geçiş sürecinde kamuoyunda oluşan
en ciddi tereddüt,
İmralı ile Kandil'in çelişip
çelişmeyeceği konusudur!
Pratikte ise gerçek şudur;
...
PKK'nın en üst otorite
kadrosu alt alta
sıralanacak olsa ilk satırda
Apo yer alır,
sonraki yirmi sıra ise boş kalır...
Medya'dan kulağınıza çalınan
birtakım tepe isimleri,
listede ancak yirmibirinci
basamaktan itibaren görebilirsiniz!
...
Neticede;
Apo içeride de olsa, dışarıda da olsa,
örgütün tartışılmaz, uzak ara lideridir!
...
Yukarıda, özetlenerek ifade edilen bu
tespitler;
-Örgütte sizden sonra kim gelir?
sorusuna Apo'nun bizzat verdiği
yanıttan alınmadır!
...
Bize göre de gerçeği yansıtmaktadır...
...
Kim ne derse desin, Apo örgütte bir
fenomen, o çevrede adı anılırken dahi
saygı-korku karışımı duyguları birlikte
harekete geçiren bir dehşet idolüdür...
...
Çünkü örgütü kurmuş, inciği-cıncığı
organize etmiş, yıllar boyu da Stalinist
bir anlayışla yönetmiştir...
Bırak emre uymayanı, farklı fikir ileri
sürenler bile infazdan kurtulamamıştır!
...
Günümüzde...
Kandil ve Avrupa'da kimi yöneticilerin
zaman zaman Apo'nun sözlerine karşı
çıkıyormuşçasına verdikleri demeçlerin
altında yatan cüret'in kaynağı, Apo'nun
hapiste olmasıdır!
Bir şekilde karşı karşıya gelmiş olsalar,
o an dizlerinin bağının çözülüvereceği,
eşzamanlı olarak etrafa nahoş kokuların
yayılacağı da bir gerçektir!
...
Paris'ten getirilen cenazeler için
düzenlenen törenlerin, önceden
alışılmışın dışında olaysız geçmesi,
büyük ölçüde bu olgunun sonucudur!
...
Nihayet...
Güvercinler uçurulmaya başlanmıştır!
