Türkiye'de faaliyet gösteren bankalar kârlılıkta da gelir artışında da şampiyonluğu hiçbir sektöre kaptırmıyor. Faizlerin yüksek olması sebebiyle kazançlarını katlayan bankaların, faiz dışı gelirleri de bilançolarının en önemli kalemini oluşturuyor. Vatandaşlardan alınan EFT parası, ATM'den para çekme ücreti, dosya masrafı gibi ücretler bankaların en önemli gelirlerini oluşturuyor. Borsa İstanbul'da işlem gören 9 mevduat bankasının net kârı, yılın ilk yarısında 2016'nın aynı dönemine göre
yüzde 32.9 artarak
16 milyar 962 milyon lira olurken, ortalama öz kaynak kârlılığı da
yüzde 15 seviyesinde gerçekleşti. ICBC Turkey Bank hariç borsada işlem gören Akbank, DenizBank, Garanti Bankası, Halkbank, İş Bankası, QNB Finansbank, Şekerbank, VakıfBank ve Yapı Kredi'nin konsolide olmayan toplam aktif büyüklüğü Haziran sonu itibarıyla
1 trilyon 960 milyar lirayı aştı. Söz konusu rakam, geçen yılın sonuna kıyasla yüzde 9'un üzerinde artışa işaret etti. 9 bankanın ilk yarı net kârı,
16 milyar 962 milyon liraya ulaştı. Borsada işlem gören bankaların öz kaynakları, yaklaşık yüzde 11 artarak 213 milyar lirayı aşarken, ortalama öz kaynak kârlılığı yüzde 15 düzeyinde gerçekleşti.
ERDOĞAN UYARMIŞTI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon Sanayi ve Ticaret
Odası'nda yaptığı konuşmada,
"Biz 'Faizlerin düşmesi lazım' diyoruz,
bankalar ise vatandaşın oraya
yatırdığı paraları kendisi için adeta
bir soyup soğana çevirme aracı olarak
kullanıyor. Ama ben inanıyorum
ki gerek Merkez Bankamız, devlet
bankalarımız kararlı adım atmak
suretiyle inşallah bu işi aşağı çekeceklerdir"
demişti. Bankaların kâr
oranlarına ilişkin, "Geçtiğimiz yıl
çektiğimiz onca sıkıntının sonunda
Türkiye yüzde 2.9 büyürken, bankalar
yüzde 40 civarında kâr artışı elde etmişse burada bir sorun var demektir" diyen
Erdoğan, "Üstelik bu yıl bankaların kârlarını
neredeyse ikiye katladıkları görülüyor,
bu bir felaket ve bu para bunların
cebinden çıkmıyor, kendi öz sermayeleri
değil. Kimseden zararına iş
yapmasını istemiyoruz ancak bankalardan
kredi şartlarını ve faiz oranlarını
makul seviyelerde tutup ülkemizin
kalkınmasına katkı sağlamalarını
beklemek de hakkımızdır diye düşünüyorum"
ifadesini kullanmıştı