Bakıyorum da, pek de düşünceli
görünmüyorsunuz!
…
Nasıl olsa Haziran'da AK Parti
yine tek başına iktidara gelir…
Nasıl olsa Tayyip Erdoğan başta…
Nasıl olsa uyum-istikrar devam
eder…
Nasıl olsa kalkınır gideriz işte…
…
Diyorsunuz!
…
Bu yüzden de rahatsınız…
…
Ya koalisyonlu yıllar yine geliverirse!
Ya Beştepe ile Hükümet, kanlı-bıçaklı
oluverirse!
Ya memleket tekrar kriz ortamlarına
sürükleniverirse diye, şimdilik ve hiç
olmazsa on-on iki yıllık gelecek için
endişeli bir beklenti içinde değilsiniz!
Eh! pek haksız da sayılmazsınız…
…
Tek hesap etmediğiniz, 'ya sonrası'…
…
'Maşallah' diyelim de…
Son yıllarda istikrara alıştınız!
Cumhurbaşkanı-Hükümet uyumunu
pek normal karşılamaya başladınız!
Geçmişte, çıkan her yasanın veto
edildiği, sen-ben çekişmesinin ayyuka
çıktığı, tokalaşmanın kerhen yapıldığı,
kavga dövüşün gırla gittiği ve bu asık
suratlı-gerilimli ortamın ceremesini de
toplumun çektiği günler elbet çabucak
silindi gitti hafızalarınızdan!
…
Tut ki, on iki yıl sonra…
Tut ki, bir koalisyon kurulmak
zorunda kalınırsa!
Tut ki, tepede de aksi mi aksi,
memleket gerçeklerine bigâne,
Ekmeleddin-Sezer karışımı bir zât
bulunursa!
Tut ki, ekmeğin fiyatını bile bilmez,
hele surata kitap fırlatma alışkanlığı
da mevcutsa!
Tut ki, itiş-kakışlı günlere tekrar
dönülüverirse!
…
Bilmem, hem de yakın geçmişteki;
'İflas Sağanağını'…
'Banka Krizlerini'…
'Çöken ekonomiyi'…
'Enflasyon Canavarını'…
'Yatırımların stop ettiği yılları'
hatırlar mısınız?
…
Koalisyon stresi üzerine bir de bu
devasa dertler eklenirse, kim bilir ne
yaparsınız!
…
Maazallah, öyle bir dönem zuhur
ederse…
…
'Başkanlık Sistemi'ne keşke
zamanında geçseymişiz de…
'Koalisyon' denen olguyu sözlükten
silip atsaymışız da…
'Çok başlılıktan' fırsat tam da
ayağımıza gelmişken kurtulsaymışız
da…
Bambaşka bir şey zannedip, 'krallık,
hükümdarlık' gibi bir şey belleyip
keşke karşı çıkmasaymışız da…
…
Demeyecek misiniz?
…
Bilirsiniz…
Diyecek olsanız da, bir şey değişmez
öylesi günler geldiği takdirde!
Yazın yemiş olduğumuz hurmaların,
kışın oramızı-buramızı tırmalaması
elbet kaçınılmazdır!
…
Siz, biz, -elbette Allah herkese uzun
ömürler versin ama- belki o günleri
göremeyeceğiz…
Çocuklarımız, torunlarımız görecek!
…
Bizlere belâ okumak yerine, şöyle iyi
bir düşünün de, onlar tarafından hayır
duayla anılalım;
'Ufuksuz imişler'…
'Bu toprağı tanımamışlar'…
'Dünyayı kavrayamamışlar'…
Demesinler!
…
Bizler çok çektik…
Bu memleket çok çekti…
Bari onlar çekmesinler!