Ulaş ÖZDEMİR

ULAŞ ÖZDEMİR

ulasugras@gmail.com
Tarihi 14 Ocak 2015

Gömlek yanlış iliklendi

Trabzonspor'un ilk yarı performansı mutedil dalgalıydı. Daha sezon başında ismi gündeme geldiği andan itibaren tamamen gitmeye odaklı, kendini ayrılmaya programlamış hocayla başlaması yanlıştı. Yönetim kulüp tarihinin en büyük transfer harcamasını yaparken hoca, "Bu oyuncular bizim birincil önceliğimiz değildi" diyerek aslında tek yanlışın kendisinde olmadığı izlenimini verdi. Gerek hocanın, yönetim ve takımdan şikayeti gerekse oyuncuların antrenörden üstü kapalı şikayetleri sancıların yaşanmasına yol açtı.

PROGRAMSIZLIĞIN FATURASI
Halilhodzic
başarı için çok acelesi olmayan yönetimle belki istediklerini yapabilirdi. Ama o yönetimin, yönetim de onun bu kadar acelesi olduğunu bilmiyordu. Nihayetinde kovulması, sonra yola başka bir hocayla devam edilmesi de aslında plansızlık örneğiydi…
Ersun Yanal ise gelişiyle birlikte bir deneme yaptı. Farklı bir futbol aklı ortaya koymak istedi. Ama yaratıcılık ve taktiğe bağlıydı bu. Lakin Halilhodzic'in oyuncularıyla olmadı.
Trabzonspor, hem transferde hem sezon planlamasında programsızlığının cezasını çekti… Bu programsızlık ve plansızlık devre arası ek maliyet olarak kulübe geri dönmemeli.
Daha ilk yarıda alınan oyuncular bile takıma doğru dürüst uyum sağlamamışken yani birkaç oyuncu dışında ortada takım yok iken, yenilerini alıp bu sezonu yok yere yükseltilen beklentilerin altında heba etmek kimseye fayda sağlamaz.
Trabzonspor şimdiden gelecek sezonun planlamasını yapmalı. Bu planlamanın ilk maddesi de yürürlüğe giren yeni uygulamayla birlikte abartılı fiyatları gerçek düzeyine dönecek olan yerli futbolculardan hiç değilse sezon sonuna kadar uzak durmaktır.
Daha sonra üzerine kafa yorulmuş transfer planlamasıyla birlikte (konunun profesyonellerince) gelecek sezonların yatırımlarını hayata geçirmeli. Çünkü doğacak fırsatları lehine çevirecek Trabzonspor bu yeni dönemle birlikte bambaşka bir kimliğe bürünebilir. İlk yarıda Trabzonspor'da göze çarpan oyuncular...
Cardozo: Trabzonspor'un hayalperest bir kısım taraftarlarınca performansı beklentilerin altında görülse de henüz hiçbir kademesiyle takım hüviyeti yakalayamamış oyuncular sürüsü içerisinde istatistiksel anlamda oldukça iyi performans ortaya koydu.
Üstüne üstlük ona uygun oyunun sahada olmamasına rağmen…

BOSINGWA ÇİMENTO GİBİ
Mehmet Ekici: Musa Nizam'la aynı fiyata geldi ama kalitesi ortada.
Oyunu, aklı ayaklarında futbol oynayan bir oyuncu. Takıma ne kadar faydalı olduğu o yokken ortaya çıkıyor. Oyunu çok süslemeden, şımarmadan, şova kaçmadan oynanabileceğini gösteriyor.
Medjani: İlk başlarda orta sahada denendi. Lig standartlarında bu bölgede bekleneni veremese de gerçek bölgesine geçtiğinde sergilediği performansla takıma katkı verdi.
Bosingwa: Takımın en ölü zamanlarında bir çimento vazifesi gördü. Trabzonspor'a geldiğinde sonunun Lange, Marcelinho, Campbell gibi olacağı düşünülüyordu.
Fakat o kolaya kaçmak yerine, kolayca kaçmak yerine (Malouda gibi) kalıp savaşmayı ve takımın lideri olmayı tercih etti.

YENİ UYGULAMA ŞANŞ

Bu uygulama kulüpler için maliyeti yarı yarıya azaltma fırsatı. Ama ben bu durumun çok uzun süreceğini sanmıyorum. Çünkü futbolda sistem böyle. Bir kural alınır. Mümkünse onun kötüye gitmesi istenir. Eskisinden daha kötü hale büründürülür.
Sonra da, "Bakın biz yaptık oma olmadı" denir. Kulüpler baştan bu yatırımı doğru yaparlarsa tutar. Hem saha içi futbol kalitesi hem de maddi anlamda. İlk olarak çağın gerisinde kalmamak için transfer işini profesyonellere havale etmeleri lazım.

LEE YOUNG ÖRNEĞİ...

Nasıl şirketlerde insan kaynakları var ise, burada da oyuncuyu seçecek ekibin olması lazım. Futbol performanslarından tutun da maliyetlerine gündelik yaşamlarına varıncaya kadar bu ekip takip edecek. Ve her pazara hakim olacaklar. Burada Asya pazarı da çok önemli. Japonya, Çin, İran gibi… Trabzonspor'daki Lee Young örneğine bir bakın. Onu takip etmeye 20-30 gazeteci izlemeye de 500 turist geliyordu… Bilmem anlatabildim mi?