Tarihi 22 Kasım 2014

'Bukalemun Kalem'ler!

Otuz yıla yakındır süren PKK terörü,

son on yıldaki çeşitli 'Açılımlar' ve

sonrasında 'Barış Süreci' ile nihayet

sona ermek üzere…

Önümüzdeki dönemlerde, geçmişin,

bunca şehidin muhasebesi yapılacak,

'Ak-Kara' elbet ortaya konulacaktır!

Anayasa'da ifade edilenlerin aksine,

bundan on yıl önceye kadarki tabloda

Türkiye'deki güç sıralaması şöyleydi;

1- Silahlı Kuvvetler…

2- Holdingler…

3- Medya organları…

4- Yüksek Yargı…

5- Üst bürokrasi…

6- Hükümet…

7- Parlamento…

Ve eklemek gerekir ki, geçmişte,

en üst sıradakilerin herhangi bir

planının, herhangi bir talebinin,

herhangi bir hükümet tarafından reddi,

bu sıralama doğrultusunda söz konusu

bile olamazdı…

Eğer buraya kadar ileri sürülen bu

tespitlere karşı çıkanlardansanız,

bundan sonrasını okumasanız da olur!

İki ay yanaşık düzen eğitimi, tüfekle

yürüyüş talimi yapıp, sabit hedefe de

beş on mermi sıkmış olan erler, terörle

mücadele için, geçit vermez-amansız

dağlara gönderilmişlerdir!

Acemilik dönemini geride bırakıp

'usta savaşçı' olduğu var sayılan bu

vatan evlatları…

Hayatının büyük bölümü bu dağlarda

geçmiş, nerede kaya-mağara var adeta

ezberlemiş olan pusucu-hain-kalleş

teröristin karşısına çıkıp, kahramanca,

gücün son zerresine kadar mücadele

vermiş, çarpışmışlardır…

Kimi gazi olmuş, kimi sakat kalmış,

kimi de şahadeti tatmıştır!

Otuz yıla yakın süre, televizyon ve

gazetelerin her gün ilk sıra haberini,

şehit cenazesine katılan yetkililerin

'ne kadar üzüntülü' olduklarını

belirten açıklamaları oluşturmuştur!

Ancak kimse de kalkıp mücadele

yöntemini değiştirmeyi, sorunun

kökenine inip çare aramayı ya da

ordunun yapılanması üzerinde parmak

oynatmayı dahi düşünememiştir!

Terör, 35 bin kişiyi canından etmiş…

Mali porte, trilyon dolara ulaşmıştır!

Bunca zaman sonra, teröristin yarım

saatte çıktığı yamaca Akhisar'lı

Ali'nin, Terme'li Talat'ın altı saatte

tırmanabildiği ancak fark edilmiştir…

Nitekim, son on yıldır, 'profesyonel

ordu' tartışması hükümet tarafından

gündeme getirilmiştir…

Ancak, kurumlardaki bunca planlayıcı

personele rağmen ortaya ciddi bir plan

da hala çıkmamış bulunmaktadır!

Eski alışkanlıklarını sürdüren…

Bu yüzden adları eskiden bu yana

'postal yalayıcı'ya çıkan bazı

meslektaşlarımızın üstte sayılan

güçlerin anlayış ve yapıları ile

sıralamalarının da değiştiğini hala

anlayamamalarına şaşmamak gerekir!

İçleri kin dolu, 'Yeni Türkiye'yi

kavrayamayan ama menfaat uğruna

kavramış hatta destekler görünen bu

'Bukalemun Kalem'ler…

Modası geçmiş postalın yerini artık

kar-su-sıcak-soğuk geçirmeyen

'modern bot'un aldığını bile fark

etmekten uzaktır!

Cumhurbaşkanımızın 'Bedelli

Askerlik' ile ilgili sözlerinin üzerine

köhne-statükocu kafa yapıları ile

yanlış anlayıp bodoslama atlamaları,

sevindirik olmaları, hep bu yüzdendir!

Oysa,

Anayasadaki ifadesiyle icranın başı

olan Cumhurbaşkanımız, her görüşün

alınıp, nihai kararın -başta kendisi ve

hükümet olmak üzere- 'seçilmişler'

tarafından verileceğini belirtmiştir!

Verilecektir de…