Tarihi 28 Haziran 2015

'Zarraf' Meselesi...

Vergi Şampiyonları listesinde

Dünya'ya ihracat yapan 'Zorlu'

ile televizyoncu 'Acun' altalta…

Biri 44'üncü, diğeri 46'ncı!

Kırkaltıncı olan 'Zorlu'...

Yorum yapacak hâlimiz yok ya,

her ikisini de kutluyorum!

Bu ikilinin hemen ardından da

'Rıza Zarraf' geliyor…

Vergisi dört buçuk milyon lira!

Adı öteden beri 'en zenginlere

çıkmış' bir çok işadamını geride

bırakmış…

Hiç tanımam, görmüşlüğüm dahi

yoktur ama hakkını teslim etmek

gerekir...

'Zarraf' geçenlerde de 'İhracat

Şampiyonları' listesine girmiş,

ödül almıştı…

Demek ki şirketleri başarılı oluyor,

kazancının vergisini de şıkır şıkır

ödüyor, helâl olsun…

Ödül töreni çok eleştirilere uğradı…

Hakkında ileri-geri bir dolu fikirler

ileri sürüldü…

'Masumiyet Karinesi'ni

takmayanları da bu arada kınıyorum!

Hakkındaki suçlamalar mahkeme

kararı ile kesinleşmemiş bir kişiye

bunca suçlamanın yöneltilebilmesi,

ülkede 'hukuk'a bakışı ortaya

koyması bakımından oldukça ilginç!

'Zarraf'ın bu açıklamalarla

uğraşacağını sanmam ama dava açsa

kesin kazanır…

Demokrasilerde 'mahkeme kararı'

asıldır…

Gerisi 'dedikodu ve iftiraya' girer!

Menderes,

İstanbul'a şu an 'E-5' olarak

adlandırılan yolu yaptırdığında;

'Yabancı ülkeler gelip bizi istila

etsin diye, uçaklarının rahatça

inebilmesi bakımından yol çok

geniş yapıldı' şeklinde söylentiler

yayılmıştı!

Demirel,

'Keban Barajını' inşa ettirdiğinde,

'Bunca suyu biriktirmek ne işe

yarayacak ki?' diye muhalefet

tarafından kafalar karıştırılmaya

çalışılmış, bir ara çalıştığı ABD

Firması'na atıfta bulunularak,

kendisine 'Morrison Süleyman'

lakabı takılma gayretine girilmişti!

Özal,

Haberleşmeyi ilkellikten kurtarıp

telefon sistemini yaygınlaştırınca

'telefon yenir mi?' kampanyaları

düzenlenmiş, Amerika'da muazzam

bir çiftlik satın aldığı ve seçimlerden

sonra kaçıp oraya yerleşeceği iftiraları

atılmıştı!

Erdoğan,

Gerek 'ekonomi'…

Gerek 'alt yapı'…

Gerek 'insan hakları'…

Velhasıl her bakımdan geri kalmışlığı

giderip;

Gerek 'zihniyet'…

Gerek 'mevzuat'…

Gerek 'icraat'…

Velhasıl her bakımından dev atılımlar

yapıp 'Devrim' gerçekleştirince,

adını 'Diktatör'e çıkarıp kendisini

yıpratmak için her türlü şer cephesi

harekete geçivermişti!

Konumuz sırf 'Zarraf' değil…

Partilerin ve kişilerin 'hukuka'

bakışını mercek altına almak, iftiradan

sakınılması gerektiğini vurgulamak,

'peşin hükümlü' olmanın yanlışını

dile getirmek…

Bunlar tüm toplum için gerekli!

Hele siyasetçiler için…

Yarın Ergenekon'dan-Balyoz'dan

bir süre içeride yatmış paşalarla hatta

milletvekilleriyle karşılaşırlarsa her

ihtimale karşı tokalaşmayacaklar mı?

Netice itibariyle özet şudur;

Demokrasilerde 'Belge Konuşur'…

'Belgen varsa konuş'…

'Belgen yoksa sus' demektir!