Sonucunu Türkiye karşıtlığı belirleyecek

Almanya’da hafta sonunda düzenlenecek seçimler öncesinde Federal Meclis’e girme ihtimali bulunan tüm partiler, seçmenlere Türkiye karşıtı seçim vaatlerinde bulundu

Giriş Tarihi 20 Eylül 2017, 00:00 Güncelleme 20 Eylül 2017, 09:56
Sonucunu Türkiye karşıtlığı belirleyecek

İÇİNDEKİLER

Almanya'da 24 Eylül'de düzenlenecek genel seçimler öncesinde partilerin yürüttüğü seçim kampanyalarında Türkiye ile ilişkiler en çok gündeme gelen konulardan biri oldu. Partilerin vaatleri, seçimler sonrasında Ankara-Berlin hattında bir yumuşama ihtimalinin zor olduğunu gösteriyor. Türkiye'de demokrasinin gerilediğini öne süren Alman siyasi partileri, Ankara'ya yönelik politikanın sertleştirilmesi konusunda hemfikir.

Partilerin seçim bildirgelerinde, Türkiye ile ilişkiler, AB üyelik sürecinin geleceği, Gümrük Birliği, AB-Türkiye mülteci mutabakatı gibi konulardaki temel vaatleri ve savundukları görüşler şöyle:

1) HRİSTİYAN BİRLİK PARTİLERİ (CDU/CSU)
Seçimlerden birinci parti çıkması beklenen Angela Merkel liderliğindeki CDU/CSU'nun seçim bildirgesinde Türkiye ile yakın işbirliği ihtiyacının altı çiziliyor. Bildirgede, Türkiye'nin Avrupa için taşıdığı stratejik ve ekonomik önem ile iki ülke arasındaki ilişkilere vurgu yapılıyor, "Bu nedenden ötürü AB ile Türkiye ilişkilerinin daha da derinleşmesini istiyoruz" ifadelerine yer veriliyor. CDU, Türkiye'nin üyelik şartlarını yerine getirmemesi nedeniyle, AB'ye tam üyeliğine karşı olduklarını vurgularken, dış politika ve güvenlik alanlarında stratejik işbirliğini hedeflediklerini kayda geçiriyor. Bildirgede bu vaatler yer alsa da, Ankara-Berlin hattında gerilimin tırmanması üzerine, Alman hükümeti Türkiye politikasını daha da sertleştirdi ve ekonomik önlemleri devreye soktu.

İlk başlarda, Türkiye'nin AB müzakerelerinin ucu açık bir şekilde sürdürülmesini savunan Merkel, en güçlü rakibi Martin Schulz ile çıktığı televizyon düellosunda tutumunu daha da sertleştirdi. Schulz'un sert sözleri karşısında Merkel, Türkiye ile AB üyelik müzakerelerin durdurulması seçeneğini, Ekim ayındaki AB liderler zirvesine taşıyacağını açıkladı. Merkel ayrıca Türkiye ile Gümrük Birliği'nin yenilenmesi görüşmelerine onay vermeyeceklerini, AB mali yardımlarında da kesintiye gidilmesini istediklerini açıkladı.

2) SOSYAL DEMOKRATLAR (SPD)
SPD'nin seçim bildirgesinde Türkiye ile ilişkilere 'Barış Projesi Avrupa' başlığı altında yer veriliyor. Türkiye'nin birçok konuda önemli ancak bir o kadar da zor bir ortak olduğu vurgulanan bildirgede, şu noktalara dikkat çekiliyor: "Ne Türkiye ne de AB, kısa vadede Türkiye'nin AB'ye üyeliğine hazır. Müzakere süreci AB'nin Türkiye ile tek düzenli diyalog formatı. Türkiye'nin izole edilmesi Avrupa'nın çıkarına değil. Demokratik güçlerin, güçlendirilmesi ise özellikle önemli. Bu nedenle sivil toplumu, Türk-Alman şirketlerinin, akademisyen, sanatçı ve gazetecilerin desteklenmesi ve seyahat kolaylığı sağlanmasını destekliyoruz."

