Türkiye 24 Haziran seçimlerine giderken Gezi, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz sonrasına benzer bir ekonomik operasyonla karşı karşıya. Yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve büyüme gibi kalemlerde dünyayı kıskandıracak gelişmeler kaydeden Türkiye, üretilen dezenformasyonla faiz artışına sıkıştırılıyor.
Önce ekonomi bürokrasisinin ani toplantı yapacağı şeklinde asparagas bir haberle piyasalar speküle edildi. Ardından İngiltere merkezli bir bankanın hazırladığı raporda Merkez Bankası'nın faiz oranlarını 200 baz puan artıracağı dedikodusu yayıldı.
Haberin yayınlanma biçimi ardından düzeltme şekli dedikodularla piyasalara yön verilmesine özel bir örnek olurken, dolar kurunun önceki gün 4,50'yi gören kısa süreli hareketliliğin de kur-faiz hesabı yapan bu çevrelerin anlık oyunları olduğunu gözler önüne serdi.
Çünkü piyasalarda bu gelişmeler sürerken, bu çevreler Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya görüşmesi öncesinde doları 4.50 seviyelerine çıkardı.
Birkaç saat içerisinde yaşanan bu gelişmeler dahi döviz kurlarındaki spekülatif yükselişlerin altında 'yurt dışı kaynaklı' kesimlerin olduğunu gözler önüne serdi.
RAPORLU OYUN
Kurlarda yaşatılması planlanan dalgalanma ile ilgili ilk adımlar bununla sınırlı değil. Geçen haftaki asparagas haberin ardından İngiltere menşeli bir banka da hazırladığı raporu piyasalara sızdırdı. 25 Nisan tarihindeki Para Politikası Kurulu'nda 75 baz puan artırılarak 13.75'e çıkarılan geç likidite penceresi (GLP) faiz oranının 15.75-16.00 bandına yükseleceği beklentisi oluşturuldu.
