TAYFUN ER

TAYFUN ER

Tarihi 13 Haziran 2017

Avrupa Fatihi Göztepe

Tarihinde hiç başkent olmamış, sadece coğrafi konumu ve topraklarının verimliliği sayesinde ayakta kalmış İzmir'i Göztepe'nin kurulduğu tarihte bir düşünün: En üretkenler başta olmak üzere, çoğu genç olan nüfusunun yarısının fazlasını kaybetmiş, şehrin üçte biri yanmış, işgalden çıkmış, Kurtuluş Savaşı'nın en büyük zahmetini çekmiş.
Üstelik fabrikalarının sahipleri ve ustaları kaybolmuş, ne sanayisi ne de ticareti kalmış; kısacası harabe bir şehir...
Bugün Avrupa kupa maçları, Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi adı altında oynanıyor. Yakın zamana kadar, daha doğrusu 1999'a kadar UEFA Avrupa Ligi, UEFA Kupası ve Kupa Galipleri Kupası adı altında iki ayrı organizasyondu.
Türkiye Kupası'nı kazanan takım buraya katılırdı. Kupa Galipleri Kupası'nın 1955-1971 yılları arasındaki ilk adı da Fuar Şehirleri Kupası'ydı.
1958'e kadar fuar düzenlenen şehirlerin takımları katılıyordu ama bu tarihten sonra bu şart da kalktı ve kendi ülkesinin kupada başarılı olan takımları iştirak etmeye başladı.


Ağları yırtan gol

ATLETICO'YU ELEDİLER
1967-1968 sezonunda Türkiye'yi Avrupa'da Beşiktaş, Altay ve Göztepe temsil etti. Türkiye Ligi şampiyonu Beşiktaş, Rapid Wien'e; Altay ise Standart Liege'e karşı başarılı olamayarak ilk turda Avrupa'ya veda ettiler.
Göztepe'nin rakibi Royal Anvers, o yıllarda Standart Liege'den sonra Belçika'nın en güçlü takımıydı. İlk maç 26 Eylül'de deplasmanda oynandı. Anvers'in 12. dakikadaki golüne Göztepe 51 ve 80. dakikada Fevzi Zemzem'in iki golüyle karşılık verdi ve maçı 2-1 kazandı.
Santrfor Buldozer Fevzi ilk golü Nevzat'ın ortasına vurduğu kafayla, ikinci golü de kaleciden çaldığı topla atmıştı.
İlk maçta istediğini fazlasıyla alan Göztepe 18 Ekim'de İzmir'de oynanan rövanş maçını 0-0 bitirince bir üst tura çıktı. Alsancak Stadyumu'nda gece oynanan maç sonrası tur sevinci bütün İzmir'de ve en çok da Güzelyalı'da büyük bir coşkuyla kutlandı. Futbolculara da 1500 lira prim verildi.
Rakibi önceden belliydi: Atletico Madrid! Atletico'nun Hocası Otto Gloria, Göztepe'nin tur atlaması üzerine şöyle demişti: "Göztepe kolektif futbol oynayan bir takım.
Futbol sistemlerini yakından takip ettim. Kaleci Ali şahane, Nevzat çok çok iyi. Herhalde Anvers gibi olmayacağız.
İddialıyız!" Atletico Madrid, bugün olduğu gibi o yıllarda çok iyi bir takımdı. Doğrusu kimse Göztepe'ye şans vermiyordu. Adnan Süvari, rakibi yerinde izlemek için İspanya'ya gitti, notlarını aldı ve 8 Kasım'daki ilk maç için takımını hazırlamaya başladı.
Madrid'deki ilk maç Manzanares Stadyumu'nda 35 bin kişi önünde, çok kötü bir havada oynandı.
Ağır ve ıslak zemin Göztepe'nin zor olan işini daha da zorlaştırdı ve maçı 2-0 kaybetti. O yıllarda böyle bir sonuç bile başarılı sayılıyordu yani hezimete uğramadan "makul" bir skorla yenilmek...
Sonraki yıllarda ironi olarak eleştirilen "şerefli mağlubiyet" kavramı tam da bu maç için geçerliydi.
İşin doğru tarafı ise Göztepe, Türk takımlarının deplasmanda oynadığı "Çanakkale Geçilmez" taktiği gibi sadece savunma oynamamış, başa baş hücum yapan, çağdaş takım hüviyetini göstermişti.
Maçın Fransız hakemi ise gerçekten yanlı ve kötü niyetliydi.
Adnan Süvari, umudunu yitiren çoğu kişinin aksine ikinci maçı kazanacağız diyordu.
22 Kasım'da İzmir'de oynanan maça çok büyük ilgi vardı. Sahası daha çimlendirilmemiş, toprak zeminli Alsancak Stadyumu'na portatif tribünlere kurularak seyirci kapasitesi arttırılmıştı.
Göztepe maça; Ali, Halil, Çağlayan, Hüseyin, B. Mehmet, Nevzat, Ertan, A. İhsan, Fevzi, Gürsel, Ceyhan ilk 11'yiyle çıktı.



