Yani hiç kimseyi ve hiçbir şeyi temsil (!) etmediği kupada iyi gitti.
Hiç kimseyi ve hiçbir şeyi temsil etmediği kupaya temsiline yakışır şekilde veda etti.
Yukarıdaki paragrafta yazdıklarım bu ülkenin gerçekleriydi aslında. Trabzonspor Türkiye'nin takımı değilmiş gibi davranıyorlar.
Sanki dün Trabzonspor'un maçı yoktu, Trabzonspor da yoktu. Bizim medya kuruluşumuz dışındaki malum (!) basın "Ailenin ne yaparsa yapsın kendini kabul ettiremeyen çocuğu" örneğinde olduğu gibi Trabzonspor'u görmezden geliyor.
Bitmiyor tabi ki! Bordo-mavili taraftarlar baştan beri Trabzonspor'un bir tane maçını açık kanalda izleme imkânıbulamadı. Haliyle ben buraya "Trabzonspor, Napoli'ye 5 tane attı" diye yazsam, buna inanacak binlerce taraftar var.
Trabzonspor'a bu ve buna benzer uygulamaları reva görenleri aslında iyi tanıyoruz. Lakin hem içerde hem dışarıda bitirmeye çalıştığınız Trabzonspor'a karşı "özür" dileyeceğiniz günler de gelecektir elbet…
SONUÇLANDIRAYIM!
Futbol akıl oyunu. Harala güreleye gelmeyecek şekilde matematik oyunu. Belki saha dışında değil ama saha içinde matematik oyunu.
Trabzonspor mevcut yönetimiyle son 1,5 senede neyi nasıl yapmaması gerektiğini uygulamalı şekilde öğrendi. Dolayısıyla neyi eksik bıraktığını görebilmesi için çok uzağa değil yakın geçmişe dönüp, ne yapıp yapmadığına bakması yeterli.
Her yarım sezonda bir hedefleri değişen ama her seferinde 'en kestirmeden başarı aradığı' gerçeği değişmeyen Trabzonspor'un hiçbir hedefe bu şekilde varmasını bekleyemezsiniz. Önce gerçekçi bir hedef seçilmeli. Ondan sonra bu hedefe uygun adımlar atılmalı.
Sevgilerimle... (Bir dost)
