Tarihi 10 Ocak 2015

'Fransa panikte'

Mizah dergisine yapılan saldırıyı en

üst düzey yetkililerinin bizzat kendi

ağızlarından kınamayan ülke kalmadı;

Amerika, İngiltere, Almanya vs…

Fransa'da üç günlük yas ilân edildi!

Bu kadarla kalsa yine iyi…

Olaylar devam etti, bir kadın trafik

polisi öldürüldü, Yahudi dükkânları

basıldı, Camilere saldırıldı, birçok

Fransız rehin alındı, doksan bin kişilik

polis ordusu dergi basan iki terörist

başta olmak üzere diğerlerinin peşine

düştü…

Fransa 'kaos ortamına' sürüklendi!

Fransızlar ilk kez, ellerinde ağır

silahlar, tam teçhizat oraya-buraya

koşuşturan şaşkın polisleri gördüler!

Ülke 'diken üstünde'…

Fransa atmosferini, büyük bir

'korku bulutu' sardı…

Gelelim bize…

Terörle iç içe uzun dönemler geçiren

Türkiye için bunlar bilindik olaylar…

Bizlere fazlaca enteresan gelmemesi

bu yüzdendir!

Bizim yıllar boyu yaşadıklarımızın…

Bizim başımıza gelenlerin yanında,

'Geçmiş Olsun' diyip geçeceğimiz;

ufak çapta 'Terör Olayları'dır işte!

Burada şu hatırlanmalıdır;

Otuz yıl süren, otuz beş binden fazla

yurttaşımızın hayatını kaybettiği PKK

terörüne, Batılı ülkeler 'lâf ola beri

gele' dışında tepki vermemişlerdir!

Daha önceki, günde 5-10 gencimizin

sağ-sol çatışmasında yittiği dönemde

Batı'dan benzer kınamanın geldiğini

hatırlamak da pek mümkün değildir...

Fransa merkezli aşırı radikal 'Asala'

terör örgütü Türk Diplomatlarını ardı

ardına şehit ederken, Batılı ülkelerin,

özellikle de Fransa'nın hiçbir yasa

dışılık yokmuş gibi konuya 'Fransız'

kaldığı da bir başka gerçektir…

Bu doğrultuda, uluslar arası bir bilim

heyetince 'Ermeni Katliamı'

iddialarının bütün yönleriyle

araştırılması yolundaki Türkiye'nin

girişimlerine destek vermek yerine,

radikallerin daha da yüz bulmalarını

sağlayacak şekilde, 'Ermeni

Katliamı Yoktur' demenin, hapse

atılmayı gerektiren suç olarak kabulü,

Fransa'daki 'Düşünce Özgürlüğü'

anlayışını yansıtmaktadır!

O süreçte;

'Katliam vardır' dersen sorun yok,

'Yok' olduğunu düşünüyorsan doğru

zindana!

Zaten bu yüzdendir ki o karikatürlerin

yayınlanmasını Fransa ve bazı ülkeler

'ifade özgürlüğü' kapsamında ele

almış, müsamaha ile yaklaşılmış,

İslâm Âlemini, dini duyguları rencide

etmek umurlarında bile olmamıştır!

Belki, Hıristiyanlarla-Müslümanların

beslenme alışkanlıkları arasındaki

fark yol açıyordur böylesi hassasiyet

farklarına!

Yoksa…

'Haysiyet-Maneviyat-Mübarek'

gibi kavramlara bir de 'şarap'

içmeyen, 'domuz' yemeyenlerin

gözünden bakabilmek de 'Batı

Demokrasileri'nin gereği değil mi?

İşte bu çarpık 'düşünce özgürlüğü'

anlayışı, 'ayrımcı politikaları' ve

diğer ülkelerdeki teröre yaklaşımında

'duyarsızlığı' hatta zaman zaman da

'desteği' yüzünden;

'Fransa Panikte' şu an!

İyi de, insan haklarının ülkede tüm

yönleriyle gözden geçirilmesi için

250 yılda bir 'Fransız İhtilâli'

yapılacak değil ya…

Ya da, politikacıların bazı kutsalları

hatırlaması için, ha bire 'üç günlük

yas'a gerek duyacak hâlleri yok ya…

Bu yazıdaki bazı îmaların aşırıya

kaçtığı izlenimi bulan kişi-ülke varsa,

lütfen konuyu 'düşünce özgürlüğü'

kapsamında ele alsın!