Terim, dünya futbol çevrelerinde iyi bilinen tek Türk teknik direktör... Şu günlerde medyada aşırı sinirli ve saldırgan halleri medyada teşhir ediliyor...
Haklı bile olsa Fatih Terim kendini kaybetmiş ve kimyası tamamen bozulmuş bir izlenim veriyor...
Galatasaray'a yeniden teknik patron olduğu ilk günlerde müthiş mütevazi ve çok sevecen, babacan bir Terim vardı...
Bu Terim başarılar geldikçe adım adım kayboldu...
Korkulan oldu ve Fatih Terim'in geçmiş senelerde yakalandığı "Megalomaniye dayalı aşırı kibir ve öfke" hastalığı yeniden bünyesini ele geçirdi...
Fatih Terim dünyanın en önemli futbol adamlarından biri olma şansını da sırf bu hastalığa yakalandığı için kaybetmişti 2001-2 dönemi ve sonrasında...
2011'den itibaren yukarıya doğru yükselen bir Terim var ama yükseldikçe kimyası daha değişen ve tuhaflaşan bir Terim bu aynı zamanda...
Öte yandan bu tuhaflaşma sürecinde Terim'in Galatasaray yönetimi ile bir türlü frekansının tutmamasının da etkisi büyük...
Evet, Ağustos 2011'den beri başarılı bir dönem devam etse de yönetim ile Terim'in yıldızları bir türlü barışmadı... Gerginlik yok ama sürekli düşük yoğunluklu bir gerilim var...
Açık konuşalım taraflar birbirinden hoşlanmıyor... Terim-yönetim birlikteliği gönüllü ve sevgi dolu bir ilişki değil mecburi ve satranç tahtası gibi bir ilişki...
Fatih Terim'in kimyasını iyice bozan ve ruh halini alabora eden de bu gerilimli ilişki...
Terim arkasını sağlam hissetmiyor ve takım şampiyon olamadığı an iplerin kopacağını biliyor... O yüzden vücudu çok stres yüklü, çok gergin ve çok sinirli...
Buna bir de Terim'in paranoyalara çok açık aşırı duygusal kişiliğini ekleyin...
Ben Fatih Terim'i çok sever ve sayarım, kendisi de bunu iyi biliyor... Bu yazı belki onu yine öfkelendirecek ama ben de okurlarıma gerçek tabloyu aktarmakla yükümlüyüm...
Galatasaray bu sene çok büyük ihtimalle yine şampiyon olacak...
Fakat bu kimya uyuşmazlığı meselesi nasıl hallolacak? Galatasaray'ın önündeki en önemli sorun bu...
