Aslında, 'Köprü' hikâyesi,
'Türkiye'nin de özet hikâyesidir!
…
Avrupa kıtasından Asya'ya ulaşmak,
yani kıtaları ayıran Boğaz'da karşıdan
karşıya kolayca geçebilmek, bugünkü
şartlarda pek umursanmasa da hiç de
kolay değildir…
Doğrusu bu fikir yüzyıllar boyunca
çekiciliğini korumuştur!
…
İskit seferinde Pers Kralı Darius'un 80
bin kişilik ordusu, gemilerin yan yana
getirilmesiyle oluşturulan yüzer köprü
ile Trakya'ya geçebilmişti örneğin…
…
Cumhuriyetimiz kurulduktan sonra da
bu konu çok tartışılmıştı. 1940 yılında
Nuri Demirağ'ın girişimi, mühendisler
ve Amerikalı uzmanların da çabasıyla
İstanbul'a bir boğaz köprüsü projesi
tasarlanmış, zamanın CHP İktidarı
tarafından ise;
'Boğaza köprü olmaz, yıkılır'
gerekçesi ile teklif reddedilmişti…
…
'Gizli oy, açık tasnif'li ilk gerçek
seçim sonucu, ezici çoğunlukla iktidar
el değiştirip 'Demokrat Parti'li
dönem başlayınca köprü yapımı tekrar
gündeme geldi…
Projeler hazırlandı, 25 Mayıs 1960'da
da imzalar atıldı. Ancak iki gün sonra
'İhtilâl' oldu!
Köprü, 'bir başka bahara' kaldı…
…
İhtilâl sonrası 'Adalet Partisi'
iktidara geldi. Başbakan Demirel'in
aklında da yine 'Köprü' vardı…
…
Bu düşüncesini Meclis Kürsüsü'nden
ne zaman dile getirse, CHP Genel
Başkanı İsmet İnönü hemen
ardından kürsüye çıkıyor, yakasındaki
İstiklâl Madalyasını kürsüye vurarak,
'Ben de bu köprüyü yaptırmam'
diye avazı çıktığı kadar bağırıyordu…
…
Neyse uzatmayalım, köprü yapıldı…
29 Ekim 1973'de de hizmete açıldı!
…
Önceki gün,
Boğaziçi Köprüsü'nün
açılışının 41'nci yıldönümüydü…
…
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü
yapımı öncesi de, zamanın Halkçı
Parti Genel Başkanı Necdet Calp
ile Turgut Özal arasında benzer
diyaloglar geçti…
…
Özal, bir açık oturumda, birinci
köprünün hisselerini satıp, bu gelirle
ikincinin yapılabileceğini belirtince,
'özelleştirme kavramından' bihaber
olan Calp, temsil ettiği zihniyetin
de gereği olarak ve geleneksel şekilde
yumruğunu masaya vurmuş,
'Sattırmam efendim, sattırmam'
diye haykırmıştı…
…
Geçmişte, toplum tüm bu tartışmalar
yüzünden ikiye ayrılmıştı denilebilir;
Köprü Karşıtları…
Köprü Taraftarları…
…
Son on yıllık dönemde yaşananlar,
kazanılan eserler, memleketi bu tip
tartışmaların mümkün olduğunca
dışına çıkardı elbette;
Görgü-ufuk gelişti…
Ülkeye güven pekişti…
…
Bu sayededir ki;
Yapımında yedi bin kişinin çalıştığı,
dünyanın en yüksek, en genişi olacak
Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün
yarısı, sessiz sedasız tamamlandı bile!
Devlete maliyeti '0 TL' olan köprüde
kullanılan kabloların toplam uzunluğu
'yüz yirmi bin' kilometre…
Yani, dünya çevresinin 3 katı!
'Yeni Türkiye' işte budur…
…
Ülkenin önüne geçmişteki takozların
tümü de CHP tarafından konmuştur!
Baksana, partinin temel direği Bayan
Tarhan bile dayanamayıp gitmiştir!