İsteyen ve arzulu olan taraf maç öncesi
Galatasaray'dı. Çünkü
Avrupa kupalarındaki cezalarının bitmesi adına son şanslarıydı bu. Bunu da sahada maçın başlama düdüğüyle birlikte çok net gösterdi. Özellikle gol gelene kadar maçın başında
Podolski'nin kaçırdığı pozisyon. Akabinde
Fabiano'yu zor durumda bırakacak sert şutlarıyla golün habercisi oldular. Sonrasında da zaten
Podolski'nin kafa vuruşuyla gelen golle
1-0 öne geçti. İlk yarı
Fenerbahçe'nin Mehmet Topal'ın bir pozisyonu dışında net diyebileceğimiz bir pozisyonu yoktu.
Vitor Pereira'nın hamlesi bekleniyordu.
Pereira'nın hamlesi sezonun genelinde olduğu gibi forvetin yerine bir forvet almak oldu.
Van Persie çıktı
Fernandao girdi. Bizi hiç şaşırtmadı.
"Bana artık gol lazım" demesi gerekirdi.
Van Persie'yi bu maçta sahada tutmayacaksın da bir sonraki sezon mu oynatacaksın. Akıl alır gibi değil. Bunun akabinde de Fenerbahçe takımı ikinci yarıda
Galatasaray'a oranla baskılı oynadı. Bunun sebebi de geriye çok çekildiler skoru korumak adına.
Riekerink Semih'i oyundan alması gerekirken
Sinan'ı oyundan aldı. Sabri'yi yerine koydu. Semih orada sırıtıyordu ve
Volkan Şen sağ kanattan etkili geliyordu. Ve ikinci yarıda
Fenerbahçe'nin gol denemeleri etkili olamayınca kupayı kazanamadı ve sezonu kupasız kapattı. Ama ülkemiz adına
Galatasaray'ın kupayı alması hayırlı oldu. Çünkü
Galatasaray'ın cezanının iki seneye çıkması ülke adına üzücü olurdu.
MAÇIN EN iYiSi PODOLSKİ
Golü atan isimdi. İlk yarıda çok etkiliydi. 2. yarıda ise dirençli.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ SEMİH KAYA
Fenerbahçe'de Volkan Şen'in kanat bindirmelerine engel olamadı.