Seçim bildirgesinde Türkiye'de idam cezasının yeniden yasalaşması halinde AB üyelik müzakerelerine son verilmesi gerektiği belirtiliyor. Ancak SPD'nin Başbakan adayı Schulz, 3 Eylül'de Merkel ile katıldığı televiyon tartışmasında beklenmedik bir çıkış yapıp, parti programının da ötesine geçerek, ilişkilerde yaşanan son gelişmeler nedeniyle, başbakan olması durumunda Türkiye ile AB üyelik müzakerelerine son vereceğini açıkladı.

3) SOL PARTİ
Sol Parti seçim bildirgesinde, "Biz Almanya ve Avrupa'nın, Türkiye politikasında radikalbir değişimden yanayız" diyor. Türkiye'nin giderek otoriterleştiğini vurgulayarak AB üyelik müzakerelerine karşı çıkan Sol Parti, Türkiye-AB Mülteci Mutabakatı'na da son verilmesi gerektiğini savunuyor.

Almanya'da terör örgütleri listesinde yer alan PKK'ya yönelik yasağının kaldırılması vaadine yer veren Sol Parti ayrıca Türkiye'deki tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması için çaba gösterilmesi gerektiğini ifade ediyor, Almanya'nın Türkiye'ye silah satışlarına son vermesini istiyor.

4) YEŞİLLER PARTİSİ
Cem Özdemir'in liste başı adayı olduğu Yeşiller Partisi, Türkiye'ye seçim bildirgesinde en geniş yer veren partilerin başında. "Gelecek cesaretle belirlenir" adını taşıyan parti bildirgesinde, Yeşiller'in iktidara gelmesi durumunda, Merkel'in önayak olduğu, AB ile Türkiye arasında imzalanan mülteci mutabakatına son verileceği belirtiliyor. Mülteci mutabakatının sadece Avrupa'yı sorumluluk almaktan kurtarmakla kalmadığı aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da eleştirilerden koruduğu, AB'nin bu mutabakat ile 'Türkiye'nin şantajına kapıları araladığı' belirtiliyor. Yeşiller Partisi, AB'nin Türkiye üyelik müzakerelerine son verilmesine ise destek vermiyor. Parti programında, demokratik bir Türkiye için AB kapılarının açık tutulması gerektiği, "Müzakerelerin tamamıyla durdurulması Türkiye'deki Avrupa yanlısı ve demokratik güçlere yanlış bir mesaj niteliği taşır" sözleriyle savunuluyor.

5) HÜR DEMOKRAT (FDP)
Merkel'in olası koalisyon ortaklarından olan liberaller, seçim bildirgesinde mevcut koşullarda Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkarken, güvenlik ve ekonomi alanlarında yakın işbirliği için yeni bir zemin oluşturulması gerektiğini savunuyor. AB'ye tam üyeliğin Kopenhag kriterlerinin karşılanmasına bağlı olduğunu vurgulayan FDP, seçim bildirgesinde, "Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından artan bir şekilde otoriter bir şekilde yönetilen bir Türkiye, AB'ye tam üyelik için aday niteliği taşıyamaz" ifadelerine yer veriyor.

Türkiye'nin NATO üyesi olduğu ve olmaya devam edeceği, AB için de önemli bir partner olduğu vurgulanırken, "AB-Türkiye ilişkilerinin nasıl şekilleneceğinin ucu açık" görüşüne yer veriliyor. Parti bildirgesinde çok vitesli bir AB'den yana olunduğu vurgulanırken orta ya da uzun vadede bu bağlamda Türkiye'ye de farklı seçenekler sunulabileceği aktarılıyor.

6) ALMANYA İÇİN ALTERNATİF PARTİSİ (AFD)
Seçim bildirgesinde Türkiye'ye geniş yer veren bir diğer parti de sağcı popülist AfD. Yüzde 5 barajını geçerek meclise girmesine kesin gözüyle bakılan AfD, Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerine son vermeyi vaat ediyor, ayrıca Türk vatandaşlarına vize kolaylığına şiddetle karşı çıkıyor. AfD, AB-Türkiye arasındaki işbirliğinin zeminini oluşturan, Türk vatandaşlarına çeşitli haklar getiren 1963 tarihli Ankara Antlaşması'nın tek taraflı sonlandırılması gerektiğini savunuyor. Türkiye ile Almanya arasında 1964'te imzalanan sosyal güvenlik anlaşmasının feshedilmesi de, AfD'nin seçim vaatleri arasında.

