Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 27 Ağustos 2015

Her canlı izin dönüşü tadacaktır

Yıllık izin yani başka bir deyişle tatil. İşverenin çalışanına "posanı arada bir güneşe ser de mantarlanmayasın." şeklinde salık vermesi (tavsiye) düzeneğidir.
Baldan tatlı, kibrit çöpünden kısa zaman dilimidir bu güzel şey. Aslında bütün yıl hayalini kurarsın çiçek güzlüklerine bakar gibi kışın ortasında plajlar, sahiller, oteller bakarsın internetinde masa başında. Sanki yaşama sebebi gibi çalışma sebebi oluverir hayatımızda.
Senden önce gidenler ümit olur senden sonra gidenler ise domuz olur. Ama malesef her gidişin bir dönüşü de olacaktır. Tabiri caizse keser döner sap döner gibi. Yani başlıkta dediğim gibi "her canlı izin dönüşünü tadacaktır."
Bu dönemi müdürlerimiz ve arkadaşlarımız sayesinde minimum iş gününde atlatırız.
Hemen bir sene sonraki tatil planını yapmaya başlarız. Ama o ilk gün "Offf Aman Nalan"ı hatırlatır.
İzine çıkamayan iş arkadaşlarınızın yüzünüzdeki acıyı gördüklerinde inanılmaz bir haz ve mutluluk aldığını gösteren gülümsemeleri, bir de üstüne " sen sanki biraz kilo almışsın tatil yaramış artık verirsin biriken işleri yetiştirmeye çalışırken" diye espri yapmaları ve " özledin mi sabahın köründe kalkmayı" demeleri ve ayrıca "düşünsene 1 sene boyunca beklediğin tatilin bitti seneye kadar tekrar bekleyeceksin" demeleri. Noluyor anlamadım ki herkes de bir acı gerçek teması.
Masaya oturup boş boş ekrana bakarken tatildeki güzel anların beyinden otomatik oynatılıp izlendiği günmüş.
Denizde voleybol topuna yaptığın rövaşata denemeleri sanki bu öğleden sonra da olacakmış gibi.
Sersemliğin tavan yaptığı, yer ve zaman algısının yitirildiği gün oluyormuş. "Dün bu saatlerde ne yapıyordum, şimdi neredeyim" diye ağlamaklı olur insan. Hele bir de tatili son dakikasına kadar kullanayım diye dönüşü son geceye bırakıp direkt iş yerine gelince gün bitmeyecek gibi gelir.
Belki 350 gün sonra tekrar yapacağım diye izni düşünerek kolaylaştırmaya çalırsın ama nafile. Bu hesaplar bir hafta sonra seni rahata kavuşturacaktır.
Bence ağla ağla iyi gelir.

YALAN MAKİNESİ
Bi adam yalan dedektörü almış.
Akşam yemeğinde denemek istemiş, Oğluna "bugün nerdeydin" demiş...
Oğlu da "okuldaydım" deyince dedektör ötmüş.
Sonra oğlu itiraf etmiş, sinemada erotik bi filme gitmiş.
Babası da kızmış, oğluna; "Ben senin yaşındayken erotik nedir bilmezdim bile" demiş.
Dedektör yine ötmüş. Bunu duyan anne gülmüş ve "Al işte senin oğlun" demiş. Dedektör yine ötmüş...

ORMAN
Temel ile Dursun ormanda kamp kurmuşlar. Bir ara Temel Dursun'a seslenmiş:
- Dursun şu ormanın bir güzelliğine bak hele ... Dursun şöyle bir etrafına bakmış;
- Ağaçlardan bir şey göremiyorum ki...

MEYVE SEBZELER
Brokoli, mantar, ceviz ve muz sohbet ederken bir yandan kendilerini tatmin ediyorlar;
Brokoli: Hiçbiriniz benim gibi olamazsınız, ben küçük bir ağaca benziyorum
Mantar: Ben hepinizden daha değerliyim, çünkü bir şemsiyeye benziyorum.
Ceviz: Komiksiniz, herkes benim bir beyin gibi durduğumu bilir.
Muz: Lütfen konuyu değiştirebilir miyiz?

PLAKA
Temel evinde oturuyormuş. Dursun gelip Temel araban çalınıyor demiş. Temel arabanın arkasından koşmuş ve bir süre sonra geri dönmüş. Dursun "Ne oldi yakalayabildin mi"demiş.
Temel de: "Yakalayamadum ama plakasını aldum." demiş.

AlkışlıYorum
Bir alkış da Hakkari'de gösteri yapan çocuklara "Evinize dağılın, Hakkari bu yıl da ÖSS'de sonuncu oldu. Gidin, ders çalışın!" anonsu yapan yurdum polisine gelsin lütfen.

GERÇEK KESİT
Arabadayız. Bir türlü daha önce girdiğimiz sokağı bulamıyoruz. Gidiyoruz gidiyoruz. Artık gerektiğinden fazla uzağa gittiğimizin farkındayız ama geri de dönmüyoruz. Teyzem; "Ya sanki daha gerideydi. Bu kadar gitmiyorduk ki!" diye hayıflanırken, diğer teyzem; "Ya baksanıza neredeyse dere yoluna geldik! Bu kadar da uzakta değildi ki." diyor. Tam bu esnada en gerçekçi yorum anneannemden geliyor; "Benim daha önce buraya geldiğimizde çişim gelmiyordu! Çişim bile geldi! Çok uzaklaştığımız buradan belli!" diyor. İkna oluyor, geri dönüyoruz.

YOK BÖYLE HABER
Efendim Karadenizli bir mucit kendi imkanlarıyla uzaktan kumandalı bir helikopter yapmıştır. Sunucu haberi anlatır daha sonra görüntüler gelir ekrana: Arkada 1 metreye yakın bir helikopter, önde bir adam elinde kumanda. Spiker röportaja başlar. 2 dakika filan sürer haber ve haberin sonunda mucit bombayı patlatır: ''Yakında uçanını da yapçam''