Kılıçdaroğlu, yemin töreni için
Meclis'e gelmedi!
Çankaya'daki Zafer Bayramı
resepsiyonuna katılmadı!
Cumhurbaşkanı ile savaş durumu
hariç görüşmeyeceğini, toplantıya
çağrılırsa gitmeyeceğini açıkladı!
…
Bu bir muhalefet anlayışı değil, olsa
olsa, toplumu kamplara bölmeye yol
açabilecek kin kusan bir 'garaz' tavrı!
Milletine küsmüş, sandığı hiçe sayan,
çocukça, acemice, haset-nefret dolu,
ötekileştirici 'eski Türkiye' yaklaşımı!
…
Yine de, yazımızın başlığıyla ilgili
değil bu belirttiklerimiz…
Gülmek-üzülmek arası şaşkınca gidip
gelirken, şunu merak etmek de doğal;
…
Son on iki yıl, diyelim 'millet CHP'ye
yönelip, bu partiyi sürekli iktidarda
tutuyor olsaydı' diye düşünüp…
Kılıçdaroğlu, günümüz Türkiye'sinin
elde ettiği kazanımlardan hangilerini
kendilerinin de sağlamış olabileceğini
hayâl edebilir acaba?
…
İnsan haklarındaki atılımları mı?
Barış iklimindeki gelişmeyi mi?
Din ve vicdan hürriyetini mi?
Başörtüsü özgürlüğünü mü?
…
Ya da…
Çökmüş ekonomi devralıp zirveye
çıkartabileceğini mi?
IMF'ye borcu sıfırlayabileceğini mi?
Hazineyi döviz doldurabileceğini mi?
Tüm geliri üç kat artırabileceğini mi?
…
Ya da,
CHP oniki yıldır hükümet etse idi…
Ülkeyi duble yollarla örebilir miydi?
Hastane-Okul-Stadyum-Adliye Sarayı
sayısını bu denli artırabilir miydi?
İnternet-haberleşme olanaklarını yüz
misline katlayabilir miydi?
Şehirlerin çehresini bu denli çağdaş
görünüme kavuşturabilir miydi?
…
CHP binasının oval ofisi'nde oturup
iç dünyasıyla başbaşa kaldığı bir gün,
bunları kendilerinin de yapabileceğine
gerçekten hiç aklı kesmiş olabilir mi?
…
Ya…
Marmaray, Avrasya tüneli ile kıtaları
boğaz suları altından bağlamak?
Dünyanın raylı sisteme sahip en geniş,
en yüksek köprüsünü inşa etmek?
Hızlı treni hayata geçirmek?
Uzaya beş adet uydu yollamak?
Yerli silah sanayiinde bunca aşama?
…
Ya…
Dünyanın en büyük havaalanı?
Ya…
Kanal İstanbul?
…
Bırak bunları gerçekleştirebilmeyi,
hayâlini kurabileceğini sandığını
sanmak bile 'hayâlcilik' olmaz mı?
…
Gelelim başlığımıza…
Bu topraklar nice Başbakanlar,
nice hükümetler gördü!
Ve her defasında da,
'At, binicisine göre kişnedi'…
…
Geçmişteki diğerleri dâhil, CHP'li
İnönü, Ecevit Türkiyesi ile, Tayyip
Erdoğan Türkiyesi'nin farkı burada;
…
Süvarinin becerisi-başarı yolunda
iman gücü-toplumun coşan desteği!
…
Davutoğlu Hükümeti'nin de aynı
başarıyı tekrarlayacağının çok sayıda
işareti, görmek isteyenlere mevcuttur!
İşte bir tanesi de şudur;
Erdoğan da, Davutoğlu da beş yıl
arayla aynı gün doğmuştur; 26 Şubat!