan Yaradılmış 23 yaşında… 3 yıl öncesine kadar kendi deyimiyle normal bir hayatı varmış. Annesi, babası ve kız kardeşiyle mutlu bir hayatı… Askerdeyken arkadaşlarından gelen bir telefonla sarsılmış genç adam… Mahallelerine gelen Halis isimli bir adam kendisini arıyormuş. Üstelik o güne kadar adını hiç duymadığı bu kişi, babası olduğunu söylüyormuş… Öz babası… Okan, "Şoke oldum" diyor. O güne kadar böyle bir şey aklıma bile gelmemişti. Duramadım. Askerden izin aldım eve geldim. Aileme sordum. Önce saklamaya çalıştılar. "Sen bizim oğlumuzsun" dediler ama daha sonra her şey ortaya çıktı. Ortaya çıkan şey, Yaradılmış Ailesi'nin 23 yıldır yüreklerinde büyüttükleri sevgiden başka bir şey değildi aslında… Çocukları olmuyordu. Devreye birileri girdi, karşılarına 4 aylık minik bir erkek bebek çıktı. Mürüvvet Hanım minik bebeği öz çocuğu gibi bağrına basıp, büyüttü. Sonrasında bir mucize gerçekleşti, belki de bu minik bebeğe verdiği sevginin karşılığında biyolojik olarak anneliği de tattı. Evleri Okan'dan sonra bir kız bebekle taçlandı. Okan'ı daha da sarmaladı çift… Evlerine uğur getirmişti bu bebek. Artık iki çocuklu kocaman bir aile olmuşlardı. Ancak Okan askerdeyken mahallelerine gelen bir davetsiz misafir, onu 4 aylıkken kendilerine veren Halis Kıvanç tüm dengeleri altüst etti.

ABİN VE ABLAN DA VAR

Okan biyolojik babasıyla tanışınca birçok acı gerçekle de yüzleşmek zorunda kaldı. Ortaya çıkan sadece babası değildi. Bir de abisi vardı. "Ya annem?" dedi. Ve 3 yıldır süren zorlu süreç işte bu soruyla başladı. Annesinin nerede olduğunu bilen yoktu. İsmi Nilgün Yüce'ydi… Sonra İzmir Narlıdere'de oturan bir teyzesinin varlığından haberdar oldu. Halasıyla tanışınca Dilek isminde bir de kız kardeşi olduğunu öğrendi. "Halamın anlattığına göre babam Dilek'i de Amerikalı George isimli birine satmış. Annem bizi öldü sanıyormuş. Benim adım evlatlık verilmeden önce Umut Kıvanç'mış. Annem, teyzem ve akrabalarım beni bu ismimle hatırlayabilirler. Annemi bulmak istiyorum. Beni kabul etmeyebilir, üzerinden yıllar geçti ama ben onu bir kez olsun görmek istiyorum. Çünkü babam onu da kandırmış. Bu isteğimin önüne geçemiyorum. Günlerce evden işe gidiyorum diye çıktım, annemin izini sürdüm. Bir sürü şey söylediler. Annemin yaşantısı hakkında çok üzücü şeyler anlatan oldu. Hangisi doğru bilmiyorum. Her denilen yere gittim ama bir ize rastlayamadım. En son çare size geldim" diyor Okan…

BABASI 'ARAMAYACAĞIM' DEMİŞTİ

Okan bunları anlatırken telefona Mürüvvet Hanım bağlandı. Sesi titriyordu. "Babası 4 aylıkken bize getirdi. Bir o zaman gördüm. Bir daha aramayacağını söylemişti" dedi önce… Okan'ı ne kadar sevdiklerini yineledi. "Eğer annesini bulduğunda onun yanında kalmak isterse bu kararına da saygı gösteririz" derken ağlamaya başladı. Sadece o değildi gözyaşı döken… Okan içindeki merakı yenemiyor. Annesine ulaşabilmek için nereye el atsa sonuçsuz kalıyor. Hayatta olup olmadığını merak ediyor. Kendisini bakıp büyüten Mürüvvet Hanım'ın içini rahatlatmak için "Ben sizin yanınızdan ayrılmam" demeyi de bir borç biliyor. Ben de özellikle köşemde bu konuya yer vermek istedim. 23 yıl önce Umut Kıvanç ismiyle evlatlık olarak verilmiş bu bebeğin gerçek annesi hakkında bilgi sahibiyseniz lütfen bize ulaşın. Belki böylelikle, bir delikanlı annesine bir anne de öldü bildiği oğluna sarılabilecek. Ve belli ki Okan ancak bu buluşma gerçekleştikten sonra yaşamına yeniden huzurla devam edebilecek.