Tarihi 23 Ocak 2016

'Destuur!' Demeden...

Muhalefet Partilerinin artık hepten

düşen oylarını artırmak telaşıyla ve

kurdukları hayallerin dillendirilmesi

anlamında, olası 'değişim' vaatleri

yine gündemi işgal etmeye başladı!

...

Kongre yapıp eski yönetimini büyük

ölçüde budayan partide yeni bir ufka

doğru yelken açıldığı izlenimi gaz

verilerek yayılmaya çalışılırken...

Kimi partililer arasında da, kongre

listeleri düzenlenirken yapılan kurnaz

planlarla parti anahtarının toplumun

sadece marjinal bir kesimine teslim

edildiği feryatlarına başlandı...

Kimi partilerde ise lider değişikliği

yoluyla farklı politikalar üretilip daha

geniş bir seçmen kitlesini kucaklama

formüllerinin geliştirildiği ve fakat

neticenin de ancak mahkeme yoluyla

alınabileceği bir sürece girildi...

...

Bu arada, gazeteci meslektaşlarımız da

muhalefetin değişip değişmediğinin ya

da bu şekilde nasıl olup da

değişilebileceğinin barometresini

sürekli tutmaya, bu yönde ayrıntılı

makaleler kaleme almaya başladılar!

...

Oysa, işin gerçeği şudur;

...

Nasıl ki, çok önemli-zorlayıcı-mücbir

bir sebep olmadan;

Ne, taraftarı olunan takım değiştirilir...

Ne, sürekli okunan gazete değiştirilir...

Ne, aile birlikteliğinde eş değiştirilir...

Ne de işe her gün gidilip gelinirken

takip edilen güzergâh değiştirilir!

...

İktidar başarıyla görevini yerine

getiriyor ve ülke hızla kalkınmaya

devam ediyorsa...

Seçimde oy almayı sağlayan vaatler

aksamadan yerine getiriliyorsa...

Mevcut iktidara toplumun itimadı

aynen sürüyorsa...

Velhasıl, millet hükümetten memnunsa

'hazırı bırakıp gaibe' niye yönelsin?

...

Muhalefet istediği kadar 'değiştim'

desin, -hatta olacak şey değil ama-

istediği kadar 'değişsin' netice farklı

olmaz! Olsa olsa;

'Ali Hoca' olur 'Hoca Ali'…

Oylar da olsa olsa belki biraz düşer,

belki birazcık çıkar, işte hepsi o kadar!

...

Bu doğrultuda;

Muhalefet, parti yapısını daha da

kötüye götürüp aldığı oyu daha da

düşürmemeyi hedeflemelidir...

Lider değişikliği curcunasıyla

seçmende gönül parçalanmasına

meydan verilmemelidir...

Eşelenilmemeli, oturulmalıdır

oturulduğu yerde!

...

Son seçimde alınan oy muhalefet için

zaten yeterli, hatta fazlacadır!

Liderlerin kimlikleri de 'böyle başa

böyle tıraş'tır ve partililerin buna da

şükretmeleri lâzımdır!

...

Çünkü rakipleri, Cumhuriyet Tarihi

boyunca görülüp-görülebilecek en

başarılı ekiptir!

Ve çünkü...

En son yaşanan örnekte olduğu gibi,

saçma şartlar öne sürüp koalisyondan

kaçan, çevrelerindeki allame

bozuntularının dolduruşuyla iktidar

oylarının hayli düşeceğini sanan

ufuksuz yönetimlere oy veren taraftar

kitlelerinin halen mevcudiyetleri bile

şüphesiz hayret uyandırıcıdır!

...

Oysa şu an...

En az on tane Bakanları olacak, teröre

karşı verilen mücadelenin olumlu

puanları onların da hanesine yazılacak,

tamamlanan eserleri birlikte açma şerefi

onlara da pay edilecekti!

Bugün olduğu gibi, etrafa 'bel bel'

boş gözlerle bakmıyor olacaklardı...

...

Ufku dar olup ileriyi göremeyenler...

Milletin değerlerine-değerlilerine ha

bire hakaret ederek utanmadan kürsüyü

pisletip etrafa kötü kokular saçanlar...

Aştıkları terbiye sınırını bir adım daha

zorlayıp gecenin bir vakti incir ağacının

altına şöyle kallavi-okkalıca bir tükürüp

'Destuur!' demeden çiş yapmaya filan

da sakın ha kalkmamalıdırlar!

İşte o zaman, milletin yamulttuğu

yetmezmiş gibi, maazallah tamamen

çarpılırlar! O aşamada da, Medyum

Memiş'in dahi elinden bir şey gelmez!