Tarihi 17 Şubat 2017

Acımadı ki, acımadı ki

Tutuculuk ve statükoculuk nedir, değişime nasıl direnilir ve dönüşüm olmamış gibi nasıl hareket edilir, görmek isteyen Hürriyet'e baksın! Âdeta dünyanın döndüğünü kabul etmek istemeyen kilise gibi Doğan Medya. Türkiye'yi hâlâ 15 yıl öncesinin kodları ile okumaya çalışıyor. Tabii ki okuyamıyor ama ısrarından da vazgeçmiyor.
Değişim olmamış gibi davranıyor.
Hani küçük çocuklar anne ve babalarının ikazına rağmen tehlikeli oyunlarında ısrar ederler, nihayetinde kendi canlarını acıtırlar, sonra da anne ve babalarına dönüp "acımadı ki acımadı ki" diye tuttururlar ya, işte oradaki "acımadı ki" ünlemi aslında hayali bir diyaloğun parçasıdır. Çocuk, anne ve babasının kendisine "bak beni dinlemedin ve sonunda canın yandı" dediğini var sayarak, daha lafı işitmeden "acımadı ki, acımadı ki" diye mızlamaya başlar.
Doğan Medya da kabahat işleyen bir çocuk gibi "değişmedi ki, değişmedi ki" diye tutturuyor. Ama hakikatte değişti.
Nasıl ki kilisenin "dünya dönmüyor" demesiyle dünyanın dönmesi durmadıysa, Doğan'ın da "değişmedi ki, değişmedi ki" diye tutturmasıyla Türkiye son 15 yılda değişmemiş değildir!
Dünya dönüyor, Türkiye dönüşüyor ama Hürriyet eski alışkanlıklarından vazgeçmiyor. Bakınız dün Hürriyet'te yer alan bir haberin başlığı;
"İsmailağa Cemaati bu sefer de meyhaneye girdi." Haber, Erzurum'da düzenlenen Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali'ne katılan İsmailağa mensuplarını konu alıyor. Habere göre İsmailağa mensubu kişiler gündüzleri festivale iştirak ediyor, akşamları da meyhaneleri dolaşarak İslam'ı anlatıyorlar.
Evet, hadisenin haber değeri olabilir ama asıl mesele, daha birkaç gün önce tarafsızlık ilkesinin arkasına saklanarak, bir çalışanını işten kovan Doğan Grubu'nun gazetesi olan Hürriyet'in haberi verirken kullandığı üslup. İslam'ı marjinalleştiren, ötekileştiren, hafife alan bu bildik üslup, başlığından başlayarak haberin her yerinde kendini gösteriyor. Başlık "bu sefer de meyhaneye girdi" diyor. "Bu sefer de" vurgusu ile verilmek istenen mesaj ortada;
"her zaman farklı skandallar ile anılan grubun son skandalı da bu". Bu anlam verilmek istenmese neden böyle bir vurguya ihtiyaç duyulsun?
Habere eşlik eden videonun tanıtım yazısında ise "İsmailağa Cemaati gece meyhanede gündüz festivalde" ifadeleri yer alıyor. Haberin içeriğinden İsmailağa mensubu kişilerin festival kapsamında Erzurum'a gelen yabancılara İslam'ı anlatmaya niyetlendikleri anlaşılıyor.
Katılımcılarla selamlaşıyor, konuşuyor; çocuklarla şakalaşıyorlar. Tıpkı ben, siz veya bir başkası gibi... Normal bir insan ne yaparsa aynısını yapıyorlar. İnsanlarla önce tanışıyor ve yakınlık kuruyorlar sonra da işlerine bakıyorlar. Kavga yok, gürültü yok, zorlama yok, kabalık yok.
Organizasyona katılan yabancılara İngilizce, Rusça ve Fransızca Kuran-ı Kerim dağıtmak istemişler, yetkililer buna izin vermeyince, ulaşabildikleri kişilerle birebir görüşerek İslam'ı anlatmaya karar vermişler. Ama bu gerçekler hem yeterince ilgi çekici değil hem de Hürriyet'in ve okur kitlesinin ezberine uymuyor.
Onun için hemen her aşamada habere bir olağanüstülük katılıyor. İsmailağa mensupları "bu sefer de", "meyhane müdavimi" yapılıyor.
Hürriyet işte...
Yine dünya dönmüyormuş, Türkiye değişmiyormuş gibi hareket etmeye devam edecekler ama biz uyarma görevimizi yerine getirelim:
Bu ülkede, 2007 yılında, kız çocuklarının Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri çerçevesinde ilahi okuması rejim krizi hâline getirildi ve Genelkurmay'ın gece yarısı internet sitesinden yayınladığı muhtıraya konu oldu. O zaman kız çocuklarının ilahi okumasını aynı olağanüstü üslupla haberleştirip Genelkurmay'ı gaza getiren de Hürriyet'ti.
2017 yılında ise bu ülkede artık Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanı ile çıktığı yurtdışı gezisi kapsamında mübarek topraklara gidiyor, beraber saf tutup namaz kılıyorlar.
Mesele Genelkurmay Başkanı'nın namaz kılıp kılmaması değil. Namaz kıldığı vakit rejim krizi çıkmaması! Kabul etmeyeceksiniz ama tekrar edelim: Dünya dönüyor, Türkiye değişiyor. Artık sizde bu gerçeği kabul edip bir AYDIN'lanın!