Demokrasilerde, desteklemek ya da
karşıtlığı ortaya koymak için gösteri
yapmak, usulü dairesinde toplantılar
düzenlemek elbette 'ifade özgürlüğü'
kapsamındadır…
Bunda hiç şüphe yok!
…
Ama sokakları yakıp-yıkmak, banka,
okul, işyeri ne varsa saldırmak, yağma
yapmak, uyduruk bahanelerle zıt-pırt
kamu düzenini bozmaya dönük eylem
düzenlemek, demokrasilerde makul
karşılanamaz-müsamaha edilemez…
Bunda da hiç şüphe yok!
…
Cumhuriyet, benzer yıkıcı-bölücü
eylemlerden kendisini koruyacaktır!
Ve öyle anlaşılıyor ki, bu konudaki
tedbirlere ilişkin 'Güvenlik Paketi'
Meclis gündemine gelmek üzeredir…
…
Ya…
Dolmuştan sopayla inip vatandaşa
girişen, parkta gezen insanlara bıçakla
saldıran, karısını-çocuğunu öldüresiye
dövüp komaya sokan, kediye-köpeğe
işkence eden, sarhoşluk sınırını aşıp
elinde birayla araç süren 'Vandal'lar
için de düzenleme gerekmiyor mu?
…
Bunlar da yakalanıp hâkim karşısına
çıkarılınca, pişman olduklarını, bir an
için kendilerini kaybettiklerini, ya da
bazıları tarafından kandırıldıklarını
ileri sürüyor ve serbest bırakılıyorlar!
…
Peki böyle mi olmalı?
Bu iş böyle mi devam etmeli?
…
Böyle devam etmemelidir!
…
Bu tip bir suç mahkemede kesinleşirse
davaya bakan Hâkimin psikologa
başvurması zorunlu tutulmalıdır!
Suçlunun kimyasında 'Vandal'
emaresi güçlüyse, önce psikolojik
tedavi gerekli süreyle uygulanmalı…
Sonuca göre de, tahliye söz konusu
olmaksızın, ceza hafifletilerek ya da
ağırlaştırılarak uygulanmalıdır!
…
Irak-Suriye'deki kaos ortamını ülkeye
taşımaya çalışan ya da insaniyet dışı
bazı eğilimleri bünyesinde barındıran
toplumun binde biri oranında,
'Vandal, Çapulcu, Hain' ruhlu
sapık-psikopat olsa, 'yetmiş yedi bin'
eder ki, bunlardan arınmanın başka
yolu da bulunmamaktadır…
…
'Psikopat Vandal' tecrit edilsin ki,
'Yeni Türkiye' huzuru artık bulsun!