Dünyanın hiçbir ülkesinde henüz metro
yok iken...
1800'lerin sonunda, iki büyük kentte
birbiri peşi sıra metro temelleri atıldı;
Londra ve İstanbul'da!
...
Londra Metrosunun pek küçük ölçekte
birkaç hattının açılışından hemen sonra
Pera-Galata arasında 17 Ocak 1875'de
Tünel, dünyanın ikinci metrosu olarak
hizmete girdi...
...
'Sultan Abdülaziz' dönemiydi...
Yapımı için '180 bin' Osmanlı Lirası
harcanmıştı!
Vagon ve tünel içi aydınlatmasında
'gazyağı lâmbaları' kullanılıyordu
ve yolculuk ücreti de '10 para' idi!
...
Aradan bir asırdan fazla zaman geçti...
...
Yirminci yüzyıl sonlarında, Londra
'420 kilometre raylı sistem ağı'na
ulaşırken…
İstanbul metrosu(!) 'bir kilometre'ye
bile varamayıp sadece Tünel'den ibaret
olarak '473 metre'de çakılı kaldı!
...
Demek ki...
Bir asır boyunca, yerimizde saymışız!
Dünya Ay'a giderken, biz, tabiri caizse
'bağlandığımız yerde otlamışız'...
...
Trajikomiktir!
...
Yalnız metro'da değil;
Demokrasi'de...
Ekonomide...
Sağlıkta...
Eğitimde...
Adalette...
Turizmde...
İhracatta...
Savunmada...
Kalkınmada...
Ulaştırmada...
Ve sair-ve sair-ve sair'de...
Çok ama çok geri kalmışız, hükümetler
gelip geçmiş, bizler makûs talihimizle
baş başa bırakılmışız!
Çok kez iflasın-isyanın-batışın eşiğine
gelmiş, nice badireleri büyük hasarlarla
atlatmışız...
...
Ta ki…
Yirmi birinci yüzyıla ayak basana dek!
...
2002'den itibaren hangi alanlarda neler
yapıldığını, akıllara durgunluk verecek
derecede Türkiye'mizin nasıl ilerleyip
pek çok ülkeyi her alanda nasıl da
geride bıraktığını tüm toplum olarak
birlikte gördük-yaşadık-yaşamaktayız!
...
Sadece…
En baştaki örnekle ilgili durum şudur;
İstanbul'da metro ağının uzunluğu
bugün '200 kilometreye' yaklaşmış
bulunmaktadır! Ayrıca şimdilik 12 il'de
de raylı sistemler çalışmaya başlamıştır!
...
(Duble yollara-hızlı tren'e, Marmaray'a,
Avrasya Tüneli'ne, Üçüncü Köprüye,
yapımı devam eden Dev Havaalanına,
THY'nin dünya liginde ilk sıralara
yerleşmesine dahi, ulaştırma konusu
açılmakla birlikte değinmediğimizi de
hatırlatmak isterim...)
...
Bazı nifak çevrelerinin böylesi başarılar
elde edilen bir dönemde dahi, hala;
Yok, Külliye'nin masrafı...
Yok, Yemek Masası'nın maliyeti...
Yok, Altın kaplı Helâsı benzeri hem
yalan dolu, hem de ziyadesiyle basit
seviyeli dedikodularla toplumu bölme
çabaları sergilemeleri, gerçekten de;
Trajikomiktir...
...
Sanmaktadırlar ki toplum nankördür!
Sanmaktadırlar ki toplum geri zekalıdır,
onlara siyahı 'beyaz' diye yutturmak
bile mümkündür!
...
Trajikomiktir!
...
Oysa, en azından...
Şu son, ülkeyi hükümetsiz bırakmama
çabaları sürecinde MHP ve CHP'nin
izlediği tavrı toplumun anlayamadığını
sanmak bile gafillik değil de nedir!
Yoksa, 'Bölücü terör örgütünün
kurduğu parti hangisidir?' diye
sorulduğunda, toplumun bilemeyip,
bön bön bakacağı mı sanılmaktadır!
...
Neyse...
AK-Kara 1 Kasım'da ortaya çıkacaktır!