AfD, Türkiye'nin kültürel bakımdan Avrupa'ya ait olmadığını, son gelişmelerin de Türkiye'nin Avrupa değerlerinden daha da uzaklaştığının göstergesi olduğunu iddia ediyor. AfD seçim bildirgesinde, Türkiye'nin AB üyeliğine olduğu gibi, NATO üyeliğine de karşı bir pozisyon belirlemiş bulunuyor.

AŞIRI SAĞ ÜÇÜNCÜLÜK YOLUNDA
Almanya'da genel seçimlere günler kala Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ve SosyalDemokrat Parti'nin (SPD) ardından üçüncü olma mücadelesi iyice kızıştı. Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) seçim kongrelerinde taraftarlarını bu hedefe ulaşabilmek için çaba göstermeye çağırdı. Ancak Almanya için Alternatif (AfD) partisinin kamuoyu araştırmalarındaki oy oranının artması, diğer küçük partileri endişelendiriyor. AfD'nin ilk kez katılacağı genel seçimlerde üçüncü parti olup ana muhalefeti temsil etme şansı bulunuyor.Kamuoyu araştırma enstitüsü Emnid'in son seçim anketine göre AfD'nin oyları iki puan artarak yüzde 11'e çıktı. Tahmini oy oranları Sol Parti'nin yüzde 10, FDP'nin yüzde 9, Yeşillerin ise yüzde 8. Hristiyan Birlik son kamuoyu araştırmasına göre bir puan kaybederek yüzde 36'ya geriledi. SPD'nin tahmini oy oranı ise iki puanlık kayıpla yüzde 22'ye indi. AfD'nin başarısında, Merkel'in mülteci politikasının da payı olduğuna inanan seçmenlerin oranı yüzde 58'i buluyor. Ankete katılanların yüzde 45'i, AfD'nin seçimde tahminlerin üzerinde oy alacağı görüşünde. Bütçe komisyonu başkanını çıkaracak olması bakımından ana muhalefet partisi olmak Almanya'da büyük önem taşıyor. Partinin oy oranını artırması büyük partileri de endişelendiriyor.

'UTANÇ KAYNAĞI'
SPD'nin başbakan adayı Martin Schulz, Tagesspiegel gazetesine verdiği demeçte AfD'nin seçimde başarılı kazanmasının utanç verici olacağını ve Almanya'nın dünyadaki itibarını zedeleyeceğini söyledi. Adalet Bakanı Heiko Maas ise 'AfD'nin meclisin kapısına dayanan anayasa düşmanı bir parti olduğunu' söyledi.

MERKEL'İN KOLTUĞU SAĞLAM
Almanya 24 Eylül'de federal meclis seçimi için sandık başına gidiyor. Yeni parlamentonun belirleneceği seçimde, Angela Merkel'in başbakanlığını 4. döneme taşıyıp taşıyamayacağı da görülecek. 12 yıldır başbakanlık yapan Merkel'in lideri olduğu Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) partisinin, Bavyeralı kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birliği (CSU) ile en çok oyu alan parti olması bekleniyor. Merkez sağdaki CDU/CSU'nun hükümeti kurmak için bu kez hangi partiyle koalisyona gideceği ise şimdilik belirsiz.

TÜRKLERİN PARTİSİ
Türklerin kurduğu Alman Demokratlar Birliği (AD-D) partisi de ilk kez genel seçimde yarışacak. Seçim afişine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafını kullanan partinin üyeleri, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti(KRV)'nde üzeri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğraflarıyla donatılan bir otomobille seçim turuna çıkmıştı. Seçimde farklı partilerden 92 Türkiye kökenli aday yarışıyor. Bu adayların 15 kadarının parlamentoya gireceği tahmin ediliyor.