Tarihi 20 Ekim 2013

Kırk Yıllık Kâni…

Amerika,güney topraklarının büyük
bölümünü Meksika'dan parayla satın
almıştı…
Bu yöredeki kentlerin İspanyolca
adlarına hiç dokunmadılar;
"Los Angeles, San Diego,
Las Vegas, San Francisco…"
Hatta bir Kızılderili Reisi'nden incik
boncuk karşılığı aldıkları yerleşime,
Reis'in adını verdiler; "Chicago"…
'Uludağ'ın eski ismi 'Keşiş Dağı'
idi…
İstanbul'a Güney Doğu'dan, yani
Uludağ yönünden esen rüzgâra bu
yüzden "Keşişleme" denmiştir…
Dağın adı değişince, rüzgârın niye
böyle anıldığı da bilinmez oldu!
Hayrettir ki,
Cumhuriyet tarihi boyunca, devleti
yönetenler işi-gücü bırakmış, on iki
bin kadarıköy ismi olmak üzere,
yirmi sekiz bin yerleşim biriminin
adını zorla değiştirmişlerdir;
'Zigana geçidi' olmasın,
'Kalkanlı geçidi' olsun…
'Nur dağları' kulağa hoş gelmiyor,
'Amanos' desek daha iyi…
Binlerce yıllık 'Tillo' bir gecede
oluversin 'Aydınlar!'…
Çocuğa bile istenen adın özgürce
verilememesi sıkıntısının yanı sıra,
bu 'asimilasyon' furyasında, komik
değişikliklerin yaşandığı da çok oldu!
Fransa Cumhurbaşkanlığı Sarayından
esinlenilerek adı konulan Ankara'daki
'Elize' kulübü örneğin, tabelasını
değiştirmek zorunda kalanlardandı!
O da oldu; 'El İzi Pavyon!'…
Doğrusu bu ya, tarihi isimleri
değiştirmek, kültürü derinden
etkilediği gibi, toplumun ayrışma
nedenlerinden de biri hâline gelmişti!
'Demokratikleşme paketi' ile
bu garabet de maziye gömülmüş oldu!
Ne kadar zorlarsan zorla, atasözünde
olduğu gibi;
'Kırk yıllık Kâni, olmaz Yani'…