TAYFUN ER

TAYFUN ER

Tarihi 30 Mayıs 2017

Şeref’inle oyna Hakkı’nla kazan

"Beşiktaşlılık, güçsüzün güçlenme, bir büyük çatı altında güven edinme arayışıdır. Şeref Stadı'nın denize sırt vermiş tribünlerinin ardından geçerken düdüğünü duyduğunuz, ama kendisini değil de dumanını duyduğunuz balıkçı teknesi gibi, top alanındaki ak-kara formanın ardında, işçinin, işsizin, küçük memurun, Beşiktaş İskelesi ve pazarı insanının, birey olmanın kendilerine veremediği güven duygusunu, bir büyük çatı altında, topluluk içinde aradığını, bulduğunu görür gibi oluruz." Spor sosyolojisi ve spor tarihi alanında ilk akademik çalışmaları yapan isimlerden birisi olan Prof. Dr. Kurthan Fişek, yaklaşık 40 yıl önce bu satırları yazınca ortalık karışmıştı. Rahmetli Kurthan Hoca, bir Fenerbahçe taraftarıydı üstelik.
Kurthan Fişek ne demek istiyordu, haklı mıydı? Bunu değerlendirmek için Beşiktaş'ın toplumda hangi sosyolojik tabana oturduğunu anlamamız gerekiyor. Bunun yolu da Beşiktaş tarihinden geçiyor. Sahi kimdir bu Şeref Bey'in evlatları? Bir semt takımı olarak kurulan ama önce bütün ülkede ve sonra da dünyanın pek çok yerinde nasıl taraftar buldu?


OSMAN FERİT PAŞA

26 GENÇ KULÜBÜ KURDU
Yıl 1902... Osmanlı Sultan 3. Selim'le birlikte modernleşme yoluna gireli bir asır geçmiş. O dönemde modernleşme demek aynı zamanda Batılılaşma da demek.
Batının kendi iç dinamiğiyle gelişen kurum ve ilişkileri bizde olmadığı için biz asıl olarak olup biteni ithal etmek zorunda kaldık.
O yılın Aralık ayının soğuk bir gecesi, Tepebaşı Tiyatrosu'nda İstanbullu Yahudiler'in takımı Maccabi idman gecesi düzenlemiş. Geceye katılanlar içinde her milletten sporcu var ama bir tek Müslüman Türkler yok. Seyircilerin arasında bulunan Beyoğlu Mutasarrıfı (Kaymakamı) Muhiddin (Akyüz) Bey bu duruma çok üzülüyor ve etrafındaki herkese mutlaka Müslüman Türklerin de bir kulüp kurması gerektiğini söylüyor.
Bu düşünce aynı durumdan rahatsız olan gençler arasında hemen yayılıyor ve 1 Mart 1903'te Beşiktaş Serencebey'de bulunan Osman Paşa Konağı'nın selamlığında "Bereketiko Jimnastik Kulübü" adında 26 genç tarafından bir kulüp kurulur. Bu gençlerin içinde en önemli ve önde olanlar Şeyhülharem Osman Ferit Paşa'nın üç oğlu Mehmet Şamil (Şaplı), Hüseyin (Bereket), Hamza Osman (Erkan-Kazım Karabekir'in bacanağı ve DP Sakarya Milletvekili) ve Ahmet Fetgeri (Aşeni)'dir.
Kulübün ilk ismi Bereketiko ile Hüseyin Bey'in Bereket soyadını alması dikkatinizi çekmiştir. Elbette bu bir tesadüf değildi.
Bereketiko, Bereketzade demektir yani Bereket Ailesi'nin oğlu, evladı.
Osman Paşa'nın babasının ismi Bereketiko Hasan Bey'di. Kafkasya'nın bu savaşçı ailesinin çocukları dedelerine saygıdan dolayı bu ismi almışlardı. Şamil Osman Bey'in Şaplı soyadı da Kafkasya'nın tek denizci boyu olan Ubıhların bir kolundan gelir. Ubıhların ana vatanları da 2014 Olimpiyatları'nın düzenlendiği Soşi'dir. Anneleri Nefiset Şamil Hanım da Kafkasya'nın en ünlü savaşçı komutanı Şeyh Şamil'in torunuydu. Zaten ilk kurucu 26 gencin hepsi de Rusya tarafından Kafkasya'dan sürülen ailelerin çocuklarıydı.
Jimnastik Kulübü adıyla kurulmasından dolayı bazılarının cahil cesaretinin verdiği cüretle aklınca küçümsedikleri jimnastiğin sporun temeli olduğunu bilmemelerinden kaynaklanmaktadır. Elbette spor ülkeye önce jimnastikle girecekti çünkü Batı'da da böyleydi. Önce bedenin eğitimi sonra spor dalları gelir.
Üstelik 1902'de futbol oynamak da kesinlikle yasaktı. İlk basket takımını kuranlardan birisi olan Selim Sırrı Bey'in, jimnastiği ülkeye getiren kişi olması da bu yüzdendir. Kulüpte güreş, boks, halter ve jimnastiğin barfiks ve paralel dallarında spor yapılmaktaydı.
Alafranga artık hayatımıza doğru veya yanlış şekilde de olsa girmiş durumdadır. Bunun bir parçası da takım sporları. Alaturka ilişki ve kurumların gerilemesiyle birlikte başta pehlivan tekkeleri olmak üzere bireysel sporlar da inişe geçmiştir. Yeni bir dünya başta üretim ilişkileri olarak her alanda yeniden kurulur. Bunun bir de kültüre ve topluma yansıması var. Futbol ve genel olarak takım sporları da böyle ortaya çıkmıştır.


AHMET FETGERİ

KULÜP BİNASI BASILDI
Bereketiko'nun Yıldız Sarayı'na çok yakın olması, gençlerin toplu halde bulunmaları şüpheli bulundu ve kulüp binası basıldı. Gençler karakola götürüldü ama ailelerin Yıldız bağlantısı ve nüfuzları nedeniyle "kesinlikle futbol oynamama şartıyla" serbest bırakıldılar. Osman Paşa zaten Sultan Abdülhamid'e yakın bir isimdi ve o yüzden de 1908'deki II . Meşrutiyet sonrası bütün rütbeleri alındı ve Midilli'ye sürüldü.
Beşiktaş'ın futbol takımının bazı kulüplere göre nispeten daha geç kurulmasının nedeni de işte budur. Kurucular içinde öne çıkan olarak bahsettiğimiz Ahmet Fetgeri Aşeni'ye de kısaca değinmemiz şart. Çerkes tarihindeki yazılışıyla Ahmet Fetgerey Şeonu (1887-1966) Albaylıktan emekli olan bir deniz subayıydı. Güreş ve jimnastik yapmış, ilk spor teşkilatı olan "Türkiye İdman Cemiyetleri ittifakı"nın kuruculardındandı. Uzun yıllar Güreş ve Atletizm Federasyonu Başkanlığı yaptı.
Mihrimah Hanım'la yaptığı evlilikten doğan çocukları Suat Tarı ve Ahmet Aşeni, milli sporcu; Selma Balaban ise spor hocası olarak Türk sporuna hizmet etmişlerdir. Kardeşi Mehmet Fetgerey de Bereketiko'nun 26 kurucusu arasındadır.



EN BÜYÜĞÜ 19 YAŞINDA
1903'te kurulan Bereketiko Jimnastik Kulübü'nün Başkanı Şamil Osman (Şaplı), Genel Sekreteri ise Hüseyin (Bereket) Bey'dir. Kulübün renkleri de siyah-beyazdır. Kuruluşta kırmızı-beyaz olduğu, Balkan Harbi nedeniyle kırmızının matem rengi siyaha çevrildiği yaygın bir söylentidir ama buna dair bir belge yoktur.
Tarihsel bir gerçeği söylememiz gerekiyor.
Öne çıkan bu dört gencin içinde 1903'te yaşı en büyük olan Mehmet Şamil'dir ve onun da yaşı 19'dur.
Karakol macerasından sonra kulübün adını "Osmanlı Beşiktaş Terbiye-i Medeniye Mektebi" yaptılar ve bir anlamda göz yumulan ama resmi olarak da bir hüviyeti olmadan şüpheli ve kısıtlı bir tarzda spor çalışanlarını yürüttüler.

YARIN: YANGIN FUTBOLU BAŞLATTI