Tarihi 14 Haziran 2012

Hizmet'in 7 Şubat yaklaşımı değişiyor mu?

Yaklaşık on gündür 7 Şubat kepazeliği, CMK 250, ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER VE Fethullah Gülen Hareketi ile ilgili yazılar yazıyorum...
7 Şubat zihniyetinin Abdurrahman Yalçınkaya ya da Vural Savaş zihniyetinden farksız bir "sivil hükümete vesayet girişimi" olduğunu belirtiyorum...
7 Şubat kepazeliktir çünkü halkın seçtiği Başbakan'ın siyasi alanına tecavüz edilmek istenmiştir... AK Parti'yi desteklesin desteklemesin bu antidemokratik vesayet teşebbüsünü her demokrat kınamalıdır... 10 gündür bunu yazıyorum...
Bu bağlamda 7 Şubat sonrası tavırları için Hizmet'in medya organlarını eleştiriyorum...
Salı günü bu ağır eleştirilerime rağmen beni Samanyolu Haber'den çağırdılar... Orada da aynı fikirlerimi ifade ettim...
Hizmet'ten dostlar bu davetin çok büyük sembolik önemi olduğunu söylediler. Hizmet'in kanalında "7 Şubat kepazeliği" gibi sert tonda bir eleştiriyi dillendirmek daha önce olmamış birşeymiş... Böyle kritik dönemde ekranlarda Hizmet'in bazı unsurlarını eleştirecek birine yapılan davetin Hizmet'in ana iradesinin yani Hocaefendi'nin kararı olmadan olmayacağını belirttiler...
Aynı günün akşamı CNN Türk'te Hizmet'in önemli entelektüellerinden Hüseyin Gülerce ile Cüneyt Özdemir'in programında karşı karşıya geldik... Bazıları Gülerce ile benim çok zıt düşeceğimi ve Gülerce'nin 7 Şubat'a destek verip hükümete ve Başbakan'a ağır yükleneceğini iddia ettiler... Gülerce özetle şunları söyledi:
"7 Şubat'ta ben de savcının özensiz bir şekilde MİT müsteşarını çağırdığını söylüyorum. Üslubun bu olmaması lazım. Hizmet'in işin içine sokulması Zaman ve STV grubunun yayınlarına bakışları etkileyir. Ama şöyle bir incelik var.
Biz camia olarak referandumda AK Parti'den fazla çalıştık 'evet' çıksın diye. Biz bunu AK Parti için değil Türkiye'nin istikrarı ve demokratikleşmesi için yaptık."
"Dolayısıyla 7 Şubat olayında bu hareketin medya organlarının bu işin arkasında durması, bunu takip etmesi, burda bir gevşeme olmaması için yayın yapması normal bir şey. Orada belki bir acelecilik oldu. Yani savcılara sahip çıkma sanki hizmetin insanlarına sahip çıkmak gibi algılanabilecek bir geçici fotoğraf verildi. Oysa orada savcılara sahip çıkma değil bu.
Mahkemelerin darbe girişimlerini yargılıyor olmasının takipçisi olmaktı.
Zaman gazetesi 'asrın davası' dedi Ergenekon davalarına, bunun takipçisi olma adına oldu bu. Ama sanki savcı ve hakimler, cemaatin kayıtlı üyesiymiş gibi Hizmet ile hükümet karşı karşıya getirildik. 42 senedir bu işin içindeyim. Bu camianın AK Parti ile karşı karşıya gelmesi için hiç bir mantıklı sebep yok."
Benim o programda Zaman gazetesini kimi manşet ve haberlerine doğrudan yönelttiğim eleştirilere de itiraz etmedi Hüseyin Gülerce... "Biz de o haberlerin özeleştirisini yaptık" dedi... Ve dün de çok kritik bir yazı yazdı Gülerce...
Açık ve net bir dille "PARTİLİ CUMHURBAŞKANI SİSTEMİ"ni savunduğunu ve bu sistemin Türkiye'ye çok yarralı olacağını söyledi. Oysa birkaç haftadır "Cemaat, Başkanlık Sistemine karşı çıkacak, çünkü Tayyip Erdoğan'ın 2014'te daha da güçlenerek çıkmasını istemiyorlar" deniyordu... "Cemaat siyasal gücün ayrı kişilerde toplanmasını istiyor" deniyordu...
Hizmet'in 2014'e giden yaklaşımı Gülerce ile aynı çizgideyse bu fitne operasyonu şimdiden boşa çıkmış demektir...
Yukarıdaki iddiaları dillendirenler susup oturmak zorunda kalır, hizmet ile hükümet düşman olsun lobisi şapa oturur, fitne ateşi büyük oranda söner...
Yarın devam edeceğiz...