Tarihi 4 Şubat 2013

Tutuklu askerler meselesi ve adalet

Bu ülkede çok değil sadece 5 sene evvel generaller "Dokunulmazlar" sınıfındandı...
Sivil savcılar ve sivil mahkemeler hiçbir koşulda-cinayet işleseler bile- generalleri tutuklayamazdı...
İmkansız bir durumdu bu...
Tutuklamayı bırakın generaller hakkında soruşturma bile başlatılamazdı...
Soruşturmayı bırakın herhangi bir sivil savcı "şüpheli" hatta "tanık" sıfatıyla bile bir generali hatta subayı çağırıp sorgulayamazdı...
Sorgulamaya kalkan savcının defteri dürülürdü...
O savcının hayatı kayardı...
Polis zaten yok hükmündeydi...
Suçüstü yapsa dahi bir onbaşının bile yanına yanaşamazdı bir emniyetçi...
Böyle bir ülkeydik...
Ve bu yüzden bu zalim askeri vesayet düzenine bu halk isyan etti...
Ben de bu son 5 yıllık süreçte askeri vesayete karşı mücadelemle aktörleşen bir adam oldum...
İsyanımı hem yazarak hem de ekranlarda hançeremi yırtarcasına haykırarak ifade ettim...
Çok tehdit aldım, saldırı gördüm, hakkımda TSK yüzlerce dava açtırdı, son dört yılda katil 301'den yargılatılan tek gazeteci oldum...
Ama şimdi... Özellikle son bir yıldır işler tamamen tersine döndü...
Tam bir yıl önce bugün Beyaz TV'deki Dinamit programında dayanamadım ve aynen şöyle dedim:
"Artık askerleri ben savunacağım, yeter yahu...
Eskiden askerlere dokunulamazdı şimdi ise sadece askerlere dokunulabiliyor...
Orgenerallar tutuklandığında haber bile olmuyor...
Daha dün generallere yaltaklananlar şimdi adamları iplemiyor...
Böyle şey olmaz"
Hem köşemden hem TV'den bunları hep söyledim...
Fakat hiçbirşey değişmedi...
Nisan ayında 28 Şubat soruşturması başladı, orda da topluca askerler tutuklandı...
Bu darbeci askerlere gaz veren, bu darbecilerle işbirliği yapan, darbecilerin talimatıyla suç işleyen siviller hiç yoktu...
Varsa yoksa asker içeri atılıyordu...
Yargı nedense "sivil"lere dokunamıyordu. Asker yeni yargı rejimin günah keçisiydi...
Marjinal kesimler hariç sahip çıkanı kalmamıştı.
Bir yandan yeni yargı eski yargıyı da kolluyordu...
Darbe döneminin zalimliğiyle bilinen hiçbir savcı ve hakimi hakkında işlem başlatılamıyordu...
HSYK, 28 Şubat dosyasında hiçbir yargı mensubunun yargılanamayacağını baştan bildirdi, savcılık durduruldu...
İşin medya ayağında zaten Ergenekon medyası hala demokrat medyanın 10 katı kadar güçlüydü...
BÇG emirleriyle insanları öldürten gazeteciler dahi "basın kahramanı"ydı... Onlara da dokunulamazdı...
İşadamları zaten milyar dolarlarını bu işe vakfetmişti, her yere her an "bağış" yapabilirlerdi, o kalantorlara hiç dokunulamazdı. "Bu kriminal sivillere dokunan savcı ve hakim yanar" durumundaydı...
Tetikçi ve piyon seviyesindeki sivillere "göstermelik" dokunuldu...
Arada "suyunun suyunun suyu" tipleri saçmasapan sebeplerle içeri aldılar... Savcılar ve hakimler "kalantor sivillere" dokundukları an üstlerine çullanacak psikolojik savaş taburlarından korkuyordu...
Kendi aralarında "Bizim de çoluğumuz çocuğumuz var" diye konuşuyorlardı...
O yüzden askerler konusunda "Geleni indir gideni indir" düzenine girdiler...
Dokunamadıkları kriminal sivillerin de acısını askerlerden çıkardılar...
Nasıl olsa artık askerlere dokununca haber bile olmuyordu...
Birkaç sene önce adı duyulunca herkesin titrediği generallerin panpişlerin yüzde biri kadar "haber değeri" yoktu...
Tutuklu askerler meselesi o yüzden artık bir ADALETSİZLİK ve İNSAFSIZLIK meselesidir...
Suçu olanla olmayanın karıştığı bir bulamaç haline gelmiştir bu tutuklu askerler meselesi...
Askeri vesayetin bitip yerine yargı vesayeti gelmesini de asla bu millet kabul edemez...
Bu millet her türlü vesayete karşı seçilmiş sivil hükümetin yanındadır...
Bundan böyle de hep böyle olacaktır...