Tarihi 4 Mayıs 2012

NY Times, Fethullah Gülen ve Başbakan

Geçen hafta içinde New York Times ve International Herald Tribune'de Fethullah Gülen Hocaefendi ile ilgili çıkan manepülatif ve operasyonel haberler, belli bir amaca hizmet ediyordu. Bu haberleri okuduğunuz an o pis tezgahı fark ediyordunuz. Kasten çarpıtılmış bilgilere ve "Dişi Ahmet Hakan" olmak isteyen kimi şahısların uydurma "itirafçı" beyanlarına dayanan bu operasyonun hedefi belli...
28 Şubat soruşturmasının belli noktalara ulaşma ihtimalinin şimdiden önüne set çekmek...
Zaten bir süredir 28 Şubat bağlamında Gülen ve hareketine "aba altından sopa gösteren" yayınlara kimi medya grupları ağırlık vermeye başlamıştı. Akılları sıra Özel Yetkili Savcı Mustafa Bilgili'yi böyle durduracaklar, onların kafalarındaki şablona göre "Yargı cemaatin elinde" ve "cemaat"le zorunlu ya da gönüllü uzlaşma sağlarlarsa tüm işledikleri suçlar yok sayılacak...
Bilgili elindeki kanıtları görmeyecek ve sadece askerlerin yargılandığı bir dava olacak bu. Öyle istiyorlar...
Savcı Bilgili'yi bunlar tanımıyor, kozmik oda konusunda aba altından değil açıktan makineli tüfekleri gösterdiler Bilgili'ye. Yok edileceğini söylediler...
Sonra savcıyı oraya sokmamak için "hukuksal" bir bahane uyduruldu."Kozmik odaya savcı giremez, hakim girer dendi" ama Bilgili yine yılmadı ve Hakim Kadir Kayan'ın o odaya girmesine vesile oldu ve o kozmik odadan akıl almaz suç belgeleri çıktı...
Savcı Bilgili bu enternasyonal tezgahlardan korkup kimi darbe işbirlikçilerini korumaya kalkarsa kendini hukuken bitirir ve millet de Bilgili'yi mahkum eder. Bu gerçeğin bilincinde bir hukuk adamı olan Bilgili'ye böyle alçak tezgahlar sökmez...
Tabii "cemaat"e yalakalık da geçmiş suçları örtmeye yetmez. Eğer birileri bu yalakaları korumaya kalkarsa onlar da bunun bedelini öderler...
Bu yönteme başvuran ve yakın geçmişte darbecilerin "Biraz ortamı kışkırt ki dincilerden de radikal tepkiler gelsin,biz de o radikal tepkileri zemin olarak değerlendirelim" talimatı üzerine tüm başörtülü kadınlara "Türbanlılar fahişedir,bu türbanlılar para için her şeyi yapar" diyebilmiş zevat ona göre ayağını denk alsın...
Kısacası 28 Şubat darbesinin İsrail ayağı yerli medya işbirlikçilerini korumaya çalışıyor şu an. İsrail devleti maalesef çok aktif biçimde Yeni Türkiye'ye düşmanlık yapıyor. Bunu saklama ihtiyacı da duymuyorlar...
Yeni Türkiye'nin kuruluş aşamasında yıkılıp eski askeri vesayet düzeninin sürmesini istiyor İsrail devleti... NY Times'ın liberal-demokrat İstanbul muhabiri Sabrina Tavernise nasıl bu görevden alındı ve yerine "Laik ve Batı-yandaşı eski düzen, İslamcı Erdoğan'dan iyidir" diyen bir zihniyet getirildi,bunun üstünde dikkatle durmak gerekir...
Tavernise yeri geldi mi hükümeti de Gülen hareketini de eleştiren ama her zaman askere ve "establishment"a karşı sivil hükümetten ve toplumsal iradeden yana bir gazeteciydi.Şimdiyse "Şark için demokrasi fazladır" diyen "Yönetim çoğunluk iradesinin olursa Türkiye'yi hep Müslümanlar yönetir, bunu engellemek şart" diyen oryantalist zihniyetler Batı medyasının Türkiye temsilciliklerini doldurmaya başladı... Bu yeni durumda İsrail'in medya alanındaki gücünün büyük etkisi var. Bu medya gücüne karşı Türkiye'nin de karşılıklarının olması gerektiği kanaatindeyim...
Bu zihniyet bazen hükümete bazen Gülen hareketine karşı bu manipülasyonları yapabiliyor.
Bazense birini övüyor,öbürünü yeriyor.Zaten en büyük tezgah bu...Üzülerek söylüyorum ki bu tezgaha gelen kimi dostlarımız her iki oluşum içinde de var,medyada da böyle dostlarımız var...
Oysa şu an içerdeki ve dışardaki İsrail güçlerinin amacı belli: Hükümet ve Hizmet'i birbirine düşürmek,bu gönül birlikteliğini parçalamak...Oysa bu andan sonra yapılması gereken şey enternasyonel medyada Hükümet'e maksatlı saldırıldığı an Hizmet'in,Hizmet'e saldırıldığı an Hükümet'in devreye girmesidir...
Önümüzdeki süreç farklılıkların paranteze alınması gereken çok kritik bir süreçtir. Bu bağlamda geçen hafta Başbakan'ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın Star'daki yazısı çok çok önemli ve değerliydi. Akdoğan'ın Başbakan'ın en güvendiği insanlardan biri olduğunu hatırlatalım... O yazı aynı zamanda Başbakan'ın iradesini yansıtmaktadır...
Özetlersek, yakın zamana kadar AK Parti'yi ve Başbakan'ı yıpratmak için yapılabilecek her şeyi yaptı İsrail propaganda makinesi. Şimdiyse Fethullah Gülen'e ve hareketine saldırıya geçti...
Yeni Türkiye kalesinde bir gedik açabilmek için her şeyi yapmaya hazır bir güç şu an karşımızdadır. Fethullah Gülen Hocaefendi'ye yapılabilecek her enternasyonal saldırı aynı zamanda Başbakan'ın siyasal zemininin altını oymayı amaçlamaktadır.
Aynı şekilde Başbakan ve AK Parti'ye yönelik saldırıların da amacı Gülen hareketinin sosyal gücünü kırmaktır... Bu gerçekler apaçık önümüzdeyken hala akılsızca davranmayı seçeceksek, devam edelim İsrail terör devletine bayram ettirelim... Yada Yeni Türkiye'yi akılla savunalım,tezgahlara karşı yekvücut olalım...
Karar bizim...