Vehbi bey,
sıfır'dan başlayıp devleşmiş…
Sakıp ağa da,
babasından devraldığı şirketleri
hepten büyütüp, zirveye taşımıştı!
…
Türkiye'yi de iyi bilirler…
Toplumu da iyi tanırlardı…
Halktan hiç kopmamışlardı!
…
Vehbi bey'in 'tatlı cimriliği'
örneğin altı delik ayakkabısıyla
fotoğrafları gazetelere sık konu
olurdu…
Anlatırlardı;
Berbere 'on lira' verince tıraş için,
berber espriyi patlatmış;
"Rahmi bey, sırf 'bahşiş' olarak
'elli lira' bırakıyor ama!"…
"Doğrudur" demiş Vehbi bey;
"O, Vehbi Koç'un oğlu"…
…
Sakıp Ağa'yı çok daha yakından,
hatta 'birbirimizin ceketini tutacak
kadar yakından' tanıma fırsatı-şansı
bulmuştum…
Herkese örnek olacak denli
'tevazu abidesi' ve 'zekâ küpüydü'…
…
Her ikisinin de ortak yönleri;
"Ülkeyi çok sevmeleriydi"…
…
"İstikrar ve Kalkınma" üzerine
en çok titredikleri öncelikleriydi!
…
Bugün hayatta olsalardı…
Kızlarının-Oğullarının şu an öne
süreceği tahmin edilebilecek
analizlerini acaba yerinde bulurlar
mıydı?
Evlâtlarının, gelişmeler karşısındaki
tavırlarına acaba destek mi olurlardı?
Yoksa…
…
Yoksa terliği kapıp,
yalı koridorlarında, kendilerince
'yeni yetmeleri' kovalarlar mıydı?
Sanmam ama şunu tahmin edebilirim;
…
Onları karşılarına oturtur…
Dünya krizine yakalanmayan, ihracatı
rekor kıran, kalkınmada en hızlı, işsizi
gitgide azalan, ilerleyen, modernleşen,
sanayileşen günümüz Türkiye'sini,
eskiye dair örneklerle de kıyaslayarak
kuvvetli bir nasihat çekerlerdi!
…
'Akıllı olun, biz lokomotifiz!'
derlerdi kuşkusuz…
'Ray döşeyene destek,
bizim birincil vazifemizdir!'…
…
Her ikisini de 'rahmetle-şükranla'
andığımız, gerçekten büyük adamlardı
ve doğruyu dile getirmiş olurlardı!
Ray yıpratılmamalı ki…
Tren devrilmeden gitsin!
…
Elbette, en öndeki 'lokomotif' de…