Tarihi 24 Nisan 2013

GDO'lu ürünler

Geçtiğimiz günlerde Mersin Limanı'nda el konulan 21 bin tonluk GDO'lu pirinç, genetiğiyle oynanmış gıdalara karşı ne gibi önlem almamız gerektiği konusunu yeniden düşünmemizi sağlamalı...
Geçen hafta Yeni Şafak'tan Burcu Bulut'un çok yararlı bir söyleşisi vardı...
enetiği değiştirilmiş ürünlerle ilgili aklımıza takılan birçok soruyu sormuştu Burcu Bulut "Genetik Mühendisliği:
Tehlikeler" kitabı ile dünya çapında ün kazanan ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü'nden Moleküler Biyolog Prof. Dr. John Fagan'a... Başarılı ve çalışkan bir bakan olan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in GDO konusundaki kesin ve net tavrını Fagan'ın söylediklerini okudukça daha çok anlıyorum...
Özetle şunları diyor Fagan... ...GDO, genetik mühendislik teknolojisiyle organizmanın DNA'sıyla oynanması yöntemidir.
Diğer bir deyişle, bir canlıdaki özelliklerin kopyalanarak, bu özellikleri taşımayan bir canlıya aktarılması sonucunda 'üretilen yeni canlıya' genetiği değiştirilmiş organizma deniyor.
Bu tür gıdalar toksik, alerjik etkilere neden olabilir ya da besin değeri azalır. Kitabım temelde 'GDO'ya karşı savaş açmalıyız' diyor. ...Temel bazı ürünlerin örneğin mısır ya da soya gibi bitkilerin GDO'lu olup olmadığını anlayamayız ancak genetik özelliğinin değiştirilmiş olmasından kaynaklanan dış görünüş farklılığı varsa, bu özellikler bize genetiği ile oynanmış olduğunu gösterebilir. Bir de tabii tat ve dokusu çok önemlidir. GDO'lu besin tüketiminden kaçınmak istiyorsak, mevsiminde almalı ve yerli besinleri tercih etmeliyiz. ...Son yıllarda yasal bazı eksiklikler nedeniyle GDO'lu ürünlerin yurt dışından ülkelere serbestçe girmesi söz konusu. Türkiye de bu ülkelerden biri. Mısır, soya, pamuk, kanola, şeker pancarı, pirinç, patates, domates gibi ürünlerin riski fazla.
GDO ekimi uygulaması
1995 yılında ABD'de başladığından beri ülkelere genetiği değiştirilmiş ürünlerin ihracı gerçekleşiyor.
Maalesef GDO'nun doğduğu ülke ABD'dir. Bu nedenle son 18 yıldır tüketilen GDO'lu gıda maddelerinin ABD'den çıkma olasılığı oldukça yüksektir. Şayet geçmişte ABD'de etiketleme uygulaması söz konusu olsaydı, belki de bugün dünyada GDO sorunu olmayacaktı...
Sadece makro-politik konulara gömülüp insan sağlığı için en hayati mesele olan 'GIDA MESELESİ'ni atlamamalıyız... Bu mesele hepimizi ilgilendiriyor...