Tarihi 11 Haziran 2012

Altunizade-Kısıklı yüz yüze görüşmesine doğru...

Dünkü SABAH PAZAR'da çıkan "Altunizade ile Kısıklı arası doğrudan diyalog olmalı" yazımda Hüseyin Gülerce'nin son yazısındaki satırlara özel olarak dikkat çekmiştim... Bu satırları ESKİ TÜRKİYE medyasının kötü niyetli kalemleri ısrarla görmezden geliyor. Ergenekon medyasının "Cemaat ile hükümet birbirini yesin" tavrını anlarım, Ergenekon'un şu an son kozu bu iki hareketi birbirine kırdırmaktır... Ama işin ilginç olanı AK Parti'yi ve Hizmet'i destekleyen medyada da bu satırların önemi atlanıyor...
Çünkü şu aralar herkes BÜYÜK TÜRKİYE KOALİSYONU'nun bütününü savunmak yerine koalisyonun bir tarafını tutup öbür tarafa saldırmak psikozuna kapılmış durumda...
Hüseyin Gülerce aynen şöyle yazmıştı 7 şubat hadisesine ilişkin, büyük harflerle alıntılıyorum...
Hüseyin Gülerce'nin yazısı! "
MAALESEF BİR SAVCININ ÖZENSİZ, HATTA BİRAZ DA 'GÜÇ BENDE' TAVRIYLA ATTIĞI ADIMIN GETİRDİĞİ BİR KAVŞAKTAYIZ."
Yani anlamayan idiotlar için tam Türkçe mealiyle "Bir savcı" yani Sadrettin Sarıkaya'nın HAKAN FİDAN'I İÇERİ ALMA GİRİŞİMİNİ KINIYOR HÜSEYİN GÜLERCE... "Cemaatin savcısı" diye yaftalanmış olan birine "ÖZENSİZ VE 'GÜÇ BENDE' TAVRIYLA HAREKET ETTİ" diyorrrr.
Çok ciddi eleştiri getiriyor ve dolaylı olarak 7 Şubat'taki tavrı bağlamında BAŞBAKAN'I HAKLI GÖRÜYOR... Bu satırlar da Hizmet'in ana yayın organı ZAMAN GAZETESİ'NDE YAYINLANIYOR... Malum Ergenekon yandaşı kalemler kimbilir kaç defa "Hüseyin Gülerce, Fethullah Gülen'in onaylamayacağı hiçbirşey yazmaz" diye yazmadılar mı?Bu analiz üzerinden Gülerce'nin yazılarından sonuçlar çıkarmadılar mı? E o zaman şimdi niye "HÜSEYİN GÜLERCE BÖYLE YAZDIĞINA GÖRE FETHULLAH GÜLEN DE BU DÜŞÜNCEYİ ONAYLAR" demiyorsunuz? Gülerce böyle çok çok hassas bir konuda Gülen'in karşı çıkacağı bir cümle kurar mı? Varsayalım kursa da çok özenli edisyondan geçen ZAMAN'da BU CÜMLE YAYINLANIR MI? İşinize geldi mi Hüseyin Gülerce "Gülen'in sözcüsü", işinize gelmedi mi bu hayati satırları görmezden gelin...Tam bir ikiyüzlülük var ortada...
Kaotik Türkiye istemiyoruz

Kimileri öyle kötü niyetli ki Gülerce'nin KIRILMA NOKTASI teşkil edecek, CAMİA İÇİ ÖZELEŞTİRİ mahiyetinde bu önemli yazısından montaj ile başka cümleler çekip "Bakın cemaat hükümete savaş açtı" diyorlar... İnsanınn OHAAA diyesi geliyor, böyle bir kötü niyetli ve maksatlı gri propagandayı en net şekliyle Mehmet Tezkan'ın dünkü yazısında gördük... Daha komiği "Hükümet ile cemaat düşman olursa yeniden istediğimiz eski düzen gelir" diye göbek atan, Gülerce'nin yazısını hiç olmadığı gibi gösteren bu Mehmet Tezkan da Hizmet'e bağlı bir yayın organından (Kanaltürk) maaşa bağlanmış bir adam... İnsanda biraz insaf, biraz iyi niyet olur... Hükümet ile Hizmet gerçekten düşman olursa en çok kaybeden Eski Türkiye'nin yaşayan unsurları olur, en başta sermayesi ve medyasıyla yaşayacakları kaybın haddi hesabı olmaz...
Biz öyle kaotik bir Türkiye istemiyoruz, tüm unsurlarıyla büyüyen bir Türkiye istiyoruz fakat ESKİ TÜRKİYE'nin küçük beyinli adamları hala uyduruk planlar kurarak daha da mahvolmak istiyor... Bunu da ileriki yazılarımda açıklayacağım...
Dünkü yazımda Fethullah Gülen Hocaefendi'nin Altunizade'ye dönmesi bağlamında naçizane bir dileğimi, bir tasavurumu da yazmıştım...
Şöyle mütevazı bir varsayımda bulunmuştum...
14 Haziran'daki Türkçe Olimpiyatları finaline Başbakanımız teşrif etse, oradaki konuşmasında "Bu güzel etkinliğe ilham veren Fethullah Gülen Hocaefendi'ye bu ülke hasret kaldı, bu hasretin bitmesi milletimizin arzusudur" gibi bir cümle etse... Hocaefendi'nin bir hafta içinde ülkemize, Altunizade'deki mekanına, döneceği kanaatindeyim... Hocaefendi'nin felsefesinde değer verdiği devlet adamlarının sözlerine çok büyük ehemmiyet verme vardır. Milletimizin medar-ı iftiharı diye bahsettiği Başbakanımızın bu sözlerini boşa düşürmez Hocaefendi...
Altunizade ve Kısıklı arası yüz yüze yapılacak bir diyalog YENİ TÜRKİYE'YE İLAÇ GİBİ GELİR... Bazı şeyler o gün bıçak gibi kesilir... Elbette bu görüşmeyi istemeyen, aradaki kopukluk daha da artsın, nifak büyüsün derinleşsin isteyenler çok... Bu oyunları bozmalıyız...