Tarihi 24 Mayıs 2015

Lâstikli Manşet!

'Yüzde 52 oy alan

Cumhurbaşkanına İdam!'…

Hürriyet Gazetesi'nin manşeti toplum

genelinde büyük infiale neden olurken

gazete de kendisini savunmaya dönük

açıklamalar yaptı üst üste…

Türkçede mecazlar-teşbihler bazen

asıl amacın dışında algılanabildiği

gibi, art niyetli îmâlar da kişi

sıkıştığında kendisine inkâr fırsatı

verebilecek esneklikler barındırır!

Hani derler ya, dilimiz 'lâstik'

gibidir;

'Nereye çeksen oraya gider'…

Söz konusu manşetin 'iyi niyet'

içerdiğini iddia etmek insan aklını

hayli hafife almak olur!

Gazetenin savunmasının içtenlik

taşıdığının varsayılması ise,

kendine 'Amiral Gemisi' unvanını

yakıştıranların, bundan böyle 'Kayık'

lâkabına çark etmelerini gerektirir…

Çünkü -hele böylesi hassas bir

konuda- maksada uygun özenli ifade

kullanamayan editörler barındıran bir

gazeteye bu tabir daha uygun düşer!

Profesyonellik özen ister, örneğin;

'Hürriyet'in ahlâkı yok!'

dendiğinde, mahallede bu ismi taşıyan

yosmanın mı kastedildiği, aynı addaki

gazetenin mi konu edildiği, yoksa

özgürlüğün mü eleştirilmekte olduğu

açıkça belli olmayabilir...

Tıpkı;

'Oku adam ol baban gibi eşek

olma' cümlesinde virgül atılacak

yerin ('ol'dan sonra ya da 'gibi'den

sonra) anlamı farklı etkileyeceğinin

gözden ırak tutulmaması gerektiği

gibi! O yer tam kestirilemiyorsa bu

cümle ya kurulmamalı, kurulur ise de

sonradan pişmanlık göstergesi olarak

cinlik dolu gülünç mantık oyunlarına

girişmeye tenezzül edilmemelidir…

Ayrıca,

böylesi hataları politikacıların da

bolca sergilediklerini belirtmekte

fayda vardır!

Bu seçimde aday olan, işin ustaları

Mehpare, Gülgûn Parlamentoya

keşke girebilecek olsalardı…

Umarım, kalem ustası Hüseyin

Kocabıyık ile Mahmut Övür

seçimi kazanır da, Meclis'te Türkçe

kullanımına gerekli katkıları yaparlar!

Bu konuda TRT Genel Müdürünü de,

her ne hikmetse(!) uzun süre ekran

gerisine çekilmiş yetenekli spikerleri

bizlerle tekrar buluşturduğu için

özellikle kutlamak isterim…

'Doğru Türkçe' kullanan yetenekli

kişilere rastlamak, günümüzde pek de

kolay değil çünkü!

Cumhurbaşkanımızı da, tam da bu

noktada anmayı ihmal etmeyelim;

1923'den bu yana gelmiş tüm

Cumhurbaşkanları arasında, Türkçeyi

en temiz-en düzgün-en doğru konuşan

Recep Tayyip Erdoğan'dır…

Osmanlıcaya da hâkim olması-dilinde

şivenin izine rastlanmayan diksiyonu,

özellikle politikacılarda ender görülen

bir özellik olarak ortaya çıkmaktadır!

Erdoğan'ın konuşmalarının

hayranları-tiryakileri için bilhassa

belirtelim ki;

'Türkçeyi Doğru Konuşmak'

diksiyon kurallarına tam olarak

uyulduğu anlamına gelmekle birlikte,

'Güzel Konuşmak' bilgi-kültür

ile alâkalıdır...

Akıldan geçenleri dolandırmadan

nakledebilmeyi, karakterde mevcut

mertliği-dürüstlüğü karşıdakilere de

hissettirebilmeyi, onlara itimat telkin

edebilmeyi gerektirir!

Yalan söyleyeni, fikriyle zikri farklı

olanı toplumun 'şıp diye' anlaması

zaten bu yüzdendir...

Halk arasında "Oylar Tayyib'e"

sloganının on üç yıldır geçerliliğini

koruyor olmasının asıl sebebi de

buradadır!

...

Kitleleri peşinden sürüklemek,

toplumun damarlarında dolaşmak her

insana nasip olacak hasletler değildir!

Bunu başarabilen yine kazanacak...

Başaramayan yine sınıfta kalacaktır!