CEMAL TURAL'DAN MESAJ
Maçın 14. dakikasında Fevzi'nin düşürülmesiyle Göztepe penaltı kazandı.
Normalde penaltıları Gürsel veya Çağlayan atıyordu. O maçın stresiyle kimse atışı yapmak için topa gitmiyordu.
Kaptan Gürsel, toplara çok sert ve iyi vurmasıyla tanınan Bombacı Halil'e "Sen at" deyince penaltı atışı Halil'e kaldı. Halil, kalecinin başının üstüne çok sert vurdu, top ağları da deldi ve Göztepe 1-0 öne geçti.
(Halil Kiraz'ı ilerleyen yaşlarında bile Göztepe Stadı'nda beyaz şortuyla şut atarken gördüğüm için neden "Bombacı" dendiğini çok iyi biliyorum.) Golden sonra itirazlarını sürdüren Collar oyundan atılınca Atletico Madrid 10 kişi kaldı. 27. Dakika'da Ertan'ın ortasına Gürsel kafayı çaktı ve devre 2-0 bitti. Göztepe bu skorla biterse maçı uzatmaya götürmeye hak kazanmıştı ama seyirci coşmuş ve 3. golü de istiyordu.
İkinci yarı oynanırken Genelkurmay Başkanı Cemal Tural'ın devre arasında gönderdiği mesaj stat hoparlöründen okundu: "Gönlümüz zaferlerinizin sevinciyle dolu. Başarılarınıza güveniyor ve inanıyoruz. Sizinle beraberiz. Süvari'nin çocuklarına takdirler, tebrikler, gözlerinizden öperim. Orgeneral Cemal Tural" İkinci yarı gol bulmakta zorlanıyordu çünkü yorulmaya başlamıştı.
Hakem 70. dakikada kendisine küfreden Atletico'lu bir oyuncuyu daha atınca rakip 9 kişi kaldı. Maç uzatmalara gidecek derken, son saniyelerde Halil uzaklardan bir bomba daha çaktı. Maçın süresi bitti oyunu neden bitirmedin diyen Atletico'lu oyuncular orta hakem Yugoslav Josip'e saldırdılar ama maç bitmişti bile ve Göztepe, futbol devi Atletico'yu 3-0 gibi farklı bir skorla eledi.
İzmir adeta bayram yerine döndü, binlerce kişi sokaklara fırlamış, Türk ve Göztepe bayraklarıyla bu büyük zaferi kutluyordu. Bu maç Göztepe tarihinin kırılma noktasıdır, o gün başta çocuklar olmak üzere İstanbul takımlarını tutanların çoğu Göztepeli olmuştur.
Göztepe, Fuar Şehirleri Kupası'nın 3. turunda Yugoslav Voyvodina'ya iki maçta da 1-0 yenilerek elendi. Hayat, daha doğrusu Türkiye Ligi devam ediyordu.
Göztepe 1967-1968 sezonunda Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray'ın ardından ligi 4. sırada bitirdi. Buldozer Fevzi, Metin Oktay'ı bir golle geçerek, 19 golle gol kralı oldu.
Artık bir Göztepe gerçeği vardı ve asıl büyük başarı bir sene sonra gelecekti.


Bombacı Halil'in ağları yırtan golü

YARIN: Avrupa'da yarı final günleri