Tarihi 7 Temmuz 2017

Almanya’nın Erdoğan Konusunda Türkiye’den Öğrenecekleri Var

Türkiye'deki Erdoğan karşıtı odaklarla yurtdışındakilerin paralellik arz ettiği bilinen bir durum. İki grup arasında karışık bir ilişki var. Bazen Türkiye'deki Erdoğan karşıtlarının ürettiği söylemler daha sofistike hale getirilip yurtdışında dillendiriliyor.
Bazen de global Erdoğan karşıtları Türkiye'deki yandaşlarını sipariş usulü harekete geçiriyorlar.
Yaklaşmakta olan dalgaya göre vaziyet almalarını, sözlerini, hareket ve davranışların ona göre ayarlamalarını istiyorlar.
15 Temmuz'dan bu yana Erdoğan karşıtlığı küre ve ülke ölçeğinde mevzi kaybettikçe içerideki ve dışarıdaki Erdoğan karşıtları arasındaki iletişim de azalmış gözüküyor. İki grubu bir araya getiren yegâne malzeme olan Erdoğan karşıtlığının imkânı azaldıkça aralarındaki etkileşim de azalıyor.
Küresel Erdoğan karşıtları bugünlerde Türkiye'dekileri pek dinlemiyorlar belli ki. Türkiye'dekilerin hatalarından ders çıkartıp, tecrübelerinden faydalanmıyorlar.
Almanya'nın son kararı etkileşimin azaldığını ayan beyan gösteriyor. Alman makamları G20 zirvesi için Almanya'ya gidecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya'daki Türklere hitap etmesini engelleme kararı aldılar. Erdoğan'ın toplantı yapmasını, Almanya'daki Türk vatandaşlarına hitap etmesini, konuşmasını engelleyerek Erdoğan'ı engelleyebileceklerini zannediyorlar.
Böylece Erdoğan'ın etkisini azaltmayı, Erdoğan'ın milletin Almanya'daki fertleri ile ilişki kurmasına mani olmayı umuyorlar.
Türkiye'deki muadillerine sorsalardı tüm çabalarının beyhude olduğunu öğrenirlerdi. Beyhude olmak bir yana böyle yaptıkça Erdoğan ile Almanya'daki Türkler arasındaki bağı kuvvetlendirdiklerini fark ederlerdi.
Bugün Almanya ne yapmaya çalışıyorsa daha önce yapıldı, denendi ve başarısız oldu. Almanya nasıl Erdoğan'ın konuşmasını engellemek istiyorsa vakti zamanında Türkiye'de aynısı yapıldı. Erdoğan bir şiir okuduğu için hapse atıldı. Hapis cezasının yanında bir dizi siyasi yasak getirildi. Parti kuramaz, herhangi bir göreve aday olup seçilemezdi.
Kemalist savcılar Erdoğan'ın herhangi bir siyasi beyanat vermesi için hazır kıta bekliyorlardı. Hukuku eğip büküp söyleyeceklerini tekrar dava konusu yapmak, bir kez daha mahkûm edip hapis cezasını ve siyasi yasağını katmerlendirmek için fırsat kolluyorlardı.
Gazeteler Erdoğan'ı "bitirmek" için ellerinden geleni artlarına koymadılar.
Büyükşehir Belediye Başkanı olursa kadınlara çarşaf, erkeklere fes giydirecek diye sayfa sayfa tezvirat yaptılar. İmarsız kaçak binada oturuyor diye yaygara kopardılar. Yağmur duasına çıktı diye itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Milletin Erdoğan'ın şahsında beslediği umut kırılsın diye "Muhtar Bile Olamaz" manşetleri attılar.
Ama beceremediler, hedeflerine ulaşamadılar.
Almanlar da beceremeyecek, hedeflerine ulaşamayacaklar.
Yasaklama, engelleme, kanuni bahaneler ileri sürme, ayak oyunları, bel altı hamleler ile durduramayacaklar. Erdoğan onlara hitap etmese bile Almanya'daki Türklerle arasındaki bağ zayıflamak bir yana kuvvetlenecek. Alman gazeteleri ne kadar Türkçe ek çıkartıp, "diktatör, sultan, otokrat" zırvaları yazarsa yazsın netice değişmeyecek.
Sahici bağlar, yapay operasyonlarla zayıflamayacak!