TAYFUN ER

TAYFUN ER

Tarihi 20 Kasım 2017

Ne ev ne de para! Tek sevdası vatandı

Naim Süleymanoğlu, 1967'de Bulgaristan'ın Kırcali ili sınırlarındaki Mestanlı Kazası'nda doğdu. Kırcaali, Osmanlı Bulgaristan'ı fethettikten sonra kurulan bir şehirdir.
Bundan dolayı tarih boyunca Türklerin ezici çoğunluğa sahip olduğu bir şehir oldu. Bizim kaynaklarımızda Rumi Takvim'e göre 1293'e denk gelen ve bu yüzden '93 Harbi' denen 1877- 1878 Osmanlı-Rusya arasındaki savaşta Osmanlı yenilmişti. Savaştan sonra önce Ayestefanos, sonra da Berlin Antlaşması imzalandı.
Antlaşmanın şartlarından birisi de bugünkü Bulgaristan sınırları içinde, merkezi Filibe olan Doğu Rumeli (Rumeli-i Şarki) adıyla imtiyazlı (mümtaze) yani özerk bir vilayet kurulmasıydı.
Antlaşmaya göre bu vilayetin valisi İstanbul tarafından atanacak ama Hristiyan olacaktı.
Kırcaali de bu vilayetin sınırları içinde kalmıştı.Yeni kurulan vilayete Bulgarlar büyük bir nüfus yığdılar ve 1886'da Bulgar Komitacılar vasıtasıyla da fiilen ellerine geçirdiler. Sultan Abdülhamid, 1887'de Bulgaristan Prensi Aleksandr'ı vali atayarak durumu hukuki statüye uygun hale getirmek zorunda kaldı.



19 YAŞINDA RAKİPSİZDİ
Balkan Savaşı sırasında 1912'de Bulgarlar Kırcaali'yi işgal etti, 1913'te imzalanan Bükreş Antlaşması'yla da şehir Bulgaristan'a bırakıldı. Mestanlı ise Balkan Savaşı öncesinde Edirne Vilayeti'nin Gümülcine Sancağı'na bağlıydı. Mestanlı'nın yaklaşık % 95'i Müslümandı. İşte Naim Süleymanoğlu, yüz yıl önce bu ülkenin bir parçası durumundaki, çoğunluğu Müslüman olan toprakların bir çocuğuydu. Babası maden işçisi Süleyman, annesi ev kadını Hatice, iki yaş büyük ağabeyi Raim, iki yaş küçüğüğü Muharem'den oluşan beş kişilik tipik fakir bir Türk ailesiydi.
Mestanlı'da Anadolu'daki bir Türk aile gibi yaşıyorlardı.
Naim haltere sevdalandığında 10 yaşındaydı. Yeteneği farkedilince 13 yaşında Sofya'ya götürüldü. 15 yaşındayken Brezilya'de gençler şampiyonu oldu. Bir yıl sonra yani 1983'te ABD'de yapılan gençler şampiyonasında silkmede sadece gençler değil büyükler kategorisinde de dünya rekoru kırınca halter dünyasının gözleri ona çevrildi. Türkiye'de halter kamuoyu dışında adının duyulması ilk kez 1985'te Gazeteci Örsan Öymen'in kendisine mikrofon uzatmasıyla oldu.
İsmi 'Naum Şalamanof' yapılmıştı, bu ismi zorla mı kendisi isteyerek mi almıştı sorusuna "Bunu bana sormayın" diyerek Ezop diliyle yani, korktuğu için cevap veremeyeceğini söylemişti.
Halterde bir Naim fırtınası esiyordu.
Gençlerde 40, büyüklerde 23 dünya rekoru kırdığında ve 2 kez Avrupa, 3 kez de Dünya Şampiyonu olduğunda henüz 19 yaşındaydı. En yakın rakibinden 28,5 kilo fazla kaldırıyordu. Yaşı ve farkın büyüklüğü bütün otoriteleri şaşkına uğratıyordu. Bulgaristan, 1984 Los Angeles Olimpiyatları'nı boykot ettiği için o da katılamamıştı. O yüzden daha o yaşta başarı portföyünde sadece Olimpiyat Şampiyonluğu eksikti.

ÜLKE HASRETİ VARDI
Bulgaristan'da resmi olarak halk kahramanı ilan edilmişti. Ayda 3 bin dolar maaş alıyordu. Bu para Bulgaristan için anormal yüksek bir ücretti.
Kendisine bir ev ve araba da verilmişti.
Çocukluğundan beri hayali ana vatana kaçmak, Türkiye'de yaşamaktı. Irkçı Jivkov rejiminin zorla isim değiştirme zorbalığı, süreci hızlandırmış ve Bulgaristan'daki lüks yaşam bile ona bir şey ifade etmiyordu. Uluslararası halter yarışmalarında Türk sporcularla beraber vakit geçiriyor, onları destekliyor ve başarılı olmalarını istiyordu. Dünya şampiyonu olduğu zaman bile içi buruktu. Dereceye giremeyen Türk haltercisinin kendi bayrağı altında yarışmasına özeniyordu. Evet, şampiyon oluyordu ama kürsüye çıktığında kendini ait hissetmediği ülkenin bayrağı göndere çekiliyor ve marşı çalınıyordu.
Ne yapacak edecek ve ana vatanına gidecek, ay yıldızlı bayrak için halteri kaldıracaktı... Kesin kararlıydı ve riski de göze almıştı. Sonunda en büyük hayalini gerçekleştirme fırsatı doğmuştu...

Yarın: Nefes kesen iltica...