Tarihi 12 Ekim 2014

Psikopat Vandal!

Demokrasilerde, desteklemek ya da

karşıtlığı ortaya koymak için gösteri

yapmak, usulü dairesinde toplantılar

düzenlemek elbette 'ifade özgürlüğü'

kapsamındadır…

Bunda hiç şüphe yok!

Ama sokakları yakıp-yıkmak, banka,

okul, işyeri ne varsa saldırmak, yağma

yapmak, uyduruk bahanelerle zıt-pırt

kamu düzenini bozmaya dönük eylem

düzenlemek, demokrasilerde makul

karşılanamaz-müsamaha edilemez…

Bunda da hiç şüphe yok!

Cumhuriyet, benzer yıkıcı-bölücü

eylemlerden kendisini koruyacaktır!

Ve öyle anlaşılıyor ki, bu konudaki

tedbirlere ilişkin 'Güvenlik Paketi'

Meclis gündemine gelmek üzeredir…

Ya…

Dolmuştan sopayla inip vatandaşa

girişen, parkta gezen insanlara bıçakla

saldıran, karısını-çocuğunu öldüresiye

dövüp komaya sokan, kediye-köpeğe

işkence eden, sarhoşluk sınırını aşıp

elinde birayla araç süren 'Vandal'lar

için de düzenleme gerekmiyor mu?

Bunlar da yakalanıp hâkim karşısına

çıkarılınca, pişman olduklarını, bir an

için kendilerini kaybettiklerini, ya da

bazıları tarafından kandırıldıklarını

ileri sürüyor ve serbest bırakılıyorlar!

Peki böyle mi olmalı?

Bu iş böyle mi devam etmeli?

Böyle devam etmemelidir!

Bu tip bir suç mahkemede kesinleşirse

davaya bakan Hâkimin psikologa

başvurması zorunlu tutulmalıdır!

Suçlunun kimyasında 'Vandal'

emaresi güçlüyse, önce psikolojik

tedavi gerekli süreyle uygulanmalı…

Sonuca göre de, tahliye söz konusu

olmaksızın, ceza hafifletilerek ya da

ağırlaştırılarak uygulanmalıdır!

Irak-Suriye'deki kaos ortamını ülkeye

taşımaya çalışan ya da insaniyet dışı

bazı eğilimleri bünyesinde barındıran

toplumun binde biri oranında,

'Vandal, Çapulcu, Hain' ruhlu

sapık-psikopat olsa, 'yetmiş yedi bin'

eder ki, bunlardan arınmanın başka

yolu da bulunmamaktadır…

'Psikopat Vandal' tecrit edilsin ki,

'Yeni Türkiye' huzuru artık bulsun!