TAYFUN ER

TAYFUN ER

Tarihi 11 Mayıs 2017

Tesadüf ve zorunluluk

Beşiktaş'ın 90+4'üncü dakikada gol yemesi bir tesadüf, şanssızlık mıydı? Yoksa bir mecburiyetin trajik sonucunu mu yaşadık? Doğada ve hayatta, toplumsal olaylarda tesadüf vardır. Ancak sanıldığı gibi tesadüf ile zorunluluk birbirlerinin karşıtı şeyler değildir. Aksine aslında iç içedirler. Yani biri varsa diğeri de vardır ya da biri yoksa diğeri de yoktur. Bazen birbirlerinin yerine de geçip, tesadüf olan sonra zorunlu olabileceği gibi tersi de olabilir. Tesadüf, zorunluluğun bir görünüş biçimidir ve zorunluluğun yasasını içinde gizler. Ancak, unutulmamalıdır ki zorunluluk temel, tesadüf ise tali yani ikincildir. Zorunluluk içseldir, tesadüf ise dışsal. Açıklayalım. İstatistiklere göre İstanbul'da Aralık ayında ortalama 17,2 gün yağmur yağıyor. Bir başka deyişle Aralık'ta günler % 55,4 oranında yağmurlu. Aralık'ta açık havada bir tekinlik düzenlersen yağmurun yağacağını düşünmen gerekiyor.

YAKIN BENZERLİK
12 Aralık 2017 günü için evinin bahçesinden bir davet yapacaksan, soğuğu bırakın,yağmur yağacağını düşünmen gerekiyor. 12 Aralık günü tam da o gün senin davetinin olduğu saatte yağmur yağması tesadüftür ama aslında zorunluluğun içine gizlenmiş bir tesadüf. Futbol ile meteorolojideki yağışlar ihtimal ve istatistik olarak çok benzer. Bu ilişki tarzına stokastik ilişki denir. İlle o gün o saatte yağmur yağacak diyemeyiz ama bunu yüzde olarak, ihtimal olarak belli bir oranda yanılma payını da belirterek kestirebiliriz. Yunancada stoa, "boğanın gözü" demektir. İki şey arasındaki ilişkiyi tarif ederken kullanılan stokastik bu kelimeden geliyor. Stoa, atılan okun boğanın gözüne gelmesi yani bizdeki turnayı gözünden vurmak anlamında kullanılıyor. Peki Fenerbahçe turnayı gözünden nasıl vurdu?

İHTİMAL ARTAR
1-0 galipken hiç bir zaman rakip takım bize gol atamaz, kesin olarak biz kazanırız diyemezsiniz. Bir gol daha atarsanız kazanma ihtimaliniz bir anda çok daha fazla artar. Futbolda takımın maliyeti, oyuncu kalitesi, hocanın yeterliliği, saha seyirci bunların hepsi sadece ihtimali arttırır. Garanti ya da bilimsel ifadeyle gerekirci (deterministik) ilişki kurup tek farklı sonuç varken maç bitmeden "Kazandık" diyemezsiniz. Rakibin dökülüyor, sonunda da 9 kişi kalmış; bırakın bir gol daha kazanma ihtimalini arttırmayı, sırf gol yememek için bile en mantıklı taktik topun sende kalması ve rakip sahada olması gerekiyor. Rakibin 9 kişiyle yapabileceği tek şey topu şişirmek, bunu önlemenin yolu da taç atışından başlayarak topa vurdurmamak.

ŞANSSIZLIK DEĞİL
Bütün bunları yapmazsan sadece şansa yani tesadüfe kızamazsın. Çünkü Fenerbahçe'nin tesadüf olarak attığı gol aslında Beşiktaş'ın yanlış oynamasının sonucu doğan gol yeme mecburiyetinin bir görünümüydü. Yanlış taktikle oynadığını zaman gol yemek asli, böylesine saçmasını yemek ise tesadüftür. Başka türlü de yenebilirdi çünkü golün oluş şekli tali, ikincil ama gol yemek zorunluluktur. O gol olmasaydı ne olacaktı? Haftalardır, Beşiktaş Rus ruleti oynuyor diyorum. Adana maçında rakibin zayıflığından patlamayan mermi Başakşehir maçında patladı işte. Beşiktaş'ın sorunu şansızlık, tesadüf değil bir mecburiyetin eninde sonunda başına gelmesidir. Felsefe ve Matematik'in, genel olarak da bilimin bize öğrettiğinin en dramatik sonucunu hep birlikte gördük. Olup bitenin görüntüsünün altında yatan öz budur.