Tarihi 11 Mart 2015

Pandora’nın Kutusu!

(Efsanenin ilk bölümüne göre;

Pandora'nın düğününde, kapağı

açılmamak şartıyla Zeus kendisine

mücevherle işli bir kutu hediye eder!

Ama gün gelir, merakına yenilen

Pandora kutunun kapağını açar!

O an, kutuya gizlenmiş

'tüm kötülükler' dünya'ya saçılır!)

1231 yılında, Papa Gregorius,

'Engizisyon Mahkemesini' kurdu!

İçine 'Şeytan' girmiş bir 'Cadı'

olduğundan şüphelenilenlere, suçları

itiraf ettirilene kadar işkence yapıldı

yüzyıllar boyu!

İşkence sonrası gelen itiraftan(!)

sonra, bu 'iblisler!' ateşte yakılırdı…

İşkence, o süreçte adeta bir sanat

haline dönüşmüştü!

Örneğin, demirden yapılmış bir boğa

içine sokulan 'Cadı!' zanlısı, altta

yakılan ateşin etkisiyle bir süre sonra

feryada başlar ve giderek kavrulurdu!

Bu yönteme; 'Böğüren Boğa' adı

verilmişti!

Bir zaman sonra, 1865'de…

Amerika'da 'Ku Klux Klan' adlı

örgüt kuruldu. Örgüt üyeleri zenci

düşmanıydı…

Fırsatı ele geçirdiler mi zencilere türlü

işkenceler uygular diri diri yakarlardı!

Daha da sonra, Almanya'da 1933'te

Nazi'ler iktidara geldi…

Memleketteki Yahudi, Eşcinsel

Çingene, Komünist ne kadar nüfus

varsa hepsini işkencelerle yok ettiler!

Bir tek kaçan kurtuldu…

Dünya geçmişi, böyle örneklerle dolu!

Bugün 'akıl almaz' olarak nitelenen

zulüm dönemleri, aslında pek de eski

sayılmaz!

Örneğin Nazi zulmü pek yakın

sayılacak bir geçmişte, '70 yıl' kadar

önce sona erdi…

Yani bu zulmü bizzat yapanların ya da

meydanları doldurup alkışlayanların

çoğu, bugün Almanya-Avusturya gibi

ülke vatandaşlarının anaları-babaları,

hadi bilemedin dedeleridir!

Oysa günümüzde, bu ülkelerde

Nazizm;

'İğrenç-İnsanlık dışı davranış'

kavramıyla hatta hakaretle eşdeğerdir!

Madem, eski ve yeni anlayış arasında

bunca fark oluşmuştur, o zaman

'vahşet' artık sona mı ermiştir?

Masum insanlara bomba yağdıranları,

çoluk-çocuk demeden mazlumları aç,

susuz, ilaçsız bırakanları, teröristleri,

polise molotof-kaldırım taşı-çelik

bilye fırlatan sapıkları, karısını-minik

çocuğunu dövüp komalık edenleri,

üzerine benzin döküp kedi-köpekleri

yakan sonra da karşısında kahkaha

atanları, gazetedeki köşesine küfürle

başlayanları dikkate alacak olursak,

evcilleşmekten söz edilemeyeceği de

aşikârdır!

Yani, çoğu insanoğlu hâlâ vahşidir!

Ama günümüzdeki algı operasyonları

ile karışan kafalar yüzünden ihtimal ki

toplum bunun farkında bile değildir…

Vahşiliği, sadece acımasızlık-işkence

yapmak olarak düşünmemek gerekir!

Ülkenin önüne tüm çabasıyla hendek

kazmaya çalışan;

Çapsız-vizyon fukarası çok sayıda

lider müsveddesi ile halkı kandırma

yoluyla bunları parlatma telaşındaki

bazı medya organları, ülke gelişiminin

önündeki en büyük engellerdendir!

Bu yüzden…

Terörün kurutulması-barışın tesisinde,

devlet sisteminin düzenlenmesinde,

hainlerle mücadelede umulan sonucun

alınması gecikmekte, ne yazık ki bu

sorunlara muhatap toplumun çektiği

eziyet de nihayete erememektedir!

Kaliteli muhalefet lideri-gerçekten

yana medya anlayışına kavuşmaya

engel olanlar 'vahşi' yapıdakilerdir!

(Efsanenin son bölümü de şöyledir;

Pandora, son anda kutunun kapağını

kapatır. Kutunun içinde tek bir şey

kalmıştır; 'Umut'…

Kötülükler dünyanın her yanında,

ama 'Umut' hâlâ bizdedir!)