Tarihi 20 Nisan 2014

Vehbi Bey/Sakıp Ağa

Vehbi bey,

sıfır'dan başlayıp devleşmiş…

Sakıp ağa da,

babasından devraldığı şirketleri

hepten büyütüp, zirveye taşımıştı!

Türkiye'yi de iyi bilirler…

Toplumu da iyi tanırlardı…

Halktan hiç kopmamışlardı!

Vehbi bey'in 'tatlı cimriliği'

örneğin altı delik ayakkabısıyla

fotoğrafları gazetelere sık konu

olurdu…

Anlatırlardı;

Berbere 'on lira' verince tıraş için,

berber espriyi patlatmış;

"Rahmi bey, sırf 'bahşiş' olarak

'elli lira' bırakıyor ama!"…

"Doğrudur" demiş Vehbi bey;

"O, Vehbi Koç'un oğlu"…

Sakıp Ağa'yı çok daha yakından,

hatta 'birbirimizin ceketini tutacak

kadar yakından' tanıma fırsatı-şansı

bulmuştum…

Herkese örnek olacak denli

'tevazu abidesi' ve 'zekâ küpüydü'…

Her ikisinin de ortak yönleri;

"Ülkeyi çok sevmeleriydi"…

"İstikrar ve Kalkınma" üzerine

en çok titredikleri öncelikleriydi!

Bugün hayatta olsalardı…

Kızlarının-Oğullarının şu an öne

süreceği tahmin edilebilecek

analizlerini acaba yerinde bulurlar

mıydı?

Evlâtlarının, gelişmeler karşısındaki

tavırlarına acaba destek mi olurlardı?

Yoksa…

Yoksa terliği kapıp,

yalı koridorlarında, kendilerince

'yeni yetmeleri' kovalarlar mıydı?

Sanmam ama şunu tahmin edebilirim;

Onları karşılarına oturtur…

Dünya krizine yakalanmayan, ihracatı

rekor kıran, kalkınmada en hızlı, işsizi

gitgide azalan, ilerleyen, modernleşen,

sanayileşen günümüz Türkiye'sini,

eskiye dair örneklerle de kıyaslayarak

kuvvetli bir nasihat çekerlerdi!

'Akıllı olun, biz lokomotifiz!'

derlerdi kuşkusuz…

'Ray döşeyene destek,

bizim birincil vazifemizdir!'…

Her ikisini de 'rahmetle-şükranla'

andığımız, gerçekten büyük adamlardı

ve doğruyu dile getirmiş olurlardı!

Ray yıpratılmamalı ki…

Tren devrilmeden gitsin!

Elbette, en öndeki 'lokomotif